Geçtiğimiz hafta sonu yapılan CHP Eskişehir İl Kongresinde şöyle bir konuşma yaptı İbrahim Arslan…
“İlk defa il kongresinde blok liste kararı aldık.
Bir yandan ön seçim olsun savunusunu yaparken öbür yandan blok listelerle adaylarımızı getirmeye kalkarsak demokrasiyle çelişiriz.
Milletvekili kanununda da düşüncemi ifade ettim.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayını biz üyelerimizle belirlediysek, kurultayımızda genel başkanını da üyeyle belirleme cesaretini göstermeliyiz.”
Evet bunlar güzel ve süslü sözler…
Demokrasi, parti delegelerinin katılımı, yalnız il başkanını değil, genel başkanın bile parti üyeleriyle belirlenmesi…
Siyasetçilerin,
Özellikle de CHP’li siyasetçilerin karakteristik özelliğidir…
Aday olup seçilene kadar her yol mübahtır ama seçildikten sonra demokrasi, katılım, ön seçim olmazsa olmazdır…
İbrahim Arslan’ın hikayesi de bundan ayrı değil…
Arslan, nasıl milletvekili adayı olduğunu ve nasıl seçildiğini unutmuşa benziyor…
Önseçimle mi, parti üye ve delegelerinin iteklemesiyle mi, yoksa tek bir kişinin ismini zikretmesiyle mi?
İbrahim Arslan’ın üçüncü sıra milletvekili olmasına karar veren kişi, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’dir…
***
CHP'nin içinde bulunduğu olağanüstü baskı ortamında tam bir uzlaşma havasıyla yapılıyor Eskişehir İl Kongresi…
Konuşma sırası kendine geldiğinde Arslan başlıyor demokrasi dersi vermeye…
Salon buz kesiyor…
İl Başkanı ve tek aday Talat Yalaz dahil…
“Sevgili Talat benim kardeşim.
Başarılar diliyorum.
Ama bir abi tavsiyesi: Yolundan dönme kardeşim.
İnandığın değerlerden sapma, ilkesel siyasal mücadeleni ver.
Sakın sana aşırı özgüven yüklemesi yapmasın.
Şımarmadan yoluna devam et.
Türkiye siyaseti senin gibi bir kardeşimizi kazanacak.”
Sanırım durduk yerde ortamı gerdiğini fark eden Arslan, bu ‘denge’ konuşmasını yapmak zorunda hissediyor kendisini….
Nasihat veriyor, yol gösteriyor, inandığı yoldan dönmemesini söylüyor…
Hayat bazen insana garip oyunlar oynuyor…
Bir şeyleri kazandığınızı düşünürken, neleri kaybettiğinizi fark edemiyorsunuz…
***
Arslan’ın içinde bulunduğu özgüven patlamasının bir diğer örneği de,
Genel Başkan Özgür Özel’in Eskişehir mitinginde yaşanıyor…
Otobüsün üzerindeyken İbrahim Arslan’ın ismi anons edildiğinde,
Katılımcıları eşiyle birlikte selamlıyor…
Garip ve alışılmadık…
Protokol gereği orada bulunanların her birinin eşlerinin de otobüsün üzerinde olduğunu düşünsenize…
Otobüsün üzeri,
Bizim pik saatlerdeki tramvaylara döner…
Siz hiç Jale Nur Süllü’nün ya da Utku Çakırözer’in eşlerini böyle bir durumda gördünüz mü?
Ahmet Kaya’nın dediği gibi;
‘Nereden baksanız tutarsızlık…’