Türkiye'de 18 milyonu aşkın öğrenci, sayıları 86 bini bulan eğitim kurumunda eğitim görüyor. MEB'in normal koşullarda 21 bin dersliğe ve 13 bin yeni okula daha ihtiyacı olduğu açıklandı. Ayrıca mevcut okulların önemli bir kısmında depreme karşı güçlendirme çalışması yapılması hatta bazılarının acilen tahliye edilerek yıkılması gerekiyor. Salgın döneminde uyulması gereken sosyal mesafe koşulu nedeniyle de binlerce yeni dersliğe daha gereksinim doğdu.

18 yılda 7 Bakan değiştiren MEB'in; sınav sistemleri ve öğretim programlarını defalarca değiştirmekten, yönetici atamalarıyla uğraşmaktan yeterli yatırımları yapamadığı anlaşılıyor. Elbette iç ve dış politikada izlenen politikaların getirdiği ekonomik yük pandemi ile birleşince sıkıntı daha da büyüdü.

'Okullardan Yarınlara' kampanyası ile göreve davet edilen çok sayıda hayırsever ve iş dünyasının önde gelen isimleri milli eğitime önemli katkılar yaptılar.

TARİHİ KİMLİK VE KURUM KÜLTÜRÜ…

Eskişehir eğitime katkıda bulunan hayırseverler açısından şanslı bir il. Hayırseverlerin 'yeni yaptırdıkları' okullara adlarının verilmesinden daha doğal ve güzel bir şey düşünülemez. Ancak, 'yıkılarak eski yerlerinde yeniden yapılan bazı okulların' adları değiştirilirken yerel yöneticilerin daha duyarlı olmaları ve hayırseverleri incitmeden doğru yönlendirmeleri gerekiyor.

Güçlü okul kültürleri gelişen okulların öğrencileri ve mezunları; okulları ile yaşamları boyunca gurur duyarlar.

Okulların kurumsal kültürlerini yıllarca ayakta tutan, kendilerine özgü tarihlerinin en önemli simgesi okul adlarıdır. Okul adları hepimizde aidiyet duygusu yaratır, ortak hafızamızın oluşmasına katkı sağlar. Bu nedenle bazı okulların adları değiştirilmemelidir.

MEB Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği'nin 17. maddesine göre

'Tarihi kimliğe kavuşmuş, kurum kültürü ve hafızası oluşmuş, çevresinde adıyla tanınmış kurumların adları değiştirilemez.'

Yönetmelik hükümleri açık olmasına rağmen; okul isimlerinin özensizce değiştirilmesinden Eskişehir fazlaca nasibini(!) aldı ve bazı okullar adeta Eskişehir tarihinden silindi.

TARİHE GÖMÜLEN OKULLAR!..

1942 yılında Eskişehir Ticaret Lisesi olarak kurulan okul tam 73 yıl boyunca kentimize ve çevre illere kazandırdığı mezunları ile kendi alanında Türkiye'nin sayılı okulları arasında yer alırken; adı bir gecede 'Ahi Evran MTAL' olarak değiştirildi.

1953 yılında Kırmızıtoprak Mahallesi'nde kurulan Fatih Sultan Mehmet İlkokulu aralarında çok sayıda bilim insanı ve siyasetçinin de bulunduğu mezunlarıyla kurum kültürü ve hafızasıyla çok tanınan bir okulumuzdu. Yıkılan okulun yerine, aynı arsa üzerinde Kanatlı ailesi tarafından yeni bir ortaokul yaptırıldı ve 66 yıllık okulun adı Gülay Kanatlı O.O. olarak değiştirildi.

1940 yılında açılan ve Cumhuriyetin kurucu kadrolarından olup, Harf Devrimi esnasında Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Mustafa Necati Bey'in adını taşıyan tarihi ilkokulun adı tam 64 yıl sonra değiştirildi ve okula ek derslikler yaptıran hayırsever Suzan Gürcanlı'nın adı verildi.

Yıllarca Anadolu Üniversitesi içinde faaliyet gösteren ve adını Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten alan Gazi Lisesi 2003-2004 öğretim yılında yeni binasına taşındı ama okula binayı yaptıran değerli hayırsever Tayfur Bayar'ın adı verildi.

Yenidoğan Mahallesi'nde bulunan Yunus Emre Lisesi'nin adı 2015 yılında Edebali Anadolu Lisesi olarak değiştirildi. Bu değişikliğin nedeni ise hiç anlaşılamadı(!).

Önümüzdeki günlerde,'Eskişehir'in ekonomik, kültürel ve eğitim yaşamının en büyük şansı' Eti A.Ş ve Kanatlı Ailesi, yıkım onayı verilen Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yerine yeni okul binaları yaptıracak. Bu okullardan Yunus Emre MTAL yerine yapılacak okula 'Firuz Kanatlı', Gazi MTAL yerine yapılacak okula ise 'Hacı Hanife Kanatlı' adı verilecek.

Kurtuluş Mahallesi'nde bulunan İbrahim Karaoğlanoğlu İlkokulu için uzun zaman önce güçlendirme yıkım kararı alınmıştı. Çalışmaların geç başlaması nedeniyle okulu yeni öğretim yılında açamayıp, 905 öğrencinin çevre okullara dağıtılmasına karar verdiler. Şimdi yurttaşlar merak ediyor; Acaba yıkım ve güçlendirme çalışmalarından sonra, adını Kıbrıs Barış Harekatı'nda şehit düşen Albay İbrahim Karaoğlanoğlu'ndan alan okulun adını da değiştirmeyi düşünüyor musunuz?