CHP Eskişehir kongreler süreci devam ediyor. Tepebaşı ilçesinde, mevcut ilçe başkanı Tevfik Yıldırım’ın beyaz listesi, yarışı sakin bir şekilde zaferle bitirdi.
Zaten karşısına şimdiye kadar adayım diyen biri de çıkabilmiş değil.
Çıkmaz da.
Çünkü Tevfik Yıldırım da örgütün, mahalle meclislerinin ve ilçe belediye başkanının desteğini almıştı.
Tevfik Yıldırım seçime çok büyük olasılıkla rakipsiz girecek.
*
Gelelim Odunpazarı ilçesine,
Odunpazarı ilçesi öteden beri çok politik bir bölge. Ayrıca CHP’nin çok oy aldığı bir ilçe.
Burada, neredeyse, her üye belli bir politik birikim ve bilgiye sahip ve bu yüzden her kongre süreci çok hareketli olur.
Bu dönem burada ilçe başkanlığına talip olan epey aday adayı var.
Burada da örgütün, mahalle temsilcilerinin ve ilçe belediye başkanın desteğini almış olan mevcut ilçe başkanı Rahmi Çınar’ın mavi listesi -çok çok önde-. Hatta yarış bitti diyebiliriz.
Rahmi Çınar’a karşı oluşturulmaya çalışılan yedi benzemez ile kurulan muhalefet ittifakı henüz hiçbir başarı kazanabilmiş değil. Yedi benzemez ittifakı, delege adayları seçimlerinde kendi çaplarınca centilmence yarışıyor, ancak arada bir arıza çıkaranlar var. Yedi benzemez ittifakının birçok ortağı bile bu arıza çıkaranlardan çok rahatsız. Tamamen kişisel hırs ve hesaplarla hareket edenler, yedi benzemez ittifakının da, bir daha asla bir araya gelmemek üzere -kendi içinde de parçalanmış- olduğu söyleniyor.
Yedi benzemez ittifakının bazı ortakları iki sene sonra tekrar ortaya çıkmak için ve evlerine dönmek için yavaş yavaş bavullarını toplamaya başladılar.
*
Büyük bir ihtimalle Rahmi Çınar da ilçe kongresine rakipsiz başkan adayı olarak girecek. Rakip çıksa bile, aday olabilecek yeterli imzayı bulmaları çok zor ihtimal.
*
Tabii bu iki ilçede de mevcut ilçe başkanlarının kazanmasının İl Başkanı Talat Yalaz’ın yeniden il başkanlığını rakipsiz olarak yeniden kazanması anlamını taşıdığını herkes biliyor. Kısaca, çok başarılı bir il başkanlığı dönemi geçiren Talat Yalaz’a karşı kimse kolay kolay aday olma cesareti gösteremez. Çünkü burada da çıkacak aday adayının yeterli imzayı bulması imkânsız.
*
Tabii bu kongre süreçlerini politik ve siyasi olarak bir değerlendirmeye tutmak gerekiyor. Kongre süreçlerinde kasıtlı olarak epey bilgi kirliliği oluşturuldu. Bu ayrı bir konu. İleride detaylı olarak değiniriz.
Bu dönemin şartları, değişimin, sadece kişilerin değişmesi değil (Mehmet gitsin-Ahmet gelsin), kafaların da değişmesi gerektiği bilincini ortaya çıkarttı.
Değişimin ne anlama geldiğini bilen, geçmiş dönem birçok ilçe başkanları ve il başkanları fikren ve fiilen bu değişimi destekledikleri için halen oyun sahasının içindeler ve ağırlıklarını korudular. Bu da CHP ve kendileri için çok olumlu bir durum.
Bu kongre delege seçim süreçlerinde örgüt, kafaları değişime hazır olmayanları da, sayıları az da olsa, eski ilçe başkanı, eski il başkanı falan filan dinlemeden oyun sahası dışına yolladı ve ders verdi. Dersi anlayıp anlamadıkları ileri zamanlarda görülür.
Kafaları değişince, değişimi gerçekten anlayabildiklerinde de onlar için iş işten çoktan geçmiş olabilir.
Şimdi yorumlayalım, niçin saha dışına yollandılar?
Söyleyelim;
En başta, örgüt ve üyeler nezdinde inandırıcılıklarını yıllar önce zaten kaybettikleri için,
CHP içinde bulunduğu koşulları iyi görmezden gelip, kendi kişisel hırslarına kurban oldukları için,
Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde ayrışmayı körükledikleri için,
CHP’nin ve demokratik kitle örgütlerinin birçok eylem ve etkinlikleri olur, bu etkinliklerin hiçbirine katılmadıkları için,
Sadece kongre süreçlerinde pat diye ortaya çıktıkları için,
Farkında olmadan, kendilerini aşırı değerlendirip, devrimci-solcu efsane sandıkları için,
Parti üyeleri ve tabanı ile bağlarının uzun zaman önce tamamen koptuğu için,
İnandırıcı bir dil değil, ayrıştırıcı-kışkırtıcı ve suçlayıcı bir dil kullandıkları için,
Partili olmayı ve partiliyi iyi analiz edemedikleri için,
Partinin son zamanlarda yetiştirdiği, herkesin çok sevdiği en iyi siyasetçilere yakışıksız bir dille çamur atmaya çalıştıkları için,
Partilinin -üyenin- her şeyin farkında olduğunu bilemedikleri için, vs.
Daha birçok neden sayılabilir.
İsim isim tek tek yazmaya gerek yok, onlar zaten parti üyeleri tarafından biliniyor.
Hadi onları geçelim, bunlara inanıp da peşine takılanlara ne diyelim?
İçlerinde gelecekte partiye faydalı olabilecek isimler de var, bunlara da yazık ediyorlar.
Sonuç;
Örgüte her zaman güvenmek lazım. Örgüt her şeyin farkında. Delege seçim süreçleri ve sonuçları da zaten buna işaret ediyor.
Çünkü örgüt, parti için çalışanın hakkını çoğu zaman verir ve çalışan kazanır.
-sürecek-