Resmi olmayan rakamlara göre Türkiye’de asgari ücretle çalışan sayısı 11,2 milyon. 33 milyon kişinin istihdam edildiği düşünüldüğünde, büyük bir kesim asgari ücretle çalışıyor. Dolayısıyla belirlenen rakam, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkiliyor.
TÜRK-İŞ verilerine bakıldığında Kasım 2025’te dört kişilik bir aile için açlık sınırı 29 bin 828 TL olarak açıklandı. Hali hazırda 22 bin 104,67 TL alan asgari ücretliler açlık sınırının altında kalırken, her yıl bu zamanlarda belirlenen yeni asgari ücret, pek çok tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, işverenlere seslenmiş, “İşçi kardeşlerimize yönelik atacağınız her olumlu adım; verimlilik, kazanç ve bereket olarak dönecektir. Hep söylerim; kefenin cebi yok” demişti. Geçtiğimiz yıl ise asgari ücrete yüzde 30 zam gelmiş, 17 bin 2’den 22 bin 104’e yükselmişti.
Peki Eskişehir’de mevcut rakam üzerinden asgari bir yaşam için kabataslak bir hesap yapsak… Dört kişilik bir aileyi hesaba hiç katmıyorum çünkü ev sahibi olmayan bir asgari ücretlinin, dört kişilik ailesiyle 22 bin liraya yaşayabilmesi bu şehirde çok çok zor, metropol kentlerde imkansız.
Biz 1+1 evde, kirada oturan bir kişiyi baz alalım.Ortalama fiyatları düşünelim.
Kira: 10-15 bin TL
Elektrik: 300 TL
Doğalgaz: 1000 TL
Su: 300 TL
Toplu taşıma ile yol gidiş-geliş: 1200 TL
Şimdiye kadar içine yiyecek ve giyecek koymadan, temel gereksinimlere 12 bin 800 TL ayırdık. Kaldı 9 bin 300 TL.
Haftalık gıda tüketimini şöyle bir düşünecek olursak…
1’er kilogramdan domates 35 TL, patates 20 TL, soğan 15 TL, mevsim meyvesi 45 TL. 1 kg tavuk 170 TL, 1 paket makarna 30 TL, 3 ekmek 30 TL. Bu ürünler için yetecek miktarda ayçiçek yağı 50 TL. 10’lu yumurta 65 TL, 1 litre süt 35 TL, 1 kg yoğurt 45 TL, 250 gram peynir 70 TL, 200 gram zeytin 40 TL. Bu ürünlerin yanında kullanılmak üzere yeterince çay 20 TL. Burası da 670 TL etti. Bunu aya vurduğumuzda 2 bin 680 TL aylık “en temel” gıda tüketimine harcamış olduk. Kaldı 6 bin 620 TL.
Bu hesapta hiçbir tiyatroya gitmedik, sevdiğimiz bir sanatçıyı dinlemedik, arkadaşlarımızla oturup dışarıda bir yemek yemedik, evimize et ya da balık alıp pişirmedik, kendimize bir kıyafet almadık, kişisel bakım ihtiyaçlarına hiç girmedik, telefon ve internet faturamızı işin içine katmadık, bir yere seyahat etmedik, hiç hasta olup hastaneye gitmedik, evde bir şeyimiz bozuldu ve onu tamir ettirmedik, sevdiğimiz birine hediye almadık, herhangi bir konuda eğitim almadık, bir hobimiz varsa onunla ilgili bir şey yapmadık, kitap almadık… Bu liste uzar gider! Ama farkında mısınız hesaba katmadığım tüm detaylar da lüks bir yaşamdan o kadar uzak ki… Bunlar en basit ama insanın belki de yaşadığını hissettiği o anlardan ibaret… Fakat maalesef ülkemizde son günlerde en ilgi duyulan ya da duyulmak zorunda kalınan şey hayatta kalma sanatı…Eğer profesyonel bir sanatçıysanız kalan 6 bin 620 TL’yi fazlasıyla(!) verimli kullanabilirsiniz.
Ve bugün asgari ücret toplantısının ikincisi gerçekleştirilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Asgari ücret rakamı için çok erken” diyor. Aslında asgari bir yaşam için bile çok geç kalındı…