CHP Eskişehir örgütünün ilçe kongreleri, Odunpazarı 7. Olağan İlçe Kongresi ile sona erdi. Kongreyi takip ettim. Müthiş bir coşku olduğunu ifade edebilirim. Aynı zamanda kongreye olan ilgi de son derece büyüktü. Önceki dönem milletvekilleri oradaydı. Mevcut milletvekilleri oradaydı. Yeni seçilen ilçe başkanları oradaydı. Belediye başkanları oradaydı. Her birinin, delegeler ile gösterdiği tavır ve yapılan konuşmalar, birlik ve beraberlik çerçevesindeydi. Divan Kurulu’na da ayrı bir başlık açmak gerekirse; kurulun, kongreyi baştan sona başarılı, yapıcı ve objektif bir biçimde yönettiğini söylemek mümkün.

Odunpazarı İlçe Başkanlığı kongre sürecinde aday adayı bolluğu yaşanmasına rağmen, kongre günü hiç kimse Rahmi Çinar’a rakip olarak adaylığını ilan etmedi. Bazı aday adayları, kongre öncesinde aday olmaktan vazgeçtiklerini ilan ettiler. Bazı aday adayları ise partililerine açıklama yapma gereği dahi duymadılar.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongrelerinin, yüz karası siyasi partiler yasasına rağmen, en demokratik şekilde gerçekleştirilen kongreler olduğunu sık sık söylerim. CHP’nin kongrelerinde rekabet yaşanır, zaman zaman sert eleştiriler olabilir, bu da demokrasinin gereğidir. Ancak özellikle Odunpazarı’nın kongre sürecinde kendilerini ‘mevcut yönetimlere muhalif’ olarak tanımlayan bazılarının kabul edilemez davranışları, mevcut yönetimlere alternatif olmaktan çok şahsileştirilmiş eylemler olarak karşımıza çıktı. Genel Merkez yönetimin, ‘kongreler sakin geçsin, beraberlik görüntüsü zedelenmesin’ şeklindeki tavsiye kararına rağmen, bazılarının karışıklık yaratmaya çalışmak suretiyle Genel Merkez iradesini ezme girişiminde bulunmaları, partililer nazarında itibar görmemekle beraber deyim yerindeyse irrite etti. Kongre salonunda bu durum gündeme geldi ve konuşma yapan partililer “ya hep beraber ya hiçbirimiz” mantığıyla hareket etmeyenlerin ve şahsi çıkarlarını önceleyenlerin, iktidara giden ve demokrasi yolunda bedel ödeyen bir partinin mensupları olamayacaklarını vurguladılar; delegeler ise bu vurgulamaya alkışlarla destek verdiler.

Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde yer alan ve iktidarın CHP’ye yönelik salvolarına korkunç bir biçimde aleni destek veren isimleri biliyoruz. Her biri teker teker ihraç ediliyor ve olması gereken de bu. Parti içi ihanetin bedeli ihraç edilmektir ve Genel Merkez yönetimi doğru bir tavır sergilemektedir. Yeter mi? Yetmez! CHP, içerisindeki safraları Türkiye genelini baz alarak tek tek ayıklamalı ve gerekeni yaparak partisi ile ülkesi için bedel ödemeye hazır olan temiz insanlarla yol yürümelidir.

Her neyse…

Tüm ilçe kongrelerindeki yönetim listelerinde gördüğümüzü, Odunpazarı İlçe Kongresi’nde tekrar başkan seçilerek güven tazeleyen Rahmi Çinar’ın yönetim listesinde de gördük. Yorulan, yöneticilik yapmak istemeyen, işine ağırlık verme yönünde tercihte bulunan veyahut çeşitli sağlık sorunları olan isimlerin yerine ‘taze kan’ denebilecek yeni isimler tercih edilmiş. Bu tercihin parti örgütlenmesi anlamında ivmeyi oldukça artıracağını öngörüyorum. Bununla beraber tüm ilçelerdeki örgüt yönetimi yapısının güçlenmesi, ilk genel seçimde çok daha iddialı bir CHP’yi ortaya çıkaraktır.

Şimdi sıra il kongresinde.

CHP’nin, yeni yönetimlerle beraber daha da güçlenen ilçe örgütlerini koordine edecek doğru bir il yönetimine ihtiyacı var.

Bu noktada kongre delegeleri tarafından Talat Yalaz’ın seçileceğini şimdiden söylemek yanlış olmaz. Yalaz, bana kalırsa en iyi adaydır. Bir de güçlü ve temsil ağı geniş il yöneticileri tercih edilirse, CHP’nin il örgütü, ilçe örgütleriyle beraber ilk seçimde CHP’ye Eskişehir tarihinde görmediği başarıyı kazandırabilir.