Türk Sinema Tarihi'nin belki de gelmiş geçmiş en büyük aktörü olan Tarık Akan dün vefat etti.

SOYTARI OLMADI
Türk sinemasının devrimci, demokrat ve çağdaş bir ismi olan Tarık Akan, her devrin adamı olmadı. İnandığı doğrular doğrultusunda cezaevinde yattı. Kral sofrasında soytarı olmadı. Halkın kavgasında eşkıya oldu. Akan sinemaya ilk başladığı yıllarda çapkın gülüşüyle romantik komedi tarzı filmlerde oynadı. 'Aşkların En Güzeli', 'Sev Kardeşim', 'Tatlı Dillim' filmleriyle tüm genç kızların hayallerini süsledi. Çoğunlukla çapkın, bazen haylaz, bazen de ayran gönüllüydü; fakat her zaman çok kibar ve zarifti. Yeşilçam'ın maço adamları arasında; romantik ve kibar tavırlarıyla öne çıktı. 'Ah Nerede' filmi yayınlandığında rekorlar kırmakla kalmadı, günümüze bir klasik olarak taşındı. Bu filmde Gülşen Bubikoğlu ile iyi bir ikili oldular.


ALTIN PALMİYE ÖDÜLÜ
Sadece romantik ve komik sahnelerle değil, bazen hüzün sahneleriyle de sinemaseverleri gözyaşlarına boğuyordu. 'Canım Kardeşim' filminde olduğu gibi. 'Hababam Sınıfı' serilerinin 'Damat Ferit'iydi. Öğretmenin 'Uçan memeli' sorusuna 'Hostes' diye verdiği yanıtla hala bugün bile bizleri güldürüyor. Tarık Akan isteseydi, yıllarca romantik ve komik filmlerin yakışıklı jönü olabilirdi. Ancak kendisi bunu istemedi. 27 yaşındayken daha halkçı, toplumsal filmlerde oynama kararı aldı. 1977 Sürü, 1978 Maden, 1982 Yol, 1983 Derman filmlerinde rol aldı. Başrolünü oynadığı 'Yol' filmi Cannes Film Festivali'nde 'Altın Palmiye' ödülünü aldı.

HAKLININ
YANINDA OLDU
12 Eylül darbesinde tutuklandı. Halkın ve haklının yanında olan düşüncelerini asla gizlemedi. Bundan dolayı kendisi hakkında üst üste davalar açıldı. Para, şöhret ve başarıya ulaşmasına rağmen inandığı doğrulardan hiç vazgeçmedi. Zulme uğrayanların hep yanında oldu. Eylemlere katılarak emekçiler ve devrimcilerle hep omuz omuza oldu. Cemal Süreya, 'Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk' demişti. Bizler halkın sanatçısı olan Tarık Akan'ı hep büyük bir özlemle anacağız. O'nun filmleriyle geleceğimize ışık tutacağız. Büyük Sanatçı Tarık Akan'a Allah'tan rahmet diliyorum…

**

NOSTALJİ

ESKİŞEHİRSPOR'UN İLK FORMASI

Eskişehirspor'un ilk giydiği forma siyah kırmızı kalın çubukluydu. Bu formayı ilk olarak 22 Ağustos 1965 tarihinde Şeker Stadyumu'nda Galatasaray ile oynanan hazırlık maçında giydi. (Bu bilgiyi Eskişehirspor Tarihi konusunda uzman bir kişi olan Osman Cemoğlu'ndan aldım.) 2. Ligde şampiyon olup birinci lige çıktığı 1965-1966 sezonunda bu kalın çubuklu formayla sahne aldı. Eskişehirspor'un kurulmasına öncülük eden aynı zamanda ilk yönetim kurulu üyelerinden ve forma renginin Siyah-Kırmızı olmasını öneren merhum işadamlarından Mustafa Doğramacı'nın oğlu Murat Doğramacı'nın arşivinden 31 Ekim 1965'de Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda ES ES'in Bursaspor ile oynadığı maçın kadro fotoğrafını da köşemde siz okurlarımla paylaşıyorum. ES ES bu maçta Bursaspor ile 1-1 berabere kalmıştı. 3 Nisan 1966 tarihinde Bursa Atatürk Stadı'nda oynanan maçta Bursaspor'u Fethi Heper, Kamuran Yavuz ve Nihat Atacan'ın attığı gollerle 3-1 mağlup ettik. Ve o yıl şampiyon olarak Birinci Lige (Bugünün Süper Ligi) çıktık.

**

CUMARTESİ HİKAYESİ

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM ARKADAŞIM

Savaşın en kanlı günlerinden biri. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü.


HAYATINI TEHLİKEYE ATMA
İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu:
- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim? 'Delirdin mi?' der gibi baktı teğmen.
-Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma. Asker ısrar etti.


DEĞMEZ DEMİŞTİM
Teğmen: 'Peki' dedi. Git o zaman. İnanılır gibi değildi. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
-Sana hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bak haklı çıktım. Bu zaten ölmüş.


SON SÖZLERİ
-Değdi teğmenim, dedi asker hıçkırarak. Gene de değdi, çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak dünyaya bedeldi benim için.
'Geleceğini biliyordum canım arkadaşım, diyordu arkadaşım… Geleceğini biliyordum!..'

*

FOTO ŞAKA

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı: Volkancığım 2019 yılında Odunpazarı bölgesini sen yöneteceksin.
AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Volkan Doğan: Bakanım Odunpazarı'nda beni mi aday yapacaksınız?
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı: Gençsin, yakışıklı ve dinamiksin. Senden daha iyisini mi bulacağız?
AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü: Büyükşehir Harun Karacan, Odunpazarı Volkan Doğan olacak. Bu garibi de Tepebaşı'na aday yapsanız, kıyamet mi kopar?