İlimiz genelinde bir çok alanda yeterli yağışın olmaması sonucu, bu alanlarda ekilmiş olan kışlık tahıllarda tohumların çimlenmesi ve çimlerin (sürgünlerin) toprak yüzüne çıkışları olması gerekenin çok altında kalmıştır. Toprak yüzüne ulaşmış olan bitkilerin çoğu bir-iki yapraklı halde kalmış, kardeşlenmeye ulaşmamış, olumsuz koşullara oldukça dayanıksız bir gelişme devresinde kalmıştır. Sıcaklıkların normal kış aylarında görülmemesi gereken yüksekliklerde sürmesi sonucu kışı toprak içinde geçiren zararlıların bazıları beklenen zamanlardan daha önce görülmeye ve yer yer zarar yapmaya başlamıştır.
Köstebek zararı son yıllarda artarak sürmekte olup, bu sene de oldukça yaygın görülmektedir. Zararlı böceklerden ilk görüleni zabrus (ekin kambur böceği) olmuştur. Özellikle hafif yapılı, iyi hazırlanmamış, kaba bırakılmış topraklarda görülmeye başlayan bu zararlı ile hemen mücadeleye başlanmazsa, bitkilerin küçük ve zayıf olduğu yerlerde büyük zararlar görülebilecektir. Bu gibi yerlerde ve hafif don kabarması olduğu bildirilen alanlarda, tarlaya girilebiliyorsa hemen ilk olarak toprağı çok fazla sıkıştırmadan fakat yeterince bastıracak şekilde bir merdane çekilmesi çok faydalı olacaktır. Zabrus zararı görülmekte olan alanlarda, bu aralar tarlaları her gün kontrol etmek ve duruma göre gerekirse yüzey ilaçlaması yapmak için hazırlıklı olmak çok önemlidir.
Çeşitli dönemlerde görülen sisli havalar nedeniyle fare populasyonunda azalma olmuştur fakat derin donların oluşmaması nedeniyle kalanların sayısında düşme beklenmemektedir. Tarlalar gezilirken fare deliklerine de bakılmalıdır. Özellikle Sivrihisar civarında zararı görülen hububat hortumlu böceği için normal zamanlara göre erken olmasına karşılık yılın gidişi dikkate alınarak hazırlıklı olmakta fayda vardır.
Bazı alanlarda, özellikle Çifteler ilçemiz çevresinde sonbaharda ektikleri tahıl tarlalarını süren ve yerine yulaf ekimi yapan üreticilerimizin olduğu bilgisi gelmektedir. Çimlenmenin olmadığı, olsa da çıkış yapamadığı için bitkilerin büyük çoğunluğunun sarı kıvrım olup kuruduğu veya kökleri kuru toprak tabakasında kaldığı için kuruyan çok sayıda bitkinin bulunduğu kuru tarım alanlarında, daha sonra nohut, aspir gibi başka yazlık bir ürün ekilmeyecekse, yulafın bu tarihlerde ekilmesi doğrudur çünkü yulafın da diğer tahıllar kadar olmasa da soğuklanmaya ihtiyacı vardır ve bunu düşük gece sıcaklıkları ile sağlama şansı bulunmaktadır.
Diğer yazılarımda da belirttiğim gibi bu yıl tahıllara verilecek üst gübre çeşidine, miktarına ve verileceği zamana çok özen göstermek gerekmektedir. Üst gübre olarak verilecek gübreler azot esaslı gübrelerdir. Sonbaharda ekim sırasında (tabana) atılan gübre ile verilmiş olan azot miktarı çıkarıldıktan sonra kalan saf azot miktarına göre verilmesi gereken üst gübrenin %60 lık kısmının kardeşlenme döneminde verilmesi, geri kalan %40 lık kısmının yağış durumuna göre sapa kalkma döneminden başaklanmaya kadar olan zaman içerisinde (tercihen başaklanma) verilmek üzere saklanması iyi bir seçenek olacaktır.
Üst gübre atımı için biraz daha beklenmesi gerekmektedir. Hava sıcaklıkları böyle gider ve yağış alınmazsa gübrenin önemli bir kısmını gaz halinde kaybetmek olasıdır. Diğer bir ihtimal bu günlerde atılan gübrenin üzerine gelebilecek sağnak şeklindeki yağışın yaptıracağı kayıplar olacaktır. Yağış gübreyi toprağın derinliklerine sızdırırken henüz normal büyümeye geçememiş, köklerini iyi oluşturup aşağı uzatamamış bitkiler bu gübrenin bir kısmından belki de çoğundan yararlanamayacaktır.