Son bir haftadır Tıp Fakültesi Hastanesi'nden gelen şikayetleri köşemde yer veriyorum. Hastanede yapılan yanlış uygulamalarla ilgili iddialar her geçen gün artarken, Hastane Yönetimin sessizliğe bürünmesi dikkat çekiyor.
KAPATILMASINA
İZİN VERMEYİN
Tıp Fakültesi Hastanesi çalışanlarından yazdığım yazılarla ilgili çok telefon ve elektronik posta alıyorum. Okurlarımız, hastanede yapılan hukuksuz ve yanlış işlerin üzerinin kapatılmasına müsaade etmememizi isteyerek, 'Onlara bu devletin sahipsiz olmadığını, bu ülkede dürüst gazeteci ve Savcıların olduğunu gösterin' diye mesajlar gönderiyor. Okurlarımız 'Yeniden Yapılandırma' adı altında bir hemşirenin Sağlık İşlerinden Sorumlu Hastane Müdürlüğüne getirilmesine tepki göstererek, 'Bu arkadaş o kadar başarılıymış ki, önündeki tüm şefleri, tüm hastane müdür yardımcılarını geçerek, vekaleten de olsa Hastane Müdürlüğünü kapmış. Yeni organizasyon şemasında (Üniversitenin Web sitesinde daha hala eski organizasyon şeması var) kendisinden daha kıdemli olanların amiri pozisyonuna getirilmiş. Ancak bu atama Devlet Memurları Yönetmeliği gereğince 'Vekilin asilin şartları taşıması gerektiği' maddesine aykırı şekilde yapıldı. Hastane Başmüdürü bu yönetmeliği bilmiyor mu? Eğer biliyorsa, bunu bile bile nasıl yapabiliyor?' diye tepki gösterdi.
SİGARA İÇERKEN
ODA KAPILARI
NEDEN KİLİTLENİYOR?
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde dördü görevlendirme, biri kadrolu olmak üzere beş başhemşire çalışıyor. Hastanede bu kadar başhemşireye ihtiyaç var mı? Türkiye'nin hangi hastanesinde beş başhemşire görev yapıyor? Dört hemşireyi kim veya kimler kadro olmadığı halde başhemşire yapılmasını istedi? Sağlık-Sen mi, yoksa Ufuk-Sağlık-Sen mi istedi? Kamu kurumlarında sigara içme yasağı var. Bazı hastane çalışanları, Başmüdürün her gün Başhekimlik katındaki müdür odalarını tek tek ziyaret ederek, buralarda sigara içtiğini belirterek, 'O girdikten sonra oda kapıları kilitleniyor. Kapısı kilitli odalarda sigaralar içiliyor. Odada sigara içilen müdür veya başmüdür ile işi olan personel veya hasta yakını kapıda onların keyfinin bitmesini bekliyor. Başhekimin bundan haberi olmasına rağmen yaşananlara sessiz kalıyor' diye iddiada bulundu. Ben kamu kurumlarının odalarında sigara içildiğini çok duydum. Ama sigara içmek için devlet kurumun odalarının içeriden kilitlendiğini ilk defa duyuyorum Benim bildiğim devlet kurumlarında hiçbir zaman içeriden kapısı kilitlenerek iş yapılmaz. Bu kurumlarda sadece tuvaletin kapısı içeriden kilitlenir.
YEDEK PARÇAYA
VERİLEN PARALAR
Hastanedeki tıbbi cihaz bakım onarımları konusunda da büyük yanlışlıkların yapıldığını belirten, personeller, 'Tıp Fakültesi Hastanesi'nde her yıl yapılan tıbbi cihaz bakım, onarım sözleşmesinde yedek parça hariç şeklinde anlaşmalar yapılıyor. Bu cihazlar bozulduğunda sözleşme yapan firmanın elemanı gerekli yedek parçaları yazıyor. Hastanede onay veriyor. Bu cihaz bozulduğunda hastane personeli ile firma görevlisi beraber bakması gerekirken bu yapılmıyor. Firma gerekli olan bir parça yerine üç parça, ucuz parça yerine pahalı parça yazarsa ne olur? Bundan dolayı yeni alınan cihazın fiyatının iki-üç katı para da yedek parçaya veriliyor mu? Kamu zarara uğratılmış olmuyor mu?'
SONUNA KADAR
TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Tıp Fakültesi Hastanesi ile ilgili daha önce yazdığım ve kamuoyunun aydınlatılması için yanıtlarını istediğim sorulardan bazılarını tekrar köşeme aldım. Bu konuda tatlı su kurnazlığı yaparak, kulaklarının üstüne yatanlar şunu iyi bilsin; Sonhaber Gazetesi olarak bu iddia ve soruların sonuna kadar takipçisi olacağız.
-Tıbbı malzeme alımı ihalesine giren bir firma temsilcisi geçen yıl ihale yapılmadan önce kuruma çağrılarak, 'Şu kattaki şu ünitenin, öbür kattaki bu ünitenin inşaatını yap. Bunun karşılığında biz sizden istediğiniz kadar alım yapalım. Ödemeyi de sizin istediğiniz gibi yapalım' denildi mi?
