Eskişehir 1. İdare Mahkemesi tarafından atanan 7 kişilik bilirkişi heyetinin hazırlayıp, Mahkemeye sunduğu raporda neler var?
Eskişehir kamuoyunun bir kısmı,
URAYSİM konusunda belirtilen görüş ve düşüncelerin bilimsel olmadığı, aksine siyaset odaklı olduğu görüşünde…
Bilim adamları ve akademisyenlerden, işin uzmanlarından oluşan bir ekibin, Eskişehir'e gelip konuyu yerinde incelemesi ve bir rapor hazırlanması gerektiğini savunurlar…
İşte o heyet, sonunda raporunu mahkemeye sundu…
Bu raporun sonuç maddesinde de 'projede kamu yararı olmadığı' görüşüne varıldığı daha önce açıklanmıştı…
***
Raporun 'GENEL DEĞERLENDİRME' başlıklı sonuç bölümünde konunun beş ana başlık altında incelendiği belirtiliyor…
---Planlama Kararları Açısından,
---Tarım Kararları açısından,
---Ulaşım Kararları Açısından,
---Jeoloji açısından,
---Arkeoloji Açısından…

***
Planlama Kararları Açısından,
Bu bölümde 17 alt başlık var…
Bu alt başlıkların her birini tek tek incelemenin ya da aktarmanın bu köşenin sınırlarını aşacağı açık…
O nedenle belli başlı noktalara değineceğiz…
Mesela Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ve buna bağlı olarak Çevre Düzeni Planı hazırlanmasındaki ilke ve esaslarda koruma ve kullanma dengesine önem verilerek doğal yapı,
ekolojik denge ve ekosistem sürekliliğine vurgu yapıldığı belirtiliyor.
Proje alanının bir kısmının 216/9620 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 21.01.217 tarih ve 29955 sayılı 'Bazı Ovaların Büyük Ova Koruma Alanı Olarak Belirlenmesine İlişkin Karara'
istinaden Resmi Gazetede yayınlanan Eskişehir Alpu Ovası sınırları içerisinde yer aldığı kaydediliyor.
Büyük Ova Koruma Alanı olarak belirlenen Alpu Ovası içinde kalması nedeniyle bölgenin en verimli tarım arazilerinin bütünlüğünün bozulacağının açık olduğu,
Proje alanı olarak düşünülen arazilerin 2014 yılında arazi toplulaştırmasına girdiği, DSİ tarafından sulama sahasında kapalı sulama istemi projesi bulunduğu ve bu projenin Bakanlık
tarafından kabul edilerek uygulama aşamasına geldiği,
Dava konusu alanın planlama disiplini ve hiyerarşisi içerisinde değerlendirilmeksizin, sadece proje mantığı çerçevesinde projeye yaklaşıldığı ve koruma
kullanma dengesinin sağlanamadığı,

Bu şekildeki bir süreçle geliştirilen projenin 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine aykırı olduğu ve Büyük Ova Koruma Alanının korunmasının
daha üstün bir kamu yararı olduğu belirtiliyor…

***
Tarım Kararları açısından,
Sonuç olarak tarımsal açıdan, büyük çoğunluğu 1. sınıf tarım arazisinden oluşan, arazi toplulaştırması yapılarak üreticilere teslimleri gerçekleştirilmiş, sulama altyapısı projeleri tamamlanmış
olan ve Alpu Büyük Ovası sınırları içerisinde yer alan aktif tarımsal üretim gerçekleştirilmekte olan ilgili arazinin tarımsal vasfının korunması ve tarımsal üretimin sürdürülmesinin öncelikle
ve özellikle üstün kamu yararı olarak değerlendirilmesi gerektiği,
Zira tarım arazisinin vasfının değiştirilerek başka amaçlarla kullanımının geri dönülmez zararlara yol açacağı görüşü dile getiriliyor.
***
Ulaşım Kararları Açısından,
Arazinin demiryolu hattı inşası için uygun topografik özellikler gösterdiği,
Demiryolu hattıyla sınırları çizilen proje alanı içerisinde kalan tarım arazilerine ulaşımın sadece Altgeçit-3 ve Altgeçit 6 ile sağlandığı, diğer kadastral
yolların kesintiye uğradığı görülmüştür.

***
Jeoloji açısından,
Projenin Porsuk taşkın koruma kuşağı içinde yer alıp almadığı konusunda DSİ'nin görüşünün alınmadığı,
Proje kamulaştırma sahasının yakınında aktif fay olarak, MTA tarafından tanımlanan faylar bulunduğu, 1956 Eskişehir depreminin Richter Ölçüsüne
göre büyüklük değeri M=6,4olması nedeniyle projelerde aktif faydan kaynaklı yer hareketinin M=6,4 olarak proje hesaplarına alınması gerektiği, bu
konuda AFAD'dan kurum görüşü alınmamış olduğu,
Bu nedenlerden dolayı, URAYSİM Başlıklı Araştırma Projesinin Test Yollarının inşası için düşünülen alanın kamulaştırılmasının
kamu yararına olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir.

***
Arkeoloji Açısından,
Sonuç olarak projede kamu yararı bulunsa bile tercih edilen alanın 2863 sayılı Kanun kapsamına giren yoğun yerleşime sahip olması ve olası
'BÜYÜK KERVAN YOLU' kültür rotası üzerinde yer almasının üstün kamu yararını gölgelemekte olduğu, uzağa gidildikçe arazi eğiminin artması nedeniyle
proje maliyetleri 2-3 kat artacak olsa bile düz bir hatta ilerlemesi gereken raylı sistem nedeniyle zarar görme ihtimali bulunan höyük, düz yerleşim veya
nekropol gibi taşınmaz kültür varlıkları göz önünde bulundurulduğunda, öngörülen hesaplı maliyetin telafisi imkansız tahribatlara neden olabilme ihtimalini
güçlendirmekte olduğu, bu olasılığın kültür varlıklarımız açısından üstün kamu menfaatini ortadan kaldırdığı, bu nedenle Alpu Ovası 2863 sayılı
Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu ve tarafı olduğumuz uluslar arası sözleşmeler gereğince kümülatif (tümünün bir arada olması) değerlendirilmesi gerektiği,

Projenin Alpu Ovasının kuzeyinde uzanan kıraç arazilerin tercih edilmesi, kültür varlıklarının bütünlüğünün bozulmadan korunarak gelecek
nesillere aktarılması ve arkeoloji biliminin bağlayıcılığı açısından üstün kamu yararı olacağı kanaatine varılmıştır.
Sonuç ve Kanaat bölümünde ise, daha önce ifade ettiğimiz 'PROJEDE KAMU YARARI OLMADIĞI' görüşü yer alıyor…
***
Yukarıda ana başlıklarıyla vermeye çalıştığımız metin, bilirkişi raporu...
Mahkeme kararı değil...
Nihayetinde, açılan davada son kararı mahkeme verecek...