Uluönder Eğitim Uygulama Okulu Ve İş Eğitim Merkezi velilerinden bir elektronik posta aldım. Velilerimiz, okulda eğitim yapılırken yapılan inşaat çalışmalarına tepki göstererek, konuyla ilgili bana şu şikayetlerini dile getirdi;

BOŞALTMAK
İSTİYORLAR
'Selam Ayhan Bey. Sizin yazılarını devamlı takip ediyoruz. Eskişehir eğitimi ile ilgisi sorunları köşenizde dile getirip, çözümünde öncü oluyorsunuz. Tepebaşı Uluönder Eğitim Uygulama Okulu Ve İş Eğitim Merkezi binası bir süredir boşaltılmaya çalışılıyor. Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası ile aynı bahçe içinde bulunan bu okul engelli çocuklara (otizm, dawn sendromu, zihinsel zeka geriliği gibi farklı engel gruplarından çocuklar bulunmaktadır)eğitim vermektedir. Ancak bir süredir Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası yetersiz geldiği gerekçesi ile bu okul bir yerlere taşınıp binası boşaltılmak istenmektedir. Önce TOKİ Sıraevler'de bulunan Tepebaşı Rehberlik ve Araştırma Merkezi (RAM) binasına, sonra başka eski okul binalarına taşınması planlandı. Ancak taşınacak binaların uygun olmaması ve hem velilerin hem de Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi'nin basın açıklamalarının basında yer alması sonrasında taşınma işi zamana yayıldı.

İNŞAAT ORTASINDA EĞİTİM
Bu konuda geçtiğimiz günlerde yeni bir hamle yapılarak, şu an okul binasının 2 katı Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne tahsis edilmek üzere inşaatlara başlandı. Çocuklarımız içeride eğitim görürken, bir taraftan duvarlar yıkılıyor. Yeni duvarlar örülüyor. Engelli çocuklarımız bu inşaatın ortasında eğitim görmektedir. Geçen hafta da astım rahatsızlığı olan bir öğrenci okulda toz ve inşaat ortamından etkilenerek kriz geçirerek bayılmış. O evladımız Acil Servis'e zor yetiştirilmiş. Bu öğrencimize acil müdahale sonucunda inşaat bitene kadar gün süre ile rapor verilmiş. Öğretmenler yaşanan olumsuzlukları Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Üzmez'e iletmişler. Üzmez, 'Öğrencileri bir odada toplayın eğitim verin. Ben İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünü o binaya taşıyacağım' demiş. Dün okulun diğer katlarında da tadilat çalışması yapılmaya başlanmış. Biz okulumuzu seviyoruz. Çocuklarımızın bu binada eğitim almalarını istiyoruz. Bizler bu dayatmayı kabul etmiyoruz.'

DAHA İYİ BİNAYA
TAŞINABİLİRLER
Velilerin bana gönderdikleri şikayetler böyle. Bence, bu okulda eğitim gören engelli öğrenciler daha iyi koşulları olan başka bir binaya taşınabilir. Buna kimse bir şey diyemez. Çünkü engelli öğrenciler evlerinden servislerle alınıp, okula öyle getiriliyor. Bundan dolayı mağdur olmalarına imkan yok. Ancak Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü engelli çocuklarımıza daha iyi koşullarda bir bina bulmadan, onları oraya taşımadan inşaat çalışmaları yapması son derece yanlış.

BELİRSİZLİK GİDERİLMELİ
Bu çalışmalar nedeniyle bir öğrenci hastanelik olmuş. Şükürler olsun ki, öğrencinin sağlık durumu iyiymiş. Kötü de olabilirdi. Okullardaki tadilat çalışmalara daha önce planlanıp, yapılmalıdır. Çocuklar eğitim görürken okulda inşaat yapmak pek 'akıl işi' değildir. Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürü Bülent Üzmez, engelli çocuklara daha iyi koşullarda eğitim verme konusunda gerçekten samimiyse velilerle toplantı yapıp, okul ile ilgili belirsizliği gidermelidir. Üzmez, 'Size bu binadan daha kullanışlı bir binaya taşıyacağız. Çocuklarınız orada da en iyi koşullarda eğitim alacağına söz veriyorum. Sizin çocuklarınız, bizim çocuklarımızdır' demeli. Velileri ikna etmelidir.

ENGELLİ ÇOCUKLARIMIZIN
OKULLARINA DOKUNMAYIN
Sayın Üzmez, eğer engelli çocukları, Uluönder'deki binadan daha kullanışsız bir binaya taşıyacaksa, hatta mevcut binanın iki katını kendi kurumu için alacaksa her türlü tepkiyi hak etmiş demektir. Okul binası mı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası mı daha önemli? Tabii ki okul binası daha önemlidir. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Muttalıp Caddesi'nin arkasındaki dört katlı bakımsız bir apartmanda yıllarca faaliyet gösterdi. İki şube müdürü küçük odalarda görev yaptı. Bu imkansızlıklara rağmen, Eskişehir girdiği tüm sınavlarda hep ilk üç içerisinde yer aldı. Eskişehir eğitimini yönetmek için öyle büyük ve gösterişli binalara ihtiyaç yoktur. Liyakatli, işini bilen, vatanını seven, çalışkan yöneticilere ihtiyacı vardır. Böyle yöneticiler varsa, tüm imkansızlıklar içerisinde başarıyı yaratırlar. Ama yöneticiler işlerinin ehli değilse, siyaset eli ve yandaş sendika aracılığıyla makam sahibi olmuşlarsa, değil büyük gösterişli bina, altından sarayda görev yapsalar ne yazar? Oynamasını bilmeyen gelin gibi hep 'yerim dar' derler. Kendisinden beklenilen işi başaramayacakları için hep mazeret üretirler. Daha iyi koşullarda yeni bir binaya taşımayacaksanız, engelli çocuklarımızın okullarına dokunmayın…

----------------------------------

NOSTALJİ

26 YIL ÖNCE SHP GENEL SEKRETERİ BAYKAL ESKİŞEHİR'DE

26 yıl önce. Tarih 13 Eylül 1988. Yer o yıllarda Eskişehir'in en gözde mekanlarından birisi olan Emek Otel.

YERELDE İKTİDAR OLDU
SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal Eskişehir'i ziyaret ediyor. İl Başkanı merhum Niyazi Önal, Merkez İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer ile birlikte akşam yemeği yiyor. SHP'nin en hızlı olduğu yıllar. Erdal İnönü Genel Başkan, Deniz Baykal Genel Sekreter olduğu dönem, parti çok hareketliydi. İnönü-Baykal ikilisi SHP'yi 1989 yerel seçimlerinde Türkiye'de iktidar yapmıştı.

MERHUM İL BAŞKANI ÖNAL
Avukat Niyazi Önal 1973-1977 yılları arasında Eskişehir Milletvekilliği yaptı. 1965 yılında Eskişehirspor'u kuran 10 kişiden biriydi. Parti ilkelerine bağlı, dik duruşu olan dürüst bir insandı. Önal, kaliteli ve saygın kişiliğiyle bugün gençlere hep örnek gösterilen ve rahmetle anılan büyük bir şahsiyettir. Bende merhum Önal'ı rahmetle anıyorum.

---------

FOTO ŞAKA

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı: Hakkında bu kadar soruşturma olan bir kişi nasıl benim memleketime gönderilebiliyor?

Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak: Sendikaya onu üye kaydederken, iyi bir insana benziyordu. Nasıl bunları yapmış, anlayamıyorum.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı: İsmail, bu öğretmen çok iyi bir çocuktu da, sendikaya girince mi bozuldu? Bunu mu demek istiyorsun?

Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak: Kem,küm! Merhum Neşet Ertaş boşuna söylememiş, 'Kendim ettim, kendim buldum' diye.