Bayram tatili sırasında beş üzücü haber aldım. Arife günü kentimizin başarılı işletmecileri olan Bülent ve Murat Şarlar'ın anneleri Meliha Şarlar'ın vefat haberini aldım. Aynı gün Eskişehir'in sevilen sanatçısı Mesut Girgin'in eşi Betül Uyar Girgin'in Kore Gazisi olan dedesi Ahmet Uyar'ın vefat ettiğini öğrendim. Bayramın birinci günü çok sevdiğim, değerli dostum olan eski İl Sağlık Müdür Yardımcısı Ahmet Özmen elim trafik kazasında yaşamını yitirdi. Aynı gün meslekte büyüğüm Gazeteci ve CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel'in annesi Cemaliye Sertel'in vefat etti. Dünde Eskişehir iş ve spor dünyasının tanınmış ismi Bahadır Kızılırmak'ın kayın pederi olan Gökmeydanspor eski Başkanı Ahmet Yılmaz vefat etti. Meliha Şarlar ve Cemalile Şarlar Sami Ramazanoğlu Camii'nde kılınan cenaze namazları sonrasında Asri Mezarlığında toprağa verildiler. Ahmet Özmen ise memleketi olan Mihalıççık'ın Ahırözü köyü'nde toprağa verildi. Şarlar, Uyar, Sertel, Özmen ve Yılmaz ailelerine baş sağlığı diliyorum. Onların acılarını paylaşıyorum. Beşinin de mekanları cennet olsun. Mihalıççık'a giderken Sivrihisar Biçer köyü yakınlarında aracının takla atması sonrası yaşamını yitiren Ahmet Özmen'i yıllardır tanıyorum. Yıllarca İl Sağlık Müdür Yardımcılığı yaptı. Dürüst ve başarılı bir bürokrattı. Ancak son yıllarda Eskişehir İl Sağlık Müdürlüğü'nde başarı ve liyakat kavramlarının yerini 'yandaş olma' ve 'Menzil'e mensup olma' aldı. Bu iki kriterde bulunduğu makama tırnaklarıyla gelen Özmen'de yoktu. Bunun sonucunda Özmen il Sağlık Müdür Yardımcılığı görevinden alınarak pasif bir göreve (Araştırmacı) getirildi. Ölmeden kısa bir süre önce karşılaşmıştım. Bazı kırgınlıkları vardı. 'Bir gün konuşalım' dedi. Ama konuşamadan elim trafik kazasıyla aramızdan ayrıldı. Özmen vefat eden babasıyla ilgili geçtiğimiz aylarda kendi sosyal paylaşım sitesinde; 'Hayatın anlamını ve tüm güzelliklerini öğreten sırtımı yasladığım koca dağ onuruyla yaşayan koca çınar benim sevgili babam… Mesafeler ne kadar uzun olursa olsun sevgisini her zaman üzerimde hissettiğim dünde bu günde yarında... Hep yüreğim kadar yakında olan babam seni çok seviyorum çok özlüyorum… Ruhun şad olsun mekanın cennet olsun' paylaşımda bulunmuştu. Cemal Süreya, 'Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk' demişti. Eskişehir'in değerli bürokratı olan Özmen'i ben hep özlemle anacağım.
*
ALBAY REŞAT BEY (ÇİĞİLTEPE)
1879'da İstanbul'da doğan Reşat Bey, 1896'da Harp Okulu'nu bitirdikten sonra, Türk Ordusu'nun farklı komuta kademelerinde görev yaptı. Trablusgarp ve Balkan Savaşları'na katıldı. Askeri Mahkeme üyeliği de yapan ve Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesi'nde olağanüstü kahramanlığı ile dikkatleri çektikten sonra getirildiği 17. Alay Komutanlığı görevindeyken Muş'un Rus işgalinden kurtarılmasında da önemli rol oynayan Reşat Bey, XVI Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa'nın takdirlerini kazandı. Ünlü Ziya Paşa'nın oğlu olan Reşat Bey, daha sonra 53. Tümen Komutanlığı'na getirilerek Suriye Cephesi'nde görevlendirildi. 1918'de İngilizlere esir düşen Reşat Bey, daha sonra esaretten kurtulur kurtulmaz Aralık 1919'da Milli Mücadele'ye katılmak üzere İnebolu'dan 'İstiklal Yolu' üzerinden Ankara'ya geçti. Reşat Bey, Mustafa Kemal Paşa tarafından 11. Kafkas Tümeni (sonradan 21. Tümen) Komutanlığı'na getirilmiştir. Yarbay rütbesi ile İnönü ve Sakarya muharebelerine de iştirak eden ve olağanüstü performans gösteren Reşat Bey'e, son olarak 57. Alay Komutanlığı görevi verildi. Bizzat Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarafından. Büyük Taaruzun ikinci gününde, muharebenin ve de ülkenin-ulusun kaderini etkileyecek en kritik mevkide yer alan Sincanlı Ovası'ndan Dumlupınar'a kadar tüm yolların önündeki en stratejik engel olan Çiğiltepe'yi düşmandan temizlemesi emredildi. Ne var ki, bu tepenin önemini çok iyi bilen Yunan Başkomutanı Trikopis ise, en zinde kuvvetlerini, üstün ateş gücüyle bu tepeye yığdı.
İşte, gerisini resmi kayıtlardan izleyelim:
'... 27 Ağustos 1922 sabahı 57. Alay bu tepeyi kuşatmış, saat 10.30'da Mustafa Kemal telefonda komutana;
-Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız?
-Komutanım, yarım saat sonra alacağız.
-Başarılar diliyorum.
10.45 Mustafa Kemal: - Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.
-Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.
11.00 Mustafa Kemal: - Reşat Beyi istiyorum.
-Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım.
-Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.
Mustafa Kemal'in gözlerinden yaşlar boşanır: -Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.
11.45 Başkomutanın telefonu çalar: - Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası'na doğru kaçmaktadır. Arz ederim'.
İlgili resmi kayıt burada biter. Sonrasını Başkomutan Mustafa Kemal Paşa şöyle ifade eder: 'Türk Askerine, Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Burada şehit olan kahraman evlatlarımızı minnetle anıyorum, ruhları şad olsun. Başkomutan Mustafa Kemal' Albay Reşat Bey ölümünden sonra Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı. Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından ailesine 'Çiğiltepe' soyadı verildi. Çiğiltepe'de onun ve şehit düşen askerlerin anısına yaptırılan şehitlik, 22 Haziran 1996 tarihinde hizmete açıldı. Girişte, Reşat Bey'in bronz bir büstü bulunur. Hayatı emekli tümgeneral Cihangir Akşit tarafından 'Çiğiltepe: Miralay Reşat Bey ve Vatan Savunmasında 27 Yıl' adıyla romanlaştırıldı.
**
foto şaka
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Deniz Bey şu günlerde çok sağ duyulu politika yürütüyorum, değil mi?
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal: Hukuk dışı yapılanlara sessiz kalmak sağ duyulu olmak mı oldu?