Kurtuluş Savaşı, Türk halkının emperyalist güçlere veya onun desteklediklerine karşı verdiği ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına neden olan savaştır.
Biz, Kurtuluş Savaşı'nı bizim tarihimizden öğrendik. Bu savaşla ilgili kitaplar okuduk, filmler izledik. Halk arasında efsaneleşen olayları dinledik.
Elitist, okumuş, yazmış belli bir grup hariç hiçbirimiz, Kurtuluş Savaşı'nın diğer yüzüne yani Yunan cephesine bakmadık.
***
1821 yılındaki ayaklanmadan sonra kurulan küçük Yunan Krallığı'nda oluşan Helenizm (Yunan milliyetçiliği) meşhur Megali İdea ile ortaya çıktı.
İstanbul'u da içine alan 'Tuna ile Fırat arası' bir toprak hayali. 'İki kıtada, beş denizde Yunanistan' hayali…
Birinci Dünya Savaşı sonrasında koşulların uygunlaşması, Venizelos'un diplomasi gücü ve becerisi ve itilaf devletlerinin yüksek izniyle(!) Küçük Asya Seferi'ne karar verildi ve 1919'da İzmir işgal edildi.
***
Anadolu'daki Rum nüfusunun desteğini alacaklardı. Ne de olsa onlar 'Esir Yunanlılar'dı. Her şey kolay gibiydi.
Anadolu'nun iç kısımlarına girdikçe Rumlar yerine, düşman gördükleri Müslümanlarla karşılaştılar. Rumlar da asker olarak Yunan ordusuna katılmaya pek istekli değildi.
Anadolu'yu Rum toprağı sanan bu zihniyet, Müslümanların çokluğu karşısında savaşın meşruluğunu tartışmaya başladı. Sonunda kendilerinin 'yabancı' topraklarda olduğunu algılayan Yunan askerlerinde yılgınlık oluştu. Maddi ve insan kaynaklarının savaşa gitmesi siyasi alanda da huzursuzluk yaratıyordu. Savaş karşıtı söylemler artmaya başladı.
Öncülüğünü 'Rizopastis' gazetesinin yaptığı Yunan Bolşevikleri savaşa karşıydılar ve çeşitli yollarla propaganda yapıyorlardı.
***
1920 yılının son günlerinde silah altına alınan Yunan gençleri, savaşmak için Pire Limanı'ndan İzmir Limanı'na getirilmişti. Onlar kendilerini profesyonel bir askeri kast olarak değil, zorunlu askerliğini yapan, geçici üniforma giymiş yurttaş olarak görüyorlardı.
Anadolu'nun işgaline ve emperyalist paylaşıma karşı çıkan, savaşmak istemeyen 200 Yunan askeri, vatana ihanet suçlamasıyla, 1 Ocak 1921 tarihinde İnciraltı sahilinde kurşuna dizildi.
***
Afyon'un işgalinden sonra Ankara'nın işgaliyle bu işin biteceğini sanıyorlardı. Sakarya Savaşı dönüşüm oldu. Türk ordusunun yenilemeyeceğine inanmaya başladılar. Büyük Taarruz beklenmedik ölçüde yıprattı Yunan ordusunu. Artık bir savunma hattı kurulamıyor, yılgın asker evine dönmek için acele ediyordu.
Türk ordusunun 'Yunan askerini denize dökmek' şeklindeki askeri başarısı Yunanlılarda 'felaket' olarak yorumlandı. Felaketin de 'günah keçisini buldular: Savaşa direnç gösteren Bolşevikler… 'Bulgar uşağı' veya 'Türk uşağı' olmakla suçlandılar Yunanistan'da.
***
Halklar savaştan yana değildir. Ama emperyalist güçler bir şekilde halkları birbirine düşman etmenin yolunu bulurlar.
***
İnciraltı'nda kurşuna dizilen 200 Yunan askeri geçen yıl aynı yerde şiirlerle anılmıştı.
Son kitabı 'Yaşasın İsyan'ı öldürülen bu Yunan askerlerine adayan şair Tuğrul Keskin'in yorumu şöyle oldu:
'Kardeşlerime kurşun sıkmam dedikleri için öldürülen askerler, iki ülke arasındaki kardeşliğin defne dalıdır.'
***
Tarihten öğrenilecek çok şey var.