Bildiğiz üzere, Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti organizasyonu kapsamında Tarihi Odunpazarı Bölgesine ‘ETİ Göç Müzesi’ yapılacağına ilişkin müjde verilmişti.

Müjde verildi verilmesine de, bir türlü hayata geçirilemedi.

Ve maalesef müze için inşa edilen yapı, Türkiye Gençlik Vakfı’na (TÜGVA) verildi.

Peki, TÜGVA oraya ne yaptı? Kıraathane!

Mesela TÜGVA’nın kıraathanesinde en son bir kermes yapıldı; yenildi, içildi…

AK Partililerin yetkili isimleri kermese pek bir ilgi gösterdiler.

Her neyse, anlatmaya çalıştığım AK Partililerin kermesten duydukları memnuniyet değil elbette.

Biz asıl konumuza gelelim…

Söz verilen müze için yapılan binanın bir anda TÜGVA’ya devredilmesi, doğaldır ki tartışmaları da beraberinde getirdi. Ancak işin aslı konusunda hesap vermesi gerekenler ağızlarını açmadılar. Lal oldular. Dut yemiş bülbüle döndüler. Görmezden geldiler. İşitmediler. Duymadılar.

Durum böyle olunca ve kamuoyunun talep ettiği hiçbir bilgi sunulmayınca, son çare olarak CİMER’i denemek istedim ve kamuoyunun merak ettiği tüm soruları yönlendirdim.

CİMER’den öyle bir cevap geldi ki akıllara zarar!

Ben hayatımda böyle güzel cevap görmedim.

Bugüne kadar aldığım hiçbir cevap, CİMER’inki kadar anlaşılır, net ve tatmin edici olmamıştı.

Uzatmayayım…

Önce, CİMER’e yazdığım metni ve soruları paylaşmak istiyorum.

Şöyle ki:

“Eskişehir, 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olmuştu. Bu kapsamda Eskişehir ili Odunpazarı ilçesinde yer alan Tarihi Odunpazarı Bölgesi’nde, ETİ Şirketler Grubu’nun sponsorluğunda ‘ETİ GÖÇ MÜZESİ’ kurulacağı ilan edilmişti ve bu kapsamda müze binası inşa edilmişti. 10 yıl boyunca müze bir türlü açılamadı. Müze binası içerisinde pek çok bağış ve maddi yollarla alınan eserler vardı. Sonunda müze olarak planlanan o bina, TÜGVA’ya verildi ve ‘TÜGVA KIRAATHANESİ’ yapıldı.

Bu anlamda şu soruların yanıtlanmasını arz ederim:

1. ETİ Şirketler Grubu, müze için ne kadar bağış yaptı?

2. ETİ Şirketler Grubu ile yapılan sözleşmenin içeriği nedir?

3. Kamuoyuna söz verilen ve ETİ’nin sponsor olduğu ETİ GÖÇ MÜZESİ 10 yıldır neden açılamadı?

4. Müzenin Eskişehir’de veya başka bir ilde açılması düşünülüyor mu?

5. Müze için bağışlanan ve satın alınan eserler şu an nerede bulunuyor? Eserlerin fotoğraflarını edinmek isterim.

6. Eserleri kimler bağışlamıştır ve eser türleri nedir?

7. Eserlerin maddi değeri nedir?

8. Eserler için maddi bağış yapanların, toplam bağış oranı nedir?

9. Müze için yapılan bina, neden TÜGVA’ya verilmiştir?

10. Müze için yapılan bina, TÜGVA’ya devredilmiş midir yoksa kiralanmış mıdır?

11. Devredildiyse bedeli ne kadardır, kiralandıysa ne kadara kiralanmıştır?

12. Devredildiyse veya kiralandıysa, ihale yöntemiyle mi yapılmıştır?

13. Kiralandıysa kaç yıllığına kiralanmıştır? Kira artış oranı nedir, neye göre belirlenmiştir?

14. Türk Dünyası Kültür Vakfı, bütün bu sürecin neresindedir?

15. Müze binasının TÜGVA’ya verilme kararı, ETİ ŞİRKETLER GRUBUNA önceden bildirilmiş midir? Zira uzun süre ETİ GÖÇ MÜZESİ tabelası asılı kalmıştır.

16. Binanın, Odunpazarı Tarihi Bölge’nin siluetine uygun olmadığı kanaati yaygındır. Binanın mimarı kimdir? Binanın toplam maliyeti nedir?

CİMER’in yanıtlaması istemiyle sorduğum sorular bunlar.

Şimdi gelelim CİMER’in muhteşem yanıtına:

“Söz konusu taşınmaz Eskişehir Valiliğine uzun süre kiralama modeliyle tahsis edilmiş olup sözleşme süresi devam etmektedir. Sözleşme hükümleri çerçevesinde işlemleri devam etmektedir.”

İşte cevap budur! Müthiş. Açık. Net. Ala. Aliyülala. Mükemmel. Şahane. Fevkalade. Fevkaladenin de fevkinde. Yahu nasıl desem? Şükela!

Bir de bakın, cevabın ötesinde başka bir yönden de tebriği hak ediyor CİMER.

Yukarıda okuduğunuz cevap, soruların sorulmasının üzerinden yaklaşık iki ay sonra verildi!

Peki, bilgi edinme hakkı kapsamında sorulan sorulara yasal olarak kaç günde cevap verilmek zorunda?

15 iş günü içerisinde!

Tam da bu nedenle diyorum, yasal zorunluluğu bir kenara bırakarak zorunlu süreyi fazlasıyla aşan bir kurum, ne kadar kudretlidir öyle değil mi?

Sonuçta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi!

Bir işin içinde Cumhurbaşkanlığı varsa, orada bir duracaksın, sorgulamayacaksın, alkışlayacaksın. Çünkü Cumhurbaşkanlığımız ne eylerse güzel eyler.

Her neyse…

CİMER kısa yanıtıyla aslında şunu söylemek istemiş: Bu sorulara hiçbir cevap veremeyiz!

Elbette “cevap veremeyiz” diye yazamayacakları için iki cümleyle bütün soruları güya cevaplamışlar. Dolayısıyla yasal hak olan bilgi edinme hakkını da güya karşılamışlar.

Bir de yasal süre içerisinde cevaplasalardı tam süper olacaktı, sonuçta yazacakları iki cümle, ama becerememişler.

Hak veriyorum; evrakın gitmediği kurum kalmamış, alakasız kurumlara dahi gitmiş, oradan oraya dolanmış durmuş, hem Eskişehir’de hem Ankara’da!

Haliyle cevap verme süresi fazlasıyla uzamış.

Ne diyeyim?

Önce bilgi edinme hakkımı kullanarak kamuoyu adına sorduğum sorulara cevap verme nezaketinde bulunan CİMER’e teşekkür ediyorum.

Sonra da cevabın içerisinde olmayan cevap nedeniyle ‘konuya ilişkin kuşkularımın’ daha da arttığını vurgulamak istiyorum.