Ülkemizde kadın emeğinin büyük ölçüde hesaba katılmadığı, değerlendirilmediği kesimlerin başında tarım gelmektedir. Kadın emeği için genellikle 'görünmeyen emek' ifadesi kullanılır, tarım kesimdeki emek için ise 'görülmeyen emek' ifadesi çok daha geçerlidir. Kırsal kesimde yaşayan ailelerin sahip olduğu küçük tarım işletmelerin tamamında, orta boy işletmelerin ise büyük kısmında faaliyetler ücretsiz aile işletmeciliği şeklinde yürütülmektedir ve bu faaliyetlerin yürütülmesinde büyük pay kadınlarındır.
Kırsal kesimde çok küçük tarım işletmelerinde yaşayan topraksız ailelerdeki kadınlar aynı zamanda tarım işçisi olarak başka işletmelerde de çalışmaktadır. Tarım kesimindeki toplam istihdamın yarısına yakını kadındır ve bunların % 70 kadarı ücretsiz aile işcisidir. Tarım kesimi ülkemizin iş gücüne katılan kadınların da %80 den fazlasını istihdam etmektedir.
Kırsal alanda kadının adeta sorumluluk olarak yüklendiği tarımsal üretim, ülkemizin toplam üretiminin yarısına yakındır. Fiziki güç kullanmaya dayanan, yorucu ve yıpratıcı tarımsal üretim çalışmalarında büyük pay sahibi olan kadınlar, ürettiklerinin sağladığı nimetlerden hak ettiklerinin çok altında faydalanmakta, büyük bir kısmı ise hiç faydalanamamaktadır. Bütün gücü ve sabrı ile yaşam kavgası veren bu kadınlar içinde yaşlı, kimsesiz, hasta ve gezici işçi olanlar da bulunmaktadır.
Kırsal alanda çoğu kez gün boyu süren çalışma, kadınlar için günün sonunda da bitmemekte, gece boyu evinde sürmektedir. Bu kadınlar gerçekte birer ağır işçidir ve bu nedenle tarım kesiminde kadının çok istismar edildiğini söylemek hiç de abartı değildir. Kırsal alanda yaşayan kadınların hayatlarını zorlaştıran en büyük etkenlerin başında eğitim eksikliği gelmektedir. Diğeri ise sağlık sorunlarıdır. Yaşadıkları çevre veya içinde oldukları koşullar çoğu kadını hamilelik ve doğum sonrasında da çalışmak zorunda bırakmaktadır. Doğum öncesi, doğum ve doğum sonrası bakım hizmetlerini yetersiz alan, doğumlarını da sağlıksız koşullarda yapan çok sayıda kadın bulunmaktadır. Önemli miktarda kadının sağlık sigortası bulunmamaktadır. Büyük bir kısım kadın her hangi bir sosyal güvenlik sistemi kapsamında da değildir.
Yaşamını kırsal kesimde sürdüren ve tarım yaparak geçinen kesimde yoksulluk oranı yüksektir, bunun sıkıntısının büyük kısmını ise kadın çekmektedir. Bu sıkıntıları azaltmak için kadının emeğini iyi değerlendirmek, onlara güvence içinde daha iyi çalışma ve yaşam koşulları sağlamak, onların becerilerini, eğitim düzeylerini artırmak gerekmektedir. Kırsal alandaki kadınlara geleneksel olarak yerleşmiş sosyal ve kültürel baskıların olması, özellikle cinsiyet ayırımcılığı kadın girişimciliğini de zorlaştırmaktadır. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülen 'Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi' kırsal alanda tarım kesimine bulunan kadınların özgüvenini artırmada önemli katkı sağlamıştır. Mikro kredilerle destekleyerek küçük fakat etkin üretimler yapmalarına destek olmakta, birlikler ve kooperatifler kurmalarını veya içinde yer almalarını teşvik etmektedir. Eskişehir bu projenin en başarılı illerinden biridir. Ancak kırsal kesim kadınının çok yönlü ve büyük boyutlu sorunlarının çözümünde tek başına bir bakanlığın yaptıklarıyla yetinmek mümkün değildir. Üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, deneklerin ve tarımdan kazanç sağlayan özel kuruluşlarının da çözüm sağlayacak çalışmalar yapması, sadece eylem planlarının hazırlanmasında değil uygulamasında da rol almaları gereklidir.