-Bu şartı kabul eden Ankaralı bir firmadan tek teslimatlı alım yapıldı mı? (Tek teslimat yapılması firmanın işine geliyor. Gümrük Vergisi, kargo ve diğer yan girdiler konusunda avantaj sağlıyor)
-Yapılan ihale ile bu firmadan 2 milyon liranın üzerinde bir para karşılığında Antineoplastik ilaç hazırlama ve ilaç uygulama setleri alındı mı?
-Bu alım karşılığında bu firmaya Hastanenin 2 ve 10'ncu katlarındaki özel servis inşaatı (Tek kişilik VIP odalar) yaptırıldı mı?
-Bu firma inşaatın bir kısmını kendisi yaparken, bir kısmını Eskişehirli bir müteahhit firmasına yaptırdı mı?
-2 ve 10'ncu katlardaki özel servis inşaatlarını bu firma yaptırmadıysa, kim yaptırdı?
-Yapılan bağışlar ile yapıldıysa, kimlerin bağışıyla yapıldı? Ne kadara mal oldu?
-Bu firmaya ödemeler konusunda öncelik yapıldı mı?
-Aynı firmadan bu yıl da Onkoloji binasında KİT ünitesinin yapılması ve 5. Katta bir koridorun yapılması istendi mi?
-2014 yılında bu firmadan Pazarlık usulüyle 1 milyon 666 bin Liralık ve 157 bin 500 Liralık alımlar yapıldı mı?
-Aynı firmadan doğrudan temin yoluyla 43 bin 600, 46 bin 850 liralık alımlar yapıldı mı?
-Ağustos ayı'nda yapılması planlanan 7 milyon 497 bin liralık büyük malzeme alımı ihalesini yine bu firma mı kazanacak?'
-Kendisinden malzeme alımı karşılığında Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2 ve 10'ncu katlardaki VIP Odaları yaptırdığı iddia edilen Ankaralı firma 2013 yılında Hollanda'da yapılan kongreye bir hastane personelini gönderdi mi?
-Bu personeli, tüm masraflarını karşılayarak, firma göndermişse, yapılan olay 'etik' mi?
- Aynı firma, bazı doktor ve sağlık personellerini Antalya'daki Kongre ve Eğitim programlarına götürdü mü?
-Hastane yönetimi, hastaneye malzeme veren firmaların kurumda çalışan doktor ve diğer sağlık çalışanlarını yurtdışı ve yurtiçinde kongre adı altında lüks otellerde ağırlanmasına nasıl izin veriyor?
*
DEMİREL'E KARŞI ADAY OLMAK EN BÜYÜK PİŞMANLIĞI OLDU
Yıl 1970. Başbakan Süleyman Demirel, eşi Nazmiye Demirel bir mitingde dönemin Eskişehirli Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Orhan Oğuz ile birlikteler. 1969 Ağustos'unda Adalet Partisi'nin (AP) Eskişehir'de yapılan önseçiminde dönemin Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ün ardından ikinci olan Oğuz, 12 Ekim 1969'da yapılan seçimde Eskişehir Milletvekili seçildi. AP oyların yüzde 46,53'ünü alarak tek başına iktidar oldu. O seçimde Adalet Partisi Eskişehir'den 4, CHP ise 2 milletvekili çıkardı. Orhan Oğuz 46 yaşında Milli Eğitim Bakanı oldu. Oğuz, Bakan olduğunda Türkiye'de sadece 6 üniversite vardı. Yeni bir kanun tasarısı çıkartarak, Sakarya, Konya, Eskişehir ve Bursa'da mühendislik ve mimarlık yüksekokullarını açtı. Bu okullar zaman içerisinde akademiye dönerek hepsi birer üniversite oldu. Eskişehir Ziraat Enstitüsü'nü ve Adana Tıp Fakültesi'nin kurulmasını sağladı. 12 Mart 1971 Muhtırası ile AP Hükümeti istifa etti. Oğuz, 14 Ekim 1973'de tekrar milletvekili seçildi. AP seçimde başarısız oldu. Orhan Oğuz, daha sonraki yıllarda 'En büyük pişmanlığım' dediği şeyi yaparak, Demirel'in karşısında AP Genel Başkan adayı oldu. Ancak kendisine destek sözü veren milletvekili ve senatörler, kongrede onu yalnız bıraktı. Genel Başkan seçilemedi. Orhan Oğuz 1983 yılında İstanbul Marmara Üniversitesi'ni kurdu.
foto şaka
AKP eski İl Başkanı Süleyman Reyhan: Ahmet Ağabey, ben gittikten sonra harman kaldı mı ki, ortakçısı olsun.
Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Ahmet Yapıcı: Ah Süleyman ah! Sen siyaseti öğreneceksin, ama ben göremeyeceğim. Asıl sen gittikten sonra tüm harman bana kaldı.