Çayda bulunan potasyum ve magnezyuma ilave olarak meyvelerde de bolca bulunan bu mineraller kan basıncının ve şekerin dengelenmesi ve kemik sağlığı konularında vücuda katkılar sağlamaktadır.

İçecekler beslenmenin vazgeçilmez unsurlarındandır. Özellikle yaz aylarında artan sıvı ihtiyacını karşılamak için tüketilen içecekler zamanla beslenme kültürünün bir parçası haline gelmiştir. İçecekler yemeklere eşlik etmiş, vücuda vitamin ve mineral desteği sağlamış, keyif vermiş ve insanları rahatlatmıştır. Her biri farklı lezzete sahip ve faydalı besinlerden olan geleneksel içecekler yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlamaktadır. Bunlardan çay toplum yaşamında sosyal ve kültürel yönü olan, genellikle sıcak olarak tüketilen ve sudan sonra en çok tükettiğimiz içecektir. Sıcak çay çeşitli meyvelerle aromalı bir hale getirilerek soğutulursa, şekerli bir içecek olan soğuk çay elde edilmektedir. Evde soğuk çay iki yöntemle yapılabilir. 

Birinde, çay demlenip içine meyve suyu sıkılıp karıştırılır ve üzerine şeker eklenir. Bu yöntemle yapılan soğuk çay buzdolabında tutulur ve kısa sürede tüketilmesi gerekir. Uzun süre bekleyecek soğuk çay yapılmak istenirse; demlenmiş çayın üzerine, ayrı bir yerde az miktarda su ile kaynatılarak püre haline getirilmiş meyve karıştırılır ve şeker eklenir. Soğuk çay yapımında 10 bardak su için, 8 yemek kaşığı şeker ilavesi ile hazırlan şerbete, kaynamanın sonuna doğru 1,5 cay kaşığı limon tuzu eklenmelidir. Şerbetin içine kullanılan meyveye göre tarçın, karanfil, kakule, vanilya vb. baharatları koymak hem çeşni kazandırmakta hem de besin değerini artırmaktadır. Çay hazırlanırken, su ölçülü konulmalı ve konulan miktar şerbetteki sudan azaltılmalıdır. İçine konulacak meyveler, önce içlerine çekebilecekleri kadar suda haşlanıp, püre haline getirilir sonra şerbet, meyve püresi ve demlenmiş çay birbiriyle karıştırılıp soğuk çay elde edilir. 
Bu içecek hem çay hem de içine eklenen meyvelerin vitamin, mineral ve liflerini içerir. Şeker içeriği sıcak çaya göre yüksektir ve her mevsim tüketilebilen bir içecektir. Şeker hastalığı olan kişiler için; bal, stevya, hurma şekeri, akçaağaç şurubu veya diğer tatlandırıcılarla hazırlanan soğuk çaylar, diğer içeceklere göre daha düşük kalorili ve sağlığa daha faydalı olmaktadır. Soğuk çayın ana maddesi, siyah veya yeşil çaydır. Çayın bileşiminde bulunan polifenoller, çayın kurutulması işlemi sırasında oluşmaktadır. Siyah çaydan yapılan soğuk çayda; theaflavin ve thearubiginler fazla olarak bulunurken, yeşil çayda ise epigallokateşingallat bulunmaktadır. Çaya theaflavin parlaklık, lezzet, renk verirken, thearubiginler tat ve sertlik verirler. Soğuk çaya eklenen elma, nar, şeftali, kayısı, limon gibi meyve püreleri ile çaydaki polifenollere daha pek çok madde eklenmektedir. Polifenoller vücudun karbonhidrat alımını azaltıp, kan şekerindeki dalgalanmayı önlemektedirler.  Kısaca vitamin P olarak da adlandırılan bu maddelerin, kanser, diyabet ve kalp-damar hastalıklarının görülme riskini düşürdükleri ,yağı azaltmaya ve kas yapımına yardımcı olduğu, kanser hücreleri oluşumunu engellediği, midede ülsere neden olan heliobakter bakterisinin ürettiği üreaz enzimini baskılayıp ve mide asidi ile bu bakteriyi yok edebildiği, vücuttan zararlı bakterileri ve mantarları uzaklaştırdığı belirtilmektedir.  Bu faydaları yanında soğuk çay doğal madde olan ve çaydan gelen kafein içeriğine sahiptir. Kafein insanın ruh hali ve bilinçsel zekası üzerinde etkiye sahiptir. 

Bu madde soğuk çayın uyarıcı ve uyandırıcı olmasını sağlarken, kan akımına yardımcı olup, beyin fonksiyonlarının güçlenmesini sağlamaktadır. Soğuk çay, sıcak çaya göre daha fazla vitamin ve mineral içeriğine sahiptir. Soğuk çaya eklenen meyve püreleri; lif içerdiği için meyve sularından daha sağlıklı olmasına karşın görüntüsünde bazı bozukluklara neden olmaktadır. Püreler çayda eksik olan A, B (B1, B2, B3, B5, B6, B9) ve C vitaminleri kazandırmaktadırlar. Soğuk çayın vitamin içerikleri içine konulan meyveye göre değişse de cilt, göz ve bağışıklık sisteminin güçlü olması, serbest radikal hasarı ile mücadele, hücrelerin korunması, insanların cilt hücrelerini yenilenmesi, canlılık kazanması, kolojen yapımının teşvik edilmesi, yara ve kesikleri iyileştirmesi, enfeksiyon ve hastalıklara karşı korunmasını sağlanmaktadır. 

Çayda bulunan potasyum ve magnezyuma ilave olarak meyvelerde de bolca bulunan bu mineraller kan basıncının ve şekerin dengelenmesi ve kemik sağlığı konularında vücuda katkılar sağlamaktadır. Bu mineraller birlikte idrar söktürmekte ve böbreklerde taş oluşumunun azalmasına katkıda bulunmaktadır. Lifli yapıları kabızlığa ve bağırsak tembelliğine da iyi gelmekte, tansiyon, şeker ve kolestrolü dengelemektedir. Soğuk çayın yapımında genellikle   pancar şekeri kullanılmaktadır. Bu şeker iyi ve ucuz bir enerji kaynağıdır, ancak günde 8 küp şekerden fazla tüketilmemesi gerekmektedir. Vücudun ihtiyacı olan şekerin bir kısmını zaten yediğimiz diğer bazı yiyeceklerden ve meyvelerden almaktayız. 

Azı karar çoğu zarar olan çay şekeri kanser, obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet, pankreasın çalışma düzeninde bozukluk, diş çürüklüğü, hiperaktivite, huysuzluk, krom ve bakır minerali eksikliğine neden olabilmekte, kalsiyum ve magnezyum gibi faydalı minerallerin emilimini güçleştirmektedir. Soğuk çayın içine konulan limon ve portakal kabuğu, antioksidan kapasitesi artırmakta ve tadın güzelleştirmesinin yanı sıra saklama süresini uzatmakta, böbrek ve safra taşının da düşürülmesine yardımcı olabilmektedir. Soğuk çay yaparken daha uzun sürede tüketmek ve faydasını artırmak için limon tuzu eklenmektedir. 
Bu madde bağışıklığı güçlendirmekte, bağırsakları temizleyip, böbrek ve karaciğer sağlığının korunmasına, tansiyonun dengelenmesine yardımcı olmaktadır. Soğuk çay, asitli ve kolalı içeceklerden daha faydalı olduğundan, evde yapılmaya çalışılmalıdır. Soğuk çay, sıcak çaydan daha sağlıklıdır fakat daha fazla şeker içermesi nedeniyle günde bir bardaktan fazla tüketilmemesi gerekmektedir.