Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen önceki gün, lav edilmesinin ardından İl Özel İdaresi'nin varlıklarının, çalışanlarının, alacakları ve borçlarının Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu'nca nasıl dağıtıldığı konusunda ayrıntılı bilgiler verdi.

53 MİLYON LİRA BORÇ
Büyükerşen dağıtımın son derece adaletsiz ve haksız şekilde yapıldığını vurgulayarak, böyle bir tablo karşısında hizmet alanına yeni giren köy ve ilçelere hizmet götürmenin mümkün olmayacağını belirtti. Büyükerşen İl Özel İdaresi'nin ilçe, belde ve köyler için devredilen toplam borcun 53 milyon 151 bin 172 lira 45 kuruş olduğunu belirtti. Devredilen bütün bu borçlara karşılık, İl Özel İdaresine ait olup şimdi ESKİ'ye aktarılan toplam alacak ve nakit tutarının ise 7 milyon 954 bin 669 lira 49 kuruş olduğunu söyledi.

BİR KARTAL OTOMOBİL
Büyükerşen, İl Özel İdaresi tarafından Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen tutarın İl Özel İdaresi ve ilçe belediyelerinden devrolan toplam 319 personelin 1 milyon 383 bin 415 TL'lik aylık ücretlerini dahi karşılamaya yetmediğini belirtti. Büyükerşen'in verdiği rakamlarla ne kadar büyük bir adaletsizliğin yapıldığını gözler önüne serdi. İl Özel İdaresine ait toplam 7 bin 415 makine, teçhizat, taşıt ve demirbaşın, sadece 1096'sı (yüzde 14,78) Büyükşehir Belediyesine, 6 bin 319'u da (yüzde 85,22) diğer kurum ve kuruluşlara devir edildi. İl Özel İdaresine ait hizmet alanına karşılık, il özel idaresine ait 27 otomobilden sadece 1 otomobil (2000 model Tofaş Kartal marka), 16 minibüs ve otobüsten sadece 3 araç, 11 pikaptan sadece 2 araç verildi. 24 kapalı kasa kamyonetten hiçbir verilmedi.

'ARAŞTIRMA YAPTIK'
Büyükşehir Meclisi AKP Grup Başkan Vekili Mustafa Birsen'de önceki gün 5-13 Mayıs tarihleri arasında ilçe belediyelerinin sorunlarını ortaya çıkarmak için araştırma yaptırdıklarını ve bu verilerden hareketle önerge verdiklerini belirtti. Birsen, 'Eskişehir'in yalnızca belirli bir zümreye hitap eden bölgeleri dışındaki ilçelerin ve köylerin de özellikle kanalizasyon, içme suyu ve ulaşım konularında ihtiyaç duyduğu hizmetler var. Bunları görmezden gelmek olmaz. Eskişehir yalnızca Tepebaşı ve Odunpazarı'ndan ibaretmiş gibi davranmak yerine, hizmeti kırsala da yaymalıyız. Kıymetli meclis üyesi arkadaşlarımdan da bu konuda daha duyarlı olup ellerini vicdanlarına koymalarını rica ediyorum' demiş.

HESABINI VER
Birsen'e sormak lazım, İl Özel İdaresi'nin varlıklarını, çalışanlarını, alacakları ve borçlarını dağıtan Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu üyeleri ellerini vicdanlarına koydu mu? İl Özel İdaresi'nin bıraktığı 53 milyon Lira borçla mı hizmet kırsala yayılacak? Birsen, İl Özel İdaresi'nin araç ve teçhizatlarının büyük çoğunluğunun neden başka kurumlara verildiğini de araştırmalı, iktidar partisi mensubu olarak bunun hesabını vermelidir. Yapılan bu adaletsiz dağılımdan sonra Büyükşehir Belediyesi'ni CHP almış, AKP almış önemi yok. Yaşanan bu adaletsizliğe AKP'li Belediye Başkanı da isyan ederdi.

ELİNİ KOLUNU
BAĞLAYACAKSIN
Yıllardır kırsala İl Özel İdaresi kanalıyla hizmet ediliyordu. Yeni yasa ile artık bu görev Büyükşehir Belediyesi'ne verildi. İl Özel İdaresi'nin araçlarını kendi babanızın malı gibi, başka kurumlara vereceksiniz. 'Nasıl olsa kapanıyoruz, devredeceğiz' diye Büyükşehir Belediyesi'ne kalmaması için parasını sorumsuzca harcayacaksın. Giderayak İl Özel İdaresi'nin parasıyla araçlar alıp, başka kurumlara dağıtacaksın. Biraz argo olacak ama borçlarını da Büyükşehir'e bir güzel ittireceksin. Ondan sonra adaletten bahsedeceksin. Karakuşi Kadısı bile bu kadar haksızlık yapmazdı. Ondan sonra bu adaletsizliği yapan zihniyetin Meclis'teki temsilcileri olarak, 'Eskişehir Odunpazarı ve Tepebaşı'ndan ibaret değil. Hizmeti kırsala yayalım' diye masal anlatacaksın. Önce kırsala hizmet yapılmaması için Büyükşehir'in elini kolunu bağlayacaksın. Sonra da 'ilçelere niye hizmet götürülmüyor?' diye hesap soracaksın. Benim tanıdığım Mustafa Birsen siyası fıkra anlatmayı çok seven birisidir. Bu yazıyı yazarken, nedense, Mustafa Birsen'in yıllarca peşinden koştuğu Süleyman Demirel'in anlattığı Karakuşi Kadı fıkrası aklıma geldi.

KARAKUŞİ KADISI FIKRASI
'Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var... Karakuşi Kadı, fırıncıya 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor... Fırıncı, kaçarken duvardan atlamış ve, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Hamile çocuğunu düşürdüğü için, Hamilenin kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncı önüne çıkan bir Yahudiyi çarpıp devirmiş. Üzeri çamur olan Yahudi de kızıp takılmış fırıncının peşine... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadının karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş... Ördeğin sahibi, 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş. Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?' Fırıncı 'Uçtu' demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış: 'Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil' diyerek fırıncının beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş... Onun şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: 'Her kim ki, gayrimüslimin İKİ gözünü çıkara, o Müslümanın TEK gözü çıkarıla...' Davacı 'Ne olacak?' diye sorunca Karakuşi Kadı, 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin sağlam kalan öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.' Tabii gayrimüslim şikayetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş. Çocuğunu kaybeden hamilenin kocasına da Karakuşi Kadı, 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, fırıncıya o yerine yeni çocuk koyacak'.. Böyle olunca Hamilenin kocası da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi'ye: 'Senin şikayetin ne? Bre…' Yahudi ellerini açmış, 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa sen, e mi !''

**

FOTO ŞAKA

Bilecik Milli Eğitim Müdürü İsmail Altınkaynak: Necmiciğim, madem Osman Yetkin istemiyor, bizim sendika yöneticisi Hakan Cırıt'ı onun yerine Mahmudiye'ye İlçe Milli Eğitim Müdürü yapsana.
Eskişehir Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen: İsmailciğim, Hakan'ı yoksa pasaportu olmadığı için mi Bilecik'e götürmedin?
Eğitim Bir-Sen Şube Başkanı Muammer Karaman: Adam Bilecik'e gitti, oradan bile Eskişehir'i yönetiyor. Davul bende, tokmak onda, olmuyor ama böyle.