Milyonların beklediği memur ve emekli maaşlarındaki artış oranı belli oldu. Yüzde 30… Asgari ücrette yapılan artışa göre çok daha düşük bir artış oranı. Asgari ücretteki artış oranı özel sektörü, memur ve emekli maaşlarındaki artış ise kamuyu ilgilendiriyor. Yani devlet dedi ki ben size bu kadarını verebilirim. Özel sektör ise daha fazlasını vermeli. Anayasadaki sosyal devlet ilkesinden bahsedilir sürekli. Lakin sosyal devletin tanımı ve uygulamadaki karşılığı siyasi iktidarların bundan ne anladığı ile doğrudan bağlantılı bir durum!
World InequalityLab tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu açıklandı. Dünya genelinde ve ülkeler bazında gelir ve servetteki eşitsizliklerin tartışıldığı raporda eşitsizlik ölçüsü olarak nüfusun en çok ve en az kazanan kesimlerinin, toplam gelirin yüzde kaçına sahip olduğu göz önüne alınıyor.
Fransa'da en az kazanan %50'lik kesim en fazla kazanan %10'luk kesimden 7 kat daha az kazanırken Brezilya'da ise bu değer 29 katı buluyor. Türkiye'de ise 2021'de nüfusun en çok kazanan %10'unun yıllık ortalama geliri, en az kazanan %50'lik kesimden 23 kat fazla. Bu skorla Türkiye, Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ülkelerle birlikte dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye'de 2002 ve 2007 yılları arasında bir iyileşme olmasına rağmen 2018 ve 2021 yıllarında arasında iki gelir grubu arasındaki farkın yine 20 katın üzerine çıktığı anlaşılıyor.
Türkiye'de servet eşitsizliği göz önüne alındığında da benzer bir tablo söz konusu. Bugün en alttaki %50 servetin %4'ünü, ortadaki %40 servetin %29'unu ve en üstteki %10 toplam hane halkı servetinin %67'sini elinde tutuyor.
Emekli maaşları hesaplanırken dikkate alınan ABO (aylık bağlama oranı) mütemadiyen düşürüldü. Bugün emekli olanlar 2000 yılı öncesinde emekli olanlara göre daha düşük emekli maaşı alabiliyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik buradan başlıyor. Sonrasında reel enflasyon ile açıklanan enflasyon arasındaki tutarsızlıklar ve satın alma gücünün günden güne düşmesi sonucu emekli maaşları reel olarak eriyor. Tüm bu gerçeklere rağmen verilen yetersiz zam oranları ile emekliler daha da zor durumlara mahkum ediliyor. Haliyle gelir dağılımında alt ve üst gruplar arasındaki makas da hızla artmaya devam ediyor.
Sosyal devlet olmanın devlete yüklediği sorumluluklar var. Devlet kar amacı ile hareket eden bir şirket değildir. Sosyal güvenlik kurumunda da sosyal devlet ilkesi göz önüne alınmalı ve hem çalışanların ödeyecekleri primler hem de emeklilere verilecek maaşlar bu anlayışla belirlenmelidir.Devletin temeli adalettir. Adaleti tesis etmeniz için zengin ve fakir arasındaki dengeyi de hakkaniyet ölçüsünde belirlemeniz gerekir. Gıda, barınma, sağlık vs. gibi temel insani ihtiyaçların asgari düzeyde de olsa tüm fertler için sağlanması elzemdir.
Ancak en düşük emekli maaşına bakıldığında maalesef bu ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir.Emekliye layık görülen bu maaşlar ile karar vericilerin değil bir ay üç gün bile yaşamaları mümkün değil.
'Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.' (Buharî, Îman 7; Müslim, Îman 71-72. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyamet 59; Nesaî, Îman 19, 33; İbn Mace, Mukaddime 9)
Karnı tok sırtı pek olan bir kesim var. Onların özel yaşamlarında ve gündeminde ne yoksullarne de emeklilerin geçim sıkıntıları var. Bu durumu siyaseten ele alıyorlar sadece. Onlar için konu siyasi bir malzeme konusu aslında. Sadece iktidarı kastetmiyorum. Muhalefette olanların çoğunun durumu da benzer şekilde aslında. Mesele siyasi olmaktan çok insanidir. Zor durumda olanların bu hallerini siyasi istikbal uğruna kullanarak oy devşirmek te ahlaki değil. Muhalefetteki tüm partiler haklı veya haksız eleştirilerde bulunabilir. Demokrasinin gereği de budur zaten. Muhalefet görevini layığı ile yapmalıdır. Ama muhalefettekilerin iktidara geldiklerinde ne yaptıklarına veya ne yapacaklarına da bakmak lazım. Bugünkü iktidar da bir zamanlar muhalefette idi ve her şeyi eleştiriyordu. Önemli olan samimiyet. Eleştirenlerin de ne kadar samimi ve dürüst olduklarını sorgulamak , kendi özel hayatlarında ve ticaretlerinde ne yaptıklarına bakmak lazım..
İster A partisi ister B partisinde olun, durduğunuz yere göre hakikatler değişmez. Ne tarafta olursanız olun doğruları konuşmak, mağdurların ve haksızlığa uğrayanların yanında olmaktır önemli olan.