Yol Değil, Kültür İnşa Etmek
Eskişehir, bir kez daha "öncü" kimliğiyle sahneye çıkıyor. 72,5 kilometrelik iddialı bisiklet yolu projesinin ilk 23 kilometresi tamamlandı. İkinci etabın hazırlıkları ise şimdiden başlamış durumda. Bu, takdir edilesi, son derece değerli bir adım. Ancak, bu satırları yazmama neden olan şey, sadece bu fiziki altyapı yatırımını kutlamak değil. Asıl meselemiz, bu beton ve asfalt hatların ötesine geçmek.
Çünkü biliyoruz ki; bisiklet yolu inşa etmek, bisikletli ulaşımı gündelik yaşamın doğal bir parçası hâline getirmeye yetmez. Şehri bisikletle yeniden keşfetmek, bir kültür işidir. Bu kültürü yeşertmek içinse altyapının yanı sıra, bu yeni ulaşım biçimini özendirecek kültürel, ekonomik ve kurumsal düzenlemeler gerekir.
Peki, bu kültür devrimi nereden başlamalı?
Cevap basit: Önce kendi evimizden, yani belediyelerimizden.
Öncülük Sadece Yol Yapmak Değildir
Belediyelerimiz, bu dönüşümde sadece bisikleti "destekleyen" kurumlar olmaktan çıkıp, onu "doğrudan uygulayan ve içselleştiren bir öncüye" dönüşmelidir. Şehrin bisikletli geleceğine sadece yol yaparak değil, bizzat pedal çevirerek öncülük etmelidir. Buradaki kritik adım, üç beş zabıtaya bisiklet vermenin çok ötesinde, belediyemizde çalışan bütün Eskişehirlileri kapsayacak, onları bisiklete binmeye gerçekten teşvik edecek bir destek programını hayata geçirmektir.
Somut Öneri: "İşe Pedalla Gel" Teşvik Programı
Hayal edin: Belediye, çalışanları için "İşe Pedalla Gel" adında kapsamlı bir ödül ve destek programı başlatsın. Bu program sadece bisiklet alımında sağlanacak sembolik bir teşvikten ibaret olmasın. Daha kapsamlı olsun:
· Bisikletle işe gelen personele, aylık ulaşım maliyetlerine denk gelen bir "yeşil ulaşım primi" verilsin.
· Belediye binalarında güvenli bisiklet parkları, duş ve soyunma odaları gibi fiziki altyapılar öncelikle tamamlansın.
· Düzenli bisiklet kullanan personel, yıllık izin veya diğer sosyal haklarda sembolik ek desteklerden faydalanabilsin.
Dalga Etkisi Yaratacak Bir Hamle
Belediyenin kendi içinde başlatacağı böyle bir seferberlik, sadece bir kurumun iç dinamiğini değiştirmekle kalmaz. Çok daha güçlü bir "dalga etkisi" yaratır. Diğer kamu kurumları, üniversiteler, özel sektör temsilcileri ve büyük işletmeler, "Belediye bunu yapıyorsa, biz neden yapmayalım?" sorusunu sormaya başlar. Bu, kent genelinde, yukarıdan aşağıya örgütlü bir "bisikletli ulaşım teşvik seferberliğinin" temelini atar.
Sonuç olarak, Eskişehir olarak önümüzde iki seçenek var: Ya sadece istatistiklere girecek uzunlukta bisiklet yollarıyla yetineceğiz. Ya da bu yolları, onları gerçek anlamda hayat bulan, nefes alan bir ulaşım kültürüyle taçlandıracağız.
Seçimimiz, Eskişehir'in sadece bisiklet yolları olan değil, "bisikletle yaşayan" bir şehir olarak anılmasını sağlayacaktır. Gelin, bu dönüşüme önce kendi kurumlarımızdan başlayalım. Yalnızca yol yaparak değil, bizzat pedal çevirerek öncülük edelim. Belediye çalışanlarımızı destekleyerek, bisikleti onların gündelik hayatının bir parçası hâline getirelim. Unutmayın, her pedal dönüşü, Eskişehir'in daha yaşanabilir bir geleceğe doğru attığı bir adımdır.