Yazıya başlamadan belirteyim ki kurum ismi olarak “TÜLOMSAŞ”ı bilinçli olarak kullanıyorum. 2020 yılında kurulan Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayi A.Ş.’ye bağlanan bu kurum, genel müdürlük statüsünü kaybederek bölge müdürlüğüne dönüştürüldü. Ancak Eskişehirliler açısından kurumun ismi fiilen TÜLOMSAŞ olarak bilinmeye devam ediyor.
Bu kurum, 1894 yılında Anadolu-Bağdat Demiryolu Hattının inşası sürecinde, lokomotiflerin bakım ve onarımını yapmak üzere Almanlar tarafından kuruldu. Savaş yıllarında top kaması üreten atölye, Cumhuriyet döneminde devletleştirildi ve Eskişehir Cer Atölyesi ismini aldı.
1957 yılında Ankara Gezi Parkı’nda kullanılmak üzere tasarlanan Mehmetçik ve Efe isimli lokomotifler bu kurumda üretildi. Ardından ilk lokomotif olan Karakurt ve Devrim arabaları burada üretildi. O dönemde Eskişehir Demiryolu Fabrikası ismini alan kurum, 1960’lı yıllarda ithâl ikâmeci sanayileşme stratejisinin demiryolu endüstrisinde vücut bulmuş haliydi.
1970’li yıllarda TCDD Eskişehir Lokomotif ve Motor Sanayi Müessesesi (ELMS) ismini alan işletme, dizel-elektrikli lokomotifler başta olmak üzere demiryolu endüstrisinin ihtiyaç duyduğu tüm araçları üretebiliyordu. Dahası Kıbrıs Barış Harekatı’nda kullanılmak üzere TRA-100 projesiyle roketatar bile üretildi.
İşletme, 1980’li yıllarda özelleştirme politikalarının hızlanmasıyla beraber günbegün önemini kaybetmeye başladı. 1986 yılında KİT statüsü kazanarak TÜLOMSAŞ’a dönüştü. Ancak 1970’li yılların sonunda ulaşılan yerlilik oranını bir daha yakalayamadı.
Gerek Türkiye’nin demiryolu endüstrisindeki ihtiyaçlarını karşılaması gerekse Eskişehir’de sanayileşmenin merkezinde yer alması, TÜLOMSAŞ’ın hayati önemini gösteriyor. Nitelikli işgücünün yetiştirildiği Çırak Sanat Okulu, sosyal tesisler, sportif başarılar ve nice olumlu yönü bulunan TÜLOMSAŞ, üretim boyutunun yanında Eskişehir’de bir işçi kültürünün oluşumu ve modernizm sürecinde çok önemli roller üstlendi.
Türkiye’de demiryolu sanayisinin baş aktörü olan TÜLOMSAŞ, bugün çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. TCDD Taşımacılık A.Ş. tarafından açılan bir ihale, bu tehlikeyi apaçık ortaya koyuyor.
Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesinin ardından işsiz kalan Ufuk Yalçın’ın genel müdür olarak atandığı TCDD Taşımacılık A.Ş., 7 Ağustos 2025 tarihinde bir ihale ilanı verdi. Dosya numarası 2025/1100464 olan ihale, 10 Eylül 2025 tarihinde yapılacak.
İhale konusu, 40 adet lokomotif alımı… İhalede belirtilen şartları taşıyan tek işletme, İsviçreli Stadler!
Oysa TÜLOMSAŞ’ta yapılan Eskişehir 5000 lokomotifi yüzde 70 oranında yerliliğe sahip. Öte yandan Ar-Ge Birimi’nde Milli Elektrikli Coco projesi sürüyor. TÜLOMSAŞ, ihale konusu olan lokomotifleri “yerli ve milli” olarak üretme kapasitesine sahipken, böyle bir ihaleyle lokomotif temin etmeye girişmek ülkenin demiryolu sanayisine vurulmuş ağır bir darbedir.
Yaklaşık 250 milyon Euro’ya mal olacak olan bu lokomotifler, gerekli yatırımların yapılması yoluyla TÜLOMSAŞ’ta çok daha ucuza üretilebilir. TÜLOMSAŞ’ta üretmek yerine, söz konusu lokomotifleri “adrese teslim” olduğu şüphesi taşıyan bir ihaleyle yurt dışından almak, bu kurumun itibarsızlaştırıldığını ve değersizleştirildiğini açık bir biçimde gösteriyor.
Bu girişimin ardından şu soruyu sormadan geçmek imkansız: Acaba TÜLOMSAŞ’ı ortadan kaldırmaya yönelik bir operasyon mu yürütülüyor?
Bu operasyon, Eskişehir’e kent kimliği kazandıran bir kurumu yok edecek ve Türkiye’nin demiryolu endüstrisinde dışa bağımlılığını arttıracak bir hamledir. Bu tarihi hatadan ya da ihanetten amasız-fakatsız ve derhal vazgeçilmelidir.
Başta Eskişehir kamuoyu olmak üzere sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri dikkatini bu noktaya vermelidir. TÜLOMSAŞ yok olmadan, bu girişimin önlenmesi için mücadele etmek gerekiyor.