Dış borçların arttığı, ekonominin zayıfladığı,

Avrupa karşısında, askeri ve teknoloji olarak geri kalmışlık,

Avrupa’nın Osmanlı’nın iç işlerine çok karıştığı,

Rusya’nın desteklediği, Sırp ve Yunan isyanlarının başlaması,

Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı’nın üzerine yürümesi nedeniyle Rusların ve daha sonra Avrupa’nın askeri desteğinin alınmak zorunda kalındığı, gibi sebeplerden dolayı Sultan Abdülmecit Tanzimat Fermanı’nı ilan etmek durumunda kalmıştır.

Fransız devrimi ile başlayan aydınlanma nedeniyle meşruti yönetim isteyen aydınların baskılarının arttığı ayrı bir konu.

Fransız Devrimi sonrası artan ulusçuluk akımlarıyla milliyetçi fikirlerin ortaya çıkması, meşruti yönetimi savunan aydınların baskılarının arttığı bir dönemde, 3 Kasım 1839 yılında halkın huzurunda okunarak ilan edilmiştir.

Bu arada, babasının (II. Mahmut) ölümü üzerine, 1 Temmuz 1839’da Sultan Abdülmecit 16 yaşında tahta çıkmış, henüz dört ay geçmiş ve Tanzimat Fermanı ilan edilmiştir.

Gülhane parkında okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Hümayunu olarak ta anılan ferman 3 Kasım 1839 yılında ilan edilmiştir.

Tanzimat-ı Hayriye (Hayırlı Düzenlemeler) olarak ta bilinen, dönemin Hariciye Nazırı (Dış İşleri Bakanı) Mustafa Reşit Paşa tarafından okunmuştur.

Mustafa Reşit Paşa, Avrupa’da elçilik görevlerinde bulunmuş, Osmanlı’nın batı gibi modernleşmesini savunuyordu. Daha önceleri II. Mahmut döneminde de reform içeren tasarılar hazırlamış ancak kabul görmemişti.

Mustafa Reşit Paşa İngiltere yanlısı bir politika izlemesi, fermandan bir yıl önce yapılan Balta Limanı Antlaşması, İngiliz yanlılığının açık bir göstergesidir.

Tanzimat, batılılaşmanın ilk somut adımı olarak değerlendirilir. Ancak İngiltere’ye verilen tavizlerin yasal hale getirilmesiyle de dışa bağımlılığın tam olarak başladığı dönem olarak ta görmek mümkün. Çünkü gümrük vergisi kaldırılmış, dış ticaret yabancılar lehine tamamen serbest hale getirilmiş, ayrıca İngilizlere hiçbir kısıtlama getirilmeyecek şekilde düzenlenmiştir. Hatta Osmanlı tüccarından daha az vergi ödemesi gibi.

Fermanla; tüm vatandaşların, can, mal, namus güvenliği sağlanacak, herkes malını mülkünü miras bırakabilecek, mallara el koyma kaldırılacaktır. Kimse yargılanmadan mahkûm (idam) edilmeyecek, rüşvet ortadan kalkacak, vergiler gelire göre alınacak, erkekler zorunlu olarak 4-5 yıl askerlik yapacak.

1838’de kurulan Meclis-i Vâlâ’nın (Yargıtay ve Danıştay) üye sayıları ve yetkileri arttırılarak, kanunlar burada tartışıldıktan sonra çıkartılacaktır.

Ferman Osmanlı’nın resmi gazetesi Takvimi Vekayi’de yayınlandı. Valiliklere de fermana uyulması konusunda yazılar gönderildi.

Tanzimat Fermanı, anayasal düzenin kurulmasına yönelik ilk önemli adımdır.

Tanzimat döneminde, yasaların Meclis-i Vâlâ’da (Yargıtay ve Danışma) görüşülüp hazırlanması, Meclis-i Vâlâ’nın parlamento işlevi görmesi önemli bir adım olmuştur.

Ferman, İngiltere ve Fransa’da olumlu karşılandı, fakat İngiltere’nin Osmanlı üzerindeki nüfusunun artması nedeniyle Rusya’da olumsuz karşılandı.

Osmanlı tarihinde 1839-1876 Tanzimat dönemi olarak anılır.

Sonuç olarak, Tanzimat Fermanı ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlarına kalıcı çözümler getirdiği söylenemez.

Buna rağmen bu çabalar, çağdaşlaşmaya ve cumhuriyet fikrine atılan adımlar olması nedeniyle değerlidir.

Fermanda verilen bütün sözlerin tamamen yerine getirilememesine rağmen bu çabalar, Islahat Fermanı (1856), 1. Meşrutiyet (1876), 2. Meşrutiyet (1908), Kanun-u Esasinin alt yapılarını hazırlamış ve en önemlisi de çağdaşlaşmaya ve cumhuriyete giden yolun temel taşı olmuştur.