بِسْمِ اللهِ الْرَّحْمَنِ الْرَّحِيمِ
يَا اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِّنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ وَلاَ تَجَسَّسُوا وَلاَ يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا

Bismillahirrahmanirrahim
[Rahman ve rahim Allah'ın adıyla]

'Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.'
[Hucurat suresi, ayet 12]

Ramazan ayında işlenen günahlar yılın her günü için de günah olmaya devam edecