Sevgili okurlar; Yeryüzünde insanoğlunun başka kendi emeğini yiyen başka bir yaratılan yoktur.
Nitekim Kur’an’da “insanoğlu için ancak çalıştığı kadar kazanç vardır” buyuruluyor. Bakınız ismi Kur’an’da geçen peygamberlerden Davut peygamber aynı zamanda kral idi ve her karşılaştığı kişiye Davut’u nasıl bilirsin diye sorardı. Onlar da düşüncesi ne ise onu söylerdi.
Bir gün Allah Teala ona insan suretinde bir melek gönderdi ve Hz. Davut ile konuşmasını emretti o da insan kılığına girip Davut peygamberle konuşmaya başladı. Ona selam verdi ve Davut peygamber herkese sorduğu gibi orada “Ey insanoğlu Davut’u nasıl bilirsin” diye sordu. Zira onun bir melek olduğunu bilmiyordu. O da “Evet Davut peygamber iyi bir insan ancak ne var ki ailesi efradını beytülmal’den (devlet hazinesi) yedirip içiriyor. Bu hiç hoş değil” dedi.
O zaman Davut peygamber “ah ben ne yaptım diye” (halbuki hem peygamber hem de kraldı) pişman olup, istiğfar etti (af diledi) Allah Teala’dan kendisine bir sanat öğretmesini diledi. Allah Teala da ona demircilik sanatını verdi ve o da artık her gün 4 adet demirden zırh (gömlek yapıp satmaya başladı ve artık devlet hazine sinden 1 kuruş bile almadan hane halkını geçindirdi ve Allah Teala’ya “Ey rabbim insanoğlunun en hayırlı rızkı nedir” diye sorduğunda yüce yaradan “Ey Davut kişi kendi kazancından daha hayırlı bir rızık yoktur” buyurdu ve ömrünün sonuna kadar beytülmal’den (devlet hazinesi) tek kuruş kendine ve hane halkına harcama yapmadı.
İşte dinde bu konunun ne kadar hassas olduğunu bize örnek olarak da asırlar evvel Davut peygamber göstermiş oldu. Eh artık bir de zamanımızı düşünelim; yapılanlara bakalım. Allah affetsin demekten başka çare yok. Allah Teala her şeyin helalini ve hayırlısını nasip etsin.
 
             
             
             
             
             
                 
                             
                            