Üç yaşında piyanoya büyük istidat gösteren Türk sanatçısı İdil Biret ilk derslerini Ankarada Mithat Fenmen'den aldı. TBMM'nin 1948 yılında çıkardığı özel kanunla sekiz yaşında Fransaya gönderildi ve büyük Fransız müzisyeni Nadia Boulanger'nin gözetiminde Paris Konservatuvarında okuyarak onbeş yaşında birincilikle mezun oldu. Daha sonra, 20. asrın en büyük piyanistlerinden Alfred Cortot ve Wilhelm Kempff ile çalıştı. Hiç bir piyano yarışmasına katılmayan Idil Biret onaltı yaşından itibaren Boston Senfoni, Leningrad Filarmoni, Londra Senfoni, Dresden Filarmoni gibi dünyanın büyük orkestraları ve Leinsdorf, Monteux, Keilberth, Scherchen gibi büyük şefleri ile beş kıtayı kapsayan iki bin'e yakın konser verdi ve bir çok festivale katıldı. Van Cliburn (ABD), Kraliçe Elisabeth (Belçika), Busoni (Italya) Franz Liszt (Weimar, Almanya) gibi ünlü piyano yarışmalarında jüri üyeliği yaptı; Fransa, Polonya, Íngiltere, Ítalya, ABD ve Türkiyede ödül ve nişanlar aldı. Biret bu güne kadar EMI, Decca, Atlantic/Finnadar, Naxos ve diğer firmalar için Amerika ve Avrupada 100 plak kaydetmiştir. Bunlar arasında müzik tarihinde ilk kez komple diziler olarak seslendirilen Chopin'in bütün piyano eserleri ve Beethoven'in dokuz senfonisinin Liszt tarafından yapılan piyano uyarlamaları ile Brahms ve Rachmaninof'un bütün piyano eserleri, Boulez'in üç piyano sonatı, Ligeti'nin etüdleri ve Stravinsky'nin Ateskuşu bale müziginin piyano uyarlaması da yer almaktadır. Bu kayıtlar Polonyada Chopin Büyük Ödülü, Fransada Altın Diyapazon dahil pek çok ödül almış olup Amerika, Avrupa ve Uzak Doğuda 3 milyon adet civarında satılarak büyük bir dinleyici kitlesine ulaşmıştır. 2007 yılında Chopin'in bütün piyano eserleri kayıtları ve konser icraları ile Polonya kültürüne yaptıgı katkılar nedeniyle Cumhurbaşkanı Lech Kaczsnky Ídil Biret'i Polonyanın en üst nişanı olan 'Yüksek Liyakat Madalyası' (Krzyzem Kawalerskim Ordera Zaslugi) ile taltif etmiştir. Repertuarında yüzden fazla piyano konçertosu olan Ídil Biret'in eski ve yeni kayıtlari kendi etiketi İdil Biret Arşivi (IBA) üzerinde Naxos tarafından bütün dünyaya dağıtılmaktadır. Bu çerçevede Beethoven'in 32 Piyano Sonatı, 5 Konçertosu ve Korolu Fantezisinin kayıtları da tamamlanmış olup bunlar 9 Senfoni uyarlaması ile birlikte IBA serisinde 19 CD kutu içinde dünya dağıtımına girmistir. Biret'in 1959 yılından bu yana yaptığı 100 plak kaydının tamamı bir kutu içinde 2014 sonuna doğru Türkiye ve dünya piyasasına sunulacaktır.
…………………………………….
BİR ŞİİR
Yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu,
Divanımız olacak ,bir mezar gibi derin;
Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin
O garip çiçekleri süsleyecek konsolu.
Son sıcaklıklarını sarfederek hovarda,
Birer ulu meşale olacak kalplerimiz;
Çifte ışıklarından gidip gelecek bir iz
İkimizin ruhunda, o ikiz aynalarda.
Pembe, lahuti mavi bir akşam saatinde,
Veda'la dolu, uzun bir hıçkırık halinde
Yanacak aramızda bir tek şimşeğin feri;
Nihayet kapıları biraz aralayarak,
Sadık ve şen bir melek gelip uyandıracak
Buğulu aynaları ve ölmüş alevleri
Charles Baudelaire
………………………………….
FELSEFE
Ludwig Andreas Feuerbach
(d. 27 Temmuz 1804 - ö. 13 Eylül 1872)
Alman filozof ve ahlakçı. Marx üzerindeki etkisi ve hümanist ilahiyat görüşleri ile ünlenmiştir.19. yüzyıl Alman materyalizminin ilk düşünürü olan Feuerbach'ın temel eseri Hıristiyanlığın Özü'dür. Felsefesi ya da karşı felsefesi, bir hümanizm ve doğalcılık şeklinde gelişen, dine ilişkin eleştirisi, insanlıkla ilgili doğruların bilinçsizce yansıtılmasını ifade eden Feuerbach, felsefeye önce Hegel'in nesnel idealizmini benimseyerek başlamış, fakat daha sonra tinselcilik-maddecilik karşıtlığında, maddeciliğin tarafında olmuştur.
BİR KİTAP ( RAHMİ EMEÇ- İÇKONUŞMALAR )
Nisan yağmur demektir, toprağın kokusu demektir biraz da...
Ve saçak altlarına çekilmiş birer gölge kılığındaki insanların, uzun susma nöbetlerini yağmurun sesine uğurladığı zamanlardır...
Kış'ın tenimize bıraktığı o dondurucu soğukların sessiz sedasız çekilip gittiği günlerin hemen ertesinde ve güneş giyinmiş saatlerin ilerlediği vakitlerde duyurur kendini...
Nisan'ın Mayıs'a baktığı günlerin sonunda sökün eden kırkikindi yağmurlarının eviçi serinliğidir...
Sonra, göğümüzü işgale gelen bulutların birden bire hayatımıza karışan gökgürültüsü, gökkuşağı, yeryüzünün alabildiğine gerinmesidir...
Belki sen de bunca uyanmanın içine yakışansın...