TFF 2.Lig Beyaz Grup'ta yer alan Eskişehirspor ilk yarıyı bir hafta önce tamamlamıştı. Bu sonuçlara göre düşme hattının üstündeki takımla puan farkımız 10'a çıkmış oldu.
Bir önceki yazımda puan tablosuna bakarak ben farkın 8 puanda kalacağını tahmin ediyordum. Ama Play-Off mücadelesi veren Ispartaspor'un kendi sahasında rakibimiz olan Zonguldak Kömürspor'a mağlup olması dengeleri değiştirdi.
8 ile 10 puan arasında fark iki puan gibi gözükebilir ama olaya puan farkı olarak bakmamak lazım. 8 puan farkı kapatmak için üç maç fazla kazanmak yeterli fakat 10 puan için üç maç yetmiyor, bir maç daha fazladan kazanmanız gerekir ya da iki maç fazladan beraberlik almak zorundasınız.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen gene de umutsuz olmamak gerekir. Çünkü fikstür avantajımız var. Üstümüzdeki 5 rakibimizle kendi sahamızda karşılaşacağız. Yani bütün ipler bizim elimizde olacak. Bu 5 maçı ne pahasına olursa olsun kazanmak zorundayız. Yönetimin burada yapması gereken şey, artık olaya maddi olarak değil, seyirci baskısı olarak görüp bilet fiyatlarında oldukça ciddi bir indirime gitmeliler. Zorlaşan ekonomik koşullara göre haftada iki maç, aile boyu maça gelen aileler için sıkıntı yaratabilir. Çünkü ikinci devre en çok onlara ihtiyaç duyulacak.
Gelelim saha içindeki gelişmelere;
Sezona Cem Karaca ile başlayan ve saha da varlık gösteremeyen Eskişehirspor, yoluna Suat Kaya ile devam etme kararı almıştı. Suat Kaya'nın gelişi ile oyun, taktik ve teknik varyasyonlarında çok fazla bir değişiklik beklemiyorduk. Çünkü oyuncu grubumuzun yeteneklerini az çok biliyorduk. U19 maçına çıkmadan direk A takımla oynamak zorunda kaldığımız için bazı şeylerin değişmesi zaman alacaktı. Fakat Suat hocanın gelişi ile bazı futbolculardaki değişim gözle görülür olmaya başladı. Hala pas trafiğimiz yok. Oyun kurgumuz yok. İlerlediğimiz tek şey rakibi oynatmama konusunda aşama kaydettik. Defansif olarak az pozisyon vermeye başladık. Nitekim bu son maçlarda hissedilir şekilde görüldü. Hücum konusunda en ufak bir ilerlememiz olmuyor.
Attığımız 16 golün 8 tanesini Onur Arı, 3 tanesini ise Berkay Tanır'dan bulduk. Kalan 5 golü ise Tolga Yakut, Bartu Göçmen ve Kaptan Sezgin ile bulmuşuz ki, takımın gol yükünü toplam 5 futbolcu çekmiş. Takımın gollerinin % 50'sini sadece bir futbolcu atıyorsa orada ciddi bir hücum sıkıntısı vardır. Takımda oyunu yönlendirecek 10 numaramız ve asist yapacak yetenekli futbolcumuz bulunmuyor. İstikrarı yakalayan sadece üç futbolcumuz var. Diğerleri maçtan maça değişiklik gösteriyor.
Suat Kaya hocamız geldikten sonra yediğimiz gol sayısında düşüş var. Cem Karaca ile 4 puan, Suat Kaya ile 9 puan topladık. Son üç maçımızı da alabilirdik. Şansızlık, kişisel ve kenar yönetimin de yaptığı bazı hatalarla olmadı. Şimdi geçmişi bir kenara bırakarak önümüze odaklanmak zorundayız. Yönetim transfer açmak konusunda ciddi çaba sarf ediyor. Önümüzdeki en büyük engel Trabzonspor dosyası olarak duruyor. Bu dosya kapanırsa arkası çorap söküğü gibi gelecektir. O nedenle şehrin dinamikleri bu transfer sezonunda elinden gelen yardımı esirmesinler. Hele ikinci yarıya Karacabey galibiyeti ile girersek havamız daha başka olacaktır. Bu maçı beklemeden, ne gerekiyorsa tüm imkanları kullanarak bu transferi açamazsak hem psikolojik, hem de mental olarak biteriz. Mart ayına girmeden başka şeyleri konuşmaya başlarız.
Sezona Antalya'da hazırlanacak olan takımımıza iyi çalışmalar dileyerek, yeni yıl ilk önce ülkemize, tüm dünyaya ve Eskişehirspor'umuza başarı ve zaferler getirmesi dileğiyle, tüm okuyucularımın yeni yılını kutluyorum.