Yakın zamanda üzerinde hep düşündüğüm ve merak ettiğim bu konu hakkında hazırlanmış bir programda anlatılanları ve tezleri özetleyerek sizlerle paylaşmak istedim.Paylaşmak istedim çünkü üzerinde durulması ve tartışılması gereken ve herkesi ilgilendiren bir konu.
Sır; olmuş, olan ve olacak olan her şeyin cevabıdır…Sır, çekim yasasıdır. Hayatınıza giren her şey siz onu çektiğiniz için gelmiştir.Bunları size çeken de aklınızdan geçenler yani düşünceleriniz. Aklınızdan geçen her şeyi kendinize çekiyorsunuz. Bunu geçmişte çok az insan biliyordu ve onlarda bu sırrı kimseyle paylaşmadı. Bu sırrı bilenlerin çoğu mucize diyebileceğimiz başarılara imza attılar.
Dünyadaki servetin %96'sı %1'lik kesimin elinde.Sizce bu tesadüf mü? Tabii ki tesadüf değil.
Çekim yasasının temel ilkesi mıknatıs gibi düşündüğünüz şeyleri kendinize çekmektir. Ne istediğini kesin olarak bilen insanlarda evrenin bu çekim yasasından yararlanır ve en çok düşündükleri şeyleri kendilerine çekebilir.
Bu ilkeyi üç kelime ile özetlersek; Düşünceler nesnelere dönüşür…
Düşüncelerin de frekansları vardır. Hayal ettiklerinizi ve düşüncelerinizi evrene yayarsınız paralel olarak bunlar size geri döner. Zengin olmak, istediğin evi ve arabayı almak, kariyer yapmak, seyahat etmek vs.
Ama insanlar ne istediklerinden çok ne istemediklerini düşünürler. Bu yüzden de istemedikleri o şeyler tekrar tekrar başlarına gelir.
Çünkü çekim yasası sizin istediklerinizin iyi mi kötümü olduğuna bakmaz. Pozitif veya negatif ne düşünürseniz onu çekersiniz kendinize.
Sürekli faturaları veya kredi borçlarınızı düşünüp kara kara düşünür ve ne kadar mutsuzum derseniz borçlarınız azalmaz daha da artar bu yasaya göre. Olumsuz sinyalleri evrene gönderirseniz.
Olumsuz düşünürseniz başka olumsuzlukları da çekersiniz. Evren sizin iyiliğinize veya kötülüğünüze göre hareket etmez, güçlü bir şekilde odaklandığınız düşünceler her neyse ona cevap verir.
Bir şeyin kötü olduğunu düşündüğünüz sürece kötü olanı büyütürsünüz sadece. Hayatınız kafanızdan geçenlerin fiziksel tezahürüdür. Düşüncelerinizle mıknatıs gibi her şeyi çekersiniz kendinize. İşinizi, sosyal çevrenizi, mutluluğu, depresyonu, sağlığınızı ve daha birçok şeyi düşüncelerinizle siz çağırırsınız aslında.
Pozitif düşünceler negatif düşüncelerden daha güçlüdür. Çekim yasasının sonuçları da hemen tezahür etmez. Yani bir şeyi düşünüp hemen olmasını bekleyemezsiniz. Düşüncelerinizin farkında olmalı ve dikkatli seçmelisiniz. Bu aslında sizin iyiliğinizedir. Çünkü düşüncelerinizi gözden geçirmek ve değiştirmek için yeterince zamanınız olacaktır.
Yasalara tabi olan bir evrende yaşıyoruz farkında olmasak da. Örneğin yerçekimi yasası mutlaktır ve herkes bu yasaya tabidir. Bir binanın çatısından atladığınız da kim olursanız olun, iyi de olsanız kötü biri de olsanız aşağıya düşersiniz. Yer çekimi yasası evrenin mutlak yasasıdır ve sonuçları kişiye göre coğrafyaya göre değişmez.
Hayatınızda şikayet ettiğiniz ne varsa onları siz çektiniz aslında. Düşüncelerinizin farkında olmasanız da evrene gönderdiğiniz olumlu veya olumsuz düşüncelerinizin frekansları size zamanla geri döndü. Bu yüzden düşüncelerinizin farkında olmak ve dikkat etmek zorundasınız.
Günde binlerce düşünce kafamızdan geçerken bunları nasıl seçip denetleyebiliriz peki? Bu çok zor elbette. Ama neyse ki bunun kolay bir yolu var, duygularımız. Ne düşündüğümüzü bize duygularımız söyler.
İyi ve kötü olan duygularınız vardır. Depresyon, suçluluk, hastalık, karamsarlık gibi sizi kötü hissettiren duygular var ve bir de size heyecan, neşe, mutluluk gibi iyi hissettiren duygularınız var. Siz kendinizi iyi hissettiren duygulara yoğunlaşıp onları ön planda tutarsanız iyi ve güzel şeyleri de kendinize çekersiniz.
Bugün düşündüğünüz ve hissettiğiniz her şey geleceğinizi belirleyecek… (devamı haftaya)