DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ!..
5 Ekim günü UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) ve ILO (UluslararasıÇalışma Örgütü) tarafından DünyaÖğretmenler Günü olarak ilan edilmiştir.
Dünya Öğretmenler Günü'nün geçmişi, uluslararası öğretmen örgütlerinin katkılarıyla 5 Ekim
1966 tarihinde ILO ve UNESCO tarafından Paris'te yapılan konferansta 'Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı'nın alınmasına dayanmaktadır.
Tüm dünya öğretmenleri için önemli olan bu karar, öğretmenlerin toplumsal statüsü ve haklarına yönelik tarihi bir adım olmuş; 5 Ekim günü, 1994 yılından itibaren Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul edilmiştir.
Türkiye, UNESCO ve ILO'nun ilk toplantısına katılarak kararı kabul etmiştir. Ancak, 'Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı', kabul edilen bir belge olmasına rağmen; Türkiye'nin bu belgenin yükümlülüklerini yeterince yerine getirdiğini söylememiz mümkün değildir.
' 24 KASIM - 5 EKİM İKİLEMİ!...'
Türkiye'de 1981 yılından itibaren, her 24 Kasım günü, Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor. 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Millet Mektepleri Başöğretmenliği'ni kabul ettiği gündür.
Bakanlar Kurulu, Atatürk'e 'Millet Mektepleri Başöğretmenliği' unvanını 11 Kasım 1928'de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım'da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayınlanması ile resmileşmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981'de, 24 Kasım gününün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi.
Böyle bir kararın 12 Eylül 1980 faşist darbesini yapanların döneminde kabul edilmesi, 24 Kasım gününü ilk günden itibaren tartışmalı hale getirdi.
24 Kasım 1928 tarihi, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'ni kazanarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslaşma sürecinde gerçekleştirilen Aydınlanma Devrimlerinin en önemli basamaklarından birinin simge günüdür.
'24 Kasım darbe ürünü bir tarihtir' savıyla kırk yıldır kutlanan ve halkımızın benimsediği, çocuklarımızın içselleştirdiği bu tarihi tartışmaya açmak, hem Atatürk ile hem de Cumhuriyet devrimleri ile hesaplaşma peşinde olanların 'ekmeğine yağ sürmektir.'
Cumhuriyet kazanımlarının ve aydınlanma devrimlerinin gerisine itilmeye çalışılan bir süreçte, 24
Kasım'a karşı durmak; 12 Eylül faşizmine karşı durmak anlamına gelmediği gibi; 'bilerek veya bilmeyerek' ,demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni yobazlığın, gericiliğin karanlık yollarına saptırmaya çalışanların 'değirmenine su taşımaktır.'
KUTLANMALIDIR…
Öğretmenlerin yıllarca büyük özverilerle çalışırken yaşadığı zorluklar ortadayken, çalışma koşulları ve mesleki saygınlıkları giderek gerilemektedir.
Eğitim sistemi ve niteliğinde yaşanan bozulmanın sorumlusu eğitim emekçileri değil, yıllardır piyasacı, gerici politikaları yaşama geçirmekte ısrar edenler ve kamusal nitelikli eğitimi ihmal edenlerdir.
Öğretmenlerin sadece okul içinde değil, toplum içinde de yerine getirdikleri görevin taşıdığı önemi, uluslararası düzeyde belgeleyen,
'Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı' aynı zamanda uluslar arası düzeyde yapılmış bir 'toplu sözleşme' niteliği taşımaktadır.
Türkiye tarafından da imzalanan bu kararlar dikkate alınmadan hazırlanan ve eğitim emekçilerini hiyerarşik sınıflara ayıran 'yetersiz' Öğretmen Meslek Kanunu yeniden gözden geçirilmeli, Kariyer Basamakları Sınavı acilen kaldırılmalıdır.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, eğitim emekçilerinin uluslararası alanda birlik, dayanışma ve örgütlü mücadelesinin simgesi; evrensel bir mücadele günüdür.
Unutanlara(!), Başöğretmenimizin sözünü bir kez daha anımsatalım ki; 'Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun
en fedakar ve saygıdeğer unsurlarıdır.'
Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü sevgiyle, saygıyla kutluyorum…