Sorkun köyü, Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlıdır. Mihalıççık'a 12 km uzaklıkta olan köyde geleneksel yöntemlerle çömlek üretimi yapılmaktadır.
Sorkun köyü, Horasanlı, Karayusuf adlı bir kişinin Hacı İsmail, Hacı Mehmet, Hacı Ali adındaki üç oğlu ve aileleriyle birlikte 800 yıl kadar önce gelip buraya yerleşmeleriyle oluşmuştur. Bu nedenle köy halkı Türkmen, başka bir deyişle Yerleşik Yörük olarak tanımlanabilir.
Yaklaşık 800 yıldır bu köyde değişmeyen, nesilden nesile devam eden gelenek ise Sorkun çömlekçiliği.
Köyde yaşayan kadınların neredeyse tamamı bu sanatı küçük yaşlarda öğrenir. Erkekler yakın zamana kadar sadece odun toplama, ütme, toprak çıkarma, satış ve pazarlama gibi konularda katkı sağlarken son yıllarda artık hem kadınlar hem erkekler çömlek imalatının her aşamasında birlikte çalışıyor.
Köyde çömleğin üç farklı boyu hiç değişmeden gönümüze kadar gelebilmiştir. Bunlar en küçük boy 'gıdı', orta boy 'cin', büyük boy 'birerlik' adını alır. Ayrıca bütün bir kuzunun pişirilmesi amacıyla yapılmış olan çömleğe de 'kuzuluk' adı verilir.
Bunların dışında çeşitli boyutlarda güveç ve saç üretimi başta olmak farklı ürünlerin üretimi de aynı yöntemlere yapılmaktadır.
Çömleklerin pişirilmesi için fırın yaptırılmışsa da köylüler bu fırında pişen çömleklerin kalitesini ve dayanıklılığını beğenmedikleri için asırlardır devam eden ve küllük adı verilen açık alanda ütme adı verilen geleneksel açık pişirme yöntemini uygulamaya devam etmektedir.
Bu yöntemin yılın her mevsiminde ve hava koşullarında uygulanması mümkün değildir. Zeminin kuru olması, rüzgarın yönü ve şiddeti de önemli. Haliyle ateşin de sürekli kontrol edilmesi gerekiyor. Pişirme işlemi sonrası içi siyahlaşan güveçler tipik Sorkun köyü çömleğinin belirleyici özellikleri arasındadır.
Çömleğin hammaddesi olan ve ak toprak ve kızıl adı verilen iki ayrı toprağın karışımı ile elde edilen çamura şekil veren eller hem ulusal hem uluslararası alanda ilgi çekmeye devam ediyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisini de çeken köye zaman zaman üniversitelerden akademisyenler de araştırma yapmak için geliyor.
Yemyeşil doğası ile de dikkat çeken köyün sanat, doğa ve kültürel yönleri ile yeterince tanıtımının yapıldığını söyleyemeyiz.
Köyde asırlardır aynı yöntemle üretilen ve pişirilen çömlekler köydeki satış ve pazarlama yapan esnaflar aracılığı ile ülkenin dört bir yanına gönderiliyor.
Gelişen teknoloji ile birlikte bugüne kadar sanayide çok farklı formlarda kap kacakların yapılarak insanların beğenisine sunulmasına rağmen 800 yıllık Sorkun çömlekçiliğinin yerini alacak veya önemini azaltacak bir ürün ve yöntem bugüne kadar olmadı.
Anne ve babamın da doğup büyüdüğü Sorkun Köyü gerek çömlekçiliği gerekse doğası ile gidip görülesi gereken farklı bir köy. Tamamen doğal olan hammaddesi, kendine has pişirme yöntemi ve el emeği ile Sorkun Çömlekciliği övgüyü fazlasıyla hak ediyor.
Kalın sağlıcakla