25 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde hayata geçirdiği projelerle Eskişehir’i tüm Türkiye’nin gıptayla baktığı bir Avrupa kentine dönüştüren Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile Haberes Dergisi olarak röportaj yaptık.

Yılmaz Büyükerşen; tozu, çamuru,  suyu pis akan Porsuk Çayı ile anılan Eskişehir’i, tüm Türkiye’nin örnek aldığı bir kent haline getirdi. İçinde yaşayan insanların gittikleri başka kentlerde ‘ben Eskişehirliyim’ diye büyük gurur duydukları modern şehir oluşturdu. Eskişehir’in modern ve çağdaş yüzünü ortaya çıkardı. Bazı insanlar, o şehrin kaderi oluyor veya kaderini değiştiriyor. Bir şehrin kaderini değiştiren, On yıllar, yüzyıllar geçse de adı hep bu şehirle beraber yaşayacak olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen röportajda Eskişehirlilere çok önemli mesajlar verdi. Bunlardan öne çıkanları sizler için derledim.

ESKİŞEHİR HALKINA MİNNETTARIM

 “Benim Eskişehir'de hayata geçirdiğim tüm projelerin ortak bir hedefi vardı. Eskişehir'i içinde yaşayan insanların gurur duydukları, gururla ‘ben Eskişehirliyim’ diyecekleri bir şehir haline getirmekti. Bunu başardığımı sanıyorum. ‘İyi ki yaptım’ dediğim proje, aslında Eskişehir'in bu modern ve çağdaş yüzünü ortaya çıkarmaktı.’ Eskişehir halkı beni her zaman bağrına bastı, inandı, güvendi. Eskişehir halkına minnettarım.”

AİLEMDEN SONRA TÜM HAYATIMI ESKİŞEHİR’E ADADIM

“Hayatta her şeyin bir sonu vardır. Önemli olan bu kararın zamanında ve sağlıklı şekilde verilmesi, aynı zamanda kimin ve kimlerin yönetimine bırakılacağıdır. Bu konuda doğru karar vermeye çalıştım. Ben, ailemden sonra bütün hayatımı adadığım Eskişehir'e hizmet etmekten çok büyük onur duydum. Çocuklarım ve torunlarımdan sonra benim bu hayata bırakacağım yegane değer, Anadolu Üniversitesi, on binlerce öğrencim ve örnek kent Eskişehir'imdir. Ancak, talep edildiği takdirde şehircilik konusundaki bilgilerimi ve deneyimlerimi, her zaman, herkesle paylaşmaya hazır olacağım.”

GÖZÜM ARKADA KALMAYACAK

“Size şunun rahatlıkla söyleyebilirim ki, benim çok içime sinen bir isim Ayşe Ünlüce. Öncelikle bunca yıl hizmet etmeye çalıştığım Eskişehir için gözüm arkada kalmayacak. Uzun süre birlikte çalıştık. Kendisini yakından tanıyorum. Ne durumda nasıl tavır takınacağını, ne tür kararlar alacağını, çalışma ekibiyle ilişkilerinin ve yeni projelerinin nasıl olacağını tahmin edebiliyorum. Üstelik bir kadın, Eskişehir'in sanıyorum Ayşe Ünlüce ilk kadın belediye başkanı adayı. Çeşitli ilçelerde başkan adayları ile mahallelerimizde muhtar olan kadın arkadaşlarımız var. Ancak Eskişehir merkez için bir ilk Kadın Belediye Başkan Adayı. (Hem de Büyükşehir Belediyesi olarak) Bunun Eskişehir'e çok yakışacağını ve Eskişehirlilerin de sandıkta ona bunun karşılığı oylarını vereceklerini düşünüyorum.”

YAPAMAYACAĞIM ŞEYİN SÖZÜNÜ VERMEDİM

“Eskişehirliler beni tanıyor, biliyorlardı. Güveniyorlardı da. Çünkü yapamayacağım şeyin sözünü vermedim, sözünü verdiğim şeyi de yaptım. Onun için bana oy veren vermeyen herkes bilir ki, ben yapamayacağım şeyi dobra dobra söylerim, oy kaygısı taşımam. Yapacağım projeyi de, hem hukuki, hem finansal hem de proje açısından tamamen hazırlamadan açıklamam, insanları boş hayallerle yormam. Eskişehirliler bunları bildikleri gördükleri için, hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar oy verdiler.

KURALSIZ SANAYİLEŞMENİN KARŞISINDAYIM

“Ben gelişigüzel, düzensiz, kuralsız, başıboş bir sanayileşmenin karşısındayım. Bunun beraberinde niteliksiz işgücü ve göç getirmesinden, şehirde gettoların oluşmasından, gecekondu mahallelerinin artmasından endişe ediyorum. Böyle bir aşırı göç, şehri hem imar açısından hem de sosyal açıdan deforme edeceğini biliyorum. Kaldı ki, bütün dönüşüm projelerimizi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yıllarca devamlı geri çevirip, onaylamaktan kaçındı. “

İSTEDİKLERİ TEK ŞEY UCUZ İŞGÜCÜ

“Üstelik de bizim, fabrikalarının yanına işçi evleri yapıp, fabrika ve evinden başka bir yaşamı olmayan, adeta insanlardan tecrit edilmiş, koloni halinde yaşayan topluluklar yaratma sevdasında olan bazı iş adamlarımız (çoğunlukta olmasalar da) ve siyasetçilerimiz var. Bunu neden istiyorlar? İstedikleri tek şey, ucuz işgücü. Eskişehir bundan sonra da bu dengeyi çok iyi gözetmeli. Biri için diğerinden vazgeçmemeli. Sanayileşmeye evet, ancak düzenli ve kurallı, planlı bir sanayileşmeden söz ediyorum.”

***

NOSTALJİ

HAKSIZLIĞA KARŞI URGANLI EYLEM

58 yıl önce. Tarih: Haziran 1966. Dönemin Eskişehir Tekniker Okulu Talebe Cemiyeti Başkanı Cevdet Selvi ile Cemiyet Sekreteri Ersen Yeniceli haksızlıklara karış idam urganı ile birlikte eylem yapıyor. Selvi liderliğinde Eskişehir’de başlatılan bu eylem tüm Türkiye’ye yayılıyor. 26 kentte aylarca sürdü. Yaklaşık 40 bin teknikerin yaptığı boykot eylemleri sonuç verdi. Teknikerler mühendislik okuma haklarını kazandı. 55 yıl önce tüm Türkiye’de bu eylemi başlatan Selvi sendikacılık yaşamında büyük başarı elde etti. Yıllarca Petrol-İş Sendikası Genel Başkanlığı yaptı. TÜRK-İŞ Genel Başkanlığına aday oldu. Selvi 1987-1991 ve 2002-2007 yılları arasında Eskişehir milletvekilliği yaptı. Yıllarca SHP ve CHP’de Genel Başkan Yardımcılığı görevlerindi bulundu. 22 Nisan-23 Mayıs 1999 ve 11 Mayıs-22 Mayıs 2011 tarihleri arasında iki defa CHP Genel Başkanlığına da vekalet etti. (Her ikisinde de Deniz Baykal’dan koltuğu devraldı.) 58 yıl öncesin genç eylemcisi Ersen Yeniceli, ilimizde yıllardır CHP’de politika yapıyor. CHP İl Başkanlığı ve Tepebaşı Belediye Meclis Üyeliği görevlerinde de bulundu. Her zaman dürüst kişiliğiyle hep takdir edildi...

***

DÜNYA TARİHİ

PEK ÇOK SÜREYYA ADINI ONDAN ALDI

Soraya İsfendiyari Bahtiyari (Prenses Süreyya) o kadar güzel gözlere sahipti ki son İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi görür görmez ona vuruldu.  18 yaşındaki Zümrüt Gözlü güzel 12 Şubat 1951’de 15 kiloluk görkemli gelinlikle ve muhteşem törenle evlendi. Ancak  şaha erkek çocuk veremediği için şahın ailesi tarafından 13 Şubat 1958’de saraydan uzaklaştırıldı.  Artık o Kraliçe değil mahzun prensesti. İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi'nin 1956'daki Türkiye ziyareti sırasında yanında gelen Süreyya İsfendiyari Bahtiyari, Türk Halkının gönlünde taht kurdu ve basın kendisine büyük ilgi gösterdi. Türk halkı zümrüt gözlü Soraya'yı "Süreyya" olarak adlandırdı. O günlerde Türkiye’de doğan kız çocuklarının çoğunun adı Süreyya oldu.

***

REPLİK

“Bir hayalin varsa onu korumalısın. İnsanlar kendi yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını söylemek isterler.”

The Pursuit of Happiness / Umudunu Kaybetme