Ülke ekonomisinin güçünü aldığı sektörler arasında tarımın yaşamsal (hayati) önemde çok ayrıcalıklı bir yere sahip olması ; insan ve hayvanların ömürleri boyunca hemen her gün ihtiyaç duydukları besin maddelerinin, insanların ilaç ve giyecek ham maddelerinin, hayvanların yataklık ihtiyaçlarının üretildiği gibi her kesin az çok bildiği, işlevleri gözle görülebilen faaliyetlerin yürütüldüğü bir alan olması ile sınırlı değildir. Üretilen bitkilerin soluduğumuz havaya yaptığı oksijen katkısı, bilmeyenleri çok şaşırtacak oranda yüksektir. Kısa boylu bitkiler (ör. buğday, şeker pancarı vb.) ağaçlara göre havaya daha fazla oksijen verir ve havadan daha fazla karbondioksit çeker. Bir insan, değişik faaliyetlerine göre günlük olarak 250 mililitre ile 600 mililitre arasında değişen oranlarda oksijen tüketmektedir. Bir insanın bir yıl boyunca tükettiği oksijen, 160 metrekarelik pancar alanından ya da 222 metrekarelik bir buğday alanından sağlanırken, bu ihtiyaç ancak 556 metrekarelik bir orman alanından elde edilebilmektedir.
Tarım ürünlerinin, yaşamın vazgeçilmezlerine yaptığı büyük faydalardan biri de dağlardan, tepelerden, yamaçlardan, eğimli her yerden aşağılara akan yağmur ve kar sularının hızını kesip, toprağın içine sızmasını sağlayarak yer altı su rezervine katılmasına yaptığı büyük katkıdır. Bu su, içme ve kullanmada kullandığımız suyun önemli bir kısmını sağlamaktadır. Bitkiler bunun yanı sıra kar örtüsünün rüzgarla savrulmasını engelleyerek olduğu yerde kalmasını, yavaş yavaş eriyerek toprağa sızmasını da sağlar. Böylece kendisinin ve toprak içinde yaşayan mikroorganizmaların ihtiyacı olan suyun sağlanmasına da katkıda bulunur. Bu mikroorganizmaların önemli bir kısmı her türlü atık veya artığı ayrıştırarak sonunda insan, hayvan ve bitkiler için yararlı maddeler haline getiren, yer yüzünü büyük bir çöplük olmaktan kurtaran organizmalardır.
Yiyecek besin, içecek-kullanacak su, tedavi edecek/koruyacak ilaç, her türlü giyecek, soluyacak oksijen, yaşanacak bir çevre ve bu yazıya sığdırılamayacak daha bir çok yaşam faktörünün kaynağı olan tarımın ne kadar öncelikli olduğunu toplumun her kesimi idrak edene kadar yaşanacak kayıpların, sonradan geri kazanımla giderilmesi diğer sektörlerdeki kayıplara kıyasla daha uzun zaman alacak ve yüksek maliyetlere yol açacaktır. Ayrıca bu süreç içinde üretimden olacak kayıplar da sadece ekonomik değil, sosyal sıkıntılara bile yol açabilecektir.
Gezip gördüğüm yerlerdeki gözlemlerim, tarımla ilgili kişilerle yaptığım görüşmeler veya bir yerde karşılaştığım fakat başka bir yerde yaşayan üreticiler ve tarımla ilgili ticaret yapanlarla yaptığım sohbetler sırasında edindiğim bilgiler ; gerek üretimde, gerek tarımsal ticarette bazısı bilgi ve deneyim eksikliğinden, bazısı umursamazlıktan, bazısı bilmemezliğe sığınılarak bir çok yanlışın yapıldığını, bir çok çiftçi uygulamalarında tekniğin ve pratiğin bir arada olmadığını, çoğu üreticinin yaptığı işlerin bir ekonomik faaliyet olduğunu hala idrak edemeyip, maliyet-kar hesabı yerine, görünüş ve gösterişe önem vermeyi sürdürdüğünü göstermektedir.
Hızla artan nüfusun artan ihtiyaçlarına karşılık giderek azalan tarım toprakları, tarımda kullanılabilecek su kaynakları ve bunlar kadar olmasa da etkileri yine de büyük olan bir dizi sorun karşısında çaresiz kalmamak için bu ve benzeri bir çok sorunun halledilmesi ve güçlüklerin olabildiğince çabuk aşılması şarttır. Bunun için ilgili her kurum/kuruluş ve kişiler sürekli olarak eğitimden bahseder, eğitim programları yapar, eğitim verilenlerin sayısı ve verilen eğitimin başarısı ile övünür, ancak bunların gerçek sonuçlarının uzun süreli ve dikkatle takip edilerek, eksiği varmı, varsa hangi konularda ve nasıl giderilebilir olduğunu belirleyip bütün açıklığı ile ortaya koyanların varsa sayısı çok azdır. Eğitim verenlerin de o konuda diploma sahibi olması, akademik ünvanı olması yeterli değildir, teorik bilgisi kadar hatta ondan da fazla uygulama tecrübesine sahip olması, üreticileri, uygulamadaki kişileri, tarım ticareti yapanları bilgilendirme ve ikna etme yönünden çok önemlidir. Bu günkü düzeyin, artık yetmeyeceğini her kesin görmesi ve önlemlerin hızla alınması gerekiyor yoksa yakın bir gelecekte bu terazi bu sikleti çekemeyecek hale gelebilecektir.