Eskişehirspor'un efsane eldiveni Sinan Alagaç henüz 25 yaşındayken, 29 yıl önce 24 Kasım 1985'de vefat etti.

ELDİVENLERİNİ ÖKSÜZ BIRAKTI
Bugünkü köşemi, tüm Eskişehirlinin 29 yıldır büyük bir özlemle andığı örnek spor insanı merhum Sinan Alağaç'a ayırdım. Büyük Şair Enver Gökçe'nin 'Kendisi için bir şey istemezdi/Yatak ölümü beklemezdi/Gitti vadesiz, gencecikken/Yigitken, güzelken, incecikken/Ölüm, adın kalleş olsun!' dizelerinde gibi Sinan Alağaç gencecikken, 1 numaralı formayı ve eldivenlerini öksüz bırakarak aramızdan ayrıldı. 14 Mayıs 1960 tarihinde Eskişehir'de doğan efsane kaleci, spora Atatürk Lisesi'nde atletizm ile başladı. Yüksek Atlama sporu yapıyordu. Katıldığı müsabakalarda Türkiye dereceleri yapıyor, madalyalar kazanıyordu. Aynı zamanda hentbol oynuyordu.

ELİNDE KİTAP
EKSİK OLMUYORDU
Liseyi bitirdikten sonra Anadolu Üniversitesi Maden Fakültesi'nde okumaya başladı. O yıllarda Eskişehirspor'da futbola başladı. 1980 yılında daha 20 yaşındayken giydiği 1 numaralı formayı, ölümüne kadar çıkarmadı. 1982 yılında Maden Mühendisi oldu. 1983 yılında yüksek lisansını da yaparak maden yüksek mühendisi Unvanına sahip oldu. Eskişehirspor'un file bekçiliğini yaparken, elinden kitap hiç eksik olmazdı. Dönemin yöneticileri, Sinan'ın antrenman aralarında, deplasmana giderken hep kitap okuduğunu belirterek, 'Örnek bir insandı. Sportmendi' diye onu hep anlattı.

'CRUYFF'A KARŞI FORMA GİYDİ'
ES ES'te başarılı performansı ile dikkatleri üzerine çekti. 4 kez U-21 formasını giydi. A Milli takıma davet edildi. İki A milli maçında yedek kaleci olarak kulübede bekledi. (Erken yaşta hayatını kaybetmeseydi, mutlaka A Milli Forma kaleci kazağını sırtına geçirir, uzun süre bırakmazdı.) 2 Haziran 1981 tarihinde Fenerbahçe Atatürk'ün doğumunun 100. Yıldönümü dolayısıyla Avrupa Karması ile özel maç yaptı. O yıl ligde averaj sayesinde küme düşmekten son anda kurtulan Fenerbahçe bu maçta fark yemek istemiyordu. Kalecilerine hiç güvenmiyordu. Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan bu özel maç için Fenerbahçe bazı takımlardan sadece bir maçlığına futbolcu takviyesi yaptı. Eskişehirspor'dan Sinan Alağaç, Edirnespor'dan Nurettin Yıldız, Zonguldakspor'dan Volkan Yayın, Beşiktaş'tan Özer Umdu, Lillie'den Engin Verel O gün sadece bir maçlığına Fenerbahçe forması giydiler. Fenerbahçe maçı İsa Ertürk (2) ve Erol Togay'ın golleriyle 3-0 kazandı. Sinan maça ilk 11'de başladı. Başarılı performans göstererek, kalesinde gol yemedi. İkinci yarıda kaleyi Nuretttin'e bıraktı. Nurettin Yıldız o maçtan bir hafta sonra Fenerbahçe'ye transfer oldu. Bir Dünya efsanesi Johann Cruyff'da bu özel maçta Avrupa Karması formasıyla ilk 15 dakika oynadıktan, sonra yerini Bursasporlu Sedat III'e bırakıyordu. Merhum Coşkun Özarı'nın çalıştırdığı Avrupa Karması'nda Cruyff , Panteliç ve Stojkoviç dışında ünlü futbolcu yoktu. Bu takımda yer alan Türk futbolcular da şöyle idi; 'Fatih Terim (Galatasaray), Mustafa Denizli (Altay), İlyas Tüfekçi (VfB Stuttgart) Kaleci Malik (Adanaspor) Necdet Ergün (Beşiktaş) Sedat Özden (Bursaspor) Benim 8 yaşında siyah-beyaz televizyonda izlediğim ve unutmadığım bu maçı bugün çoğu insan hatırlamaz.

'İYİLER ERKEN ÖLÜR'
Sinan, Eskişehirspor'da oynarken, 1981-1982 sezonunda küme düşmenin üzüntüsünü yaşadı. 1983-1984 sezonunda şampiyon olup, 1. Lige çıkmanın büyük mutluluğunu da doyasıya yaşadı. Kütahya'da askerliğini tamamlayan Sinan, Kasım 1985 ortalarında geri döndü. Eskişehirspor Bolu Abant'ta kamp yapıyordu. Bu kampa katıldı. Üç gün sonra 24 Kasım 1985'de antrenmana çıktı. Hava çok soğuktu. Kendini iyi hissetmediğini söyleyip soyunma odasına döndü, birden fenalaştı. Doktor geldiğinde çok geç olmuştu. Şair Cezmi Ersöz'ün 'Birini ay çağırır yanına, öbürünü uçurumlar, bir diğerini denizler… İyiler hisseder önce iyiliklerine bu hayatta yer olmadığını… Ama acı verir onlara iyiliklerini karanlık bir yerde gizlice terk etmek… Bu yüzden ne kadar acı verse de, ait olmadıkları bu dünyayı herkesten daha çok ciddiye alırlar… Geride kalanlar bilmeseler de onların incitilmiş kalpleri sayesinde yaşadıklarını… Sonunda iyiler erken ölür…' dizelerinde olduğu gibi İyi, temiz insan , örnek sporcu Sinan erken yaşta geçirdiği kalp krizi sonucunda aramızdan ayrıldı. Sinan Alağaç, Büyük Önder Atatürk'ün tarif ettiği 'Zeki, Çevik ve Ahlaklı' bir sporcu olarak ismini Türk Spor Tarihini'ne altın harflerle yazdırdı.

AĞLARA SİYAH BAYRAK ASTI
O yıllarda 12 yaşındaydım. Onun ölümünün kentte büyük yas yarattığına tanıklık ettim. Her Eskişehirli kendi evladını, kardeşini, ağabeyini kaybetmiş gibi büyük bir acı içerisindeydi. Gözyaşları içerisinde toprağa verildi. Kaleyi ondan devralan Alptuğ, sezon sonuna kadar 1 numaralı formayı giymedi. Yanlış hatırlamıyorsam 17 numaralı formayı giymişti. Koruduğu kalenin ağlarına siyah bayrak astı. Eskişehirspor 1985-1986 sezonunda yaşadığı büyük acıyla birlikte ligi 10'ncu sırada tamamladı.

'TANIMIYORUM' DİYEN ÇIKMAZ
Bugün dışarıdan Eskişehir'e gelen birisi yoldan geçen bir kişiye Sinan Alağaç'ı sorsa, 'Eskişehirspor'un efsane kalecisidir' yanıtını alır. Eskişehir'de yaşayıp da kendini Eskişehirli hissedenler arasında 'Sinan Alağaç'ı tanımıyorum' diyen çıkmaz. Yaşı 40'ın üzerinde olanlar Sinan'ın oynadığı maçları, kaleciliğini, insanlığını, sportmenliğini anlatır. Onun adının yaşatıldığı okulu ve parkı gösterirler. Onun adına düzenlenen futbol turnuvalarından bahseder.

'ÖZLEMEK ÖLMEKTEN
SADECE İKİ HARF FAZLA'
Sinan Alağaç'ın ikinci ölüm yıldönümünden dört gün önce, 21 Kasım 1987'de, kız kardeşi bir erkek çocuğu dünyaya getirir. Adını Sinan koyarlar. Hiç karşılaşamadığı dayısının geride bıraktığı eşyaları ve anıları arasında büyüyen Sinan Ören'de Eskişehirspor'da halen aktif olarak kalecilik yapıyor. Efsane eldivenin adı ilimizde bir okulda ve bir parkta yaşatılıyor. Eskişehirspor'da kurulması planlanan altyapı okuluna Sinan Alağaç'ın adı verilebilir. Örnek bir sporcu olan Sinan Alağaç'ın adı Spor Lisesi'ne de verilerek, yaşatılabilir. Şair Cemal Süreya , 'Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk' demişti. Tüm Eskişehirliler, efsane eldiveni hep özlemle anacak. O'nu asla unutmayacak…

*

FOTO ŞAKA


Eskişehirspor Başkanı Mesut Hoşçan: Sayın Bakanım, bu başkentlik işine harcadığınız paranın 20'de birini ES ES'E verseydiniz, oyunuz düşmez, tavan yapardı. 'Ya Sergen'i gönder, ya da defterlerini' diyen Unakıtan'ın ES ES için yaptıklarını hiç mi sormadınız?
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı: Mesut Bey, vallahi haklısın. Devre arasında alacağım Ronaldinho'yu toplayacağım oyu.