Eskişehirspor'un eski teknik direktörü Alpay Özalan, dün şehre veda etmeden önce bazı açıklamalarda bulundu…
Aslında,
Alpay Özalan devri kapandı artık…
Günahıyla sevabıyla, teşekkür edilerek gönderildi…
Ancak veda açıklamasında öyle şeyler söyledi ki; Eskişehir ve taraftarla arasındaki zihinsel uyumsuzluğun, kalsa bile, asla düzelmeyeceğini gördük…
Diğer taraftan da,
Gönderilmesinin nedeninin asla sportif başarısızlık olmadığını, aksine başarılı olduğunu ve neden gönderildiğini herkesin bildiğini söyledi…
'Yönetimin aldığı karara saygı gösterdik' diye başlayıp, 'benim niye gönderildiğimi herkes biliyor' şeklinde biten bir cümlenin, Eskişehirspor Kulüp Yönetimini hedef aldığını anlamak hiç de zor değil…
Anlamanın hiç de zor olmadığı diğer bir husus da şu;
Hazır böyle bir siyasi ortam ve mülahaza da varken orta yerde,
Sportif başarısızlığı, siyasi söylemle örtmeye çalışması, Alpay Özalan'a ilerideki kariyerinde sığınacağı bir liman bulmak istemesinden kaynaklanıyor…
'Eskişehirspor'da çok başarılıydım ama siyasi nedenlerle gönderildim…' diyebilmek istiyor…
Ve sanırım bunu da hep söyleyecek…
***
Bu taktiği Özalan'ın kulağına kim fısıldadı bilemeyiz elbette; ancak takıma oynattığı taktikleri de bildiğimiz için çok şaşırmadık…
Özalan, kendisinin gönderilmeye çalışıldığını anlatırken, bazı 'teşkilatlardan' ve organize edilmiş bazı 'gruplardan' söz ediyor…
Demek ki,
Gönderme kararını veren Eskişehirspor yönetimi, bazı teşkilatların ve bazı organize grupların ya elinde ya da onların direktifleriyle hareket ediyor…
Örneğin sezonun ilk yarısındaki Göztepe maçında takımın sahadan çekilmesini de Halil Ünal'ın üzerine atıyor…
Orada suç Özalan'da değil…
Denizli'den içeride 3 yedik, suç onun değil, Manisa'dan 5 yedik suç onun değil…
Sadece içeride kaybedilen Denizli ve Manisa maçlarını ve Göztepe maçında hiç uğruna silinen 3 puanı hesaplasak şu an 6-7 puan farkla lider olabilecek bir takım var orta yerde…
Hala liderin 2 puan gerisindeyiz…
'10. Haftada liderin 9 puan gerisindeyken, devreyi lider bitirdik' mantığı, eşeği önce kaybedip sonra bulmanın sevincine benzemiyor mu sizce de?
***
31 Ocak tarihli yazıyı şöyle bitirmiştim;
'Şunu artık asla değiştiremezsiniz;
Ne dersek diyelim, ne yazarsak yazalım,
Artık Eskişehirspor taraftarının en az yarısı Alpay Özalan'a olan tüm sempatisini kaybetmiştir…
Artık bunu değiştirebilmek mümkün değil…'
***
Alpay Özalan devri artık geride kaldı…
Eskişehirspor'un geriye değil ileriye bakması lazım…
Değiştiremeyeceğimiz şeyleri çok fazla didiklemenin de bir anlamı yok zaten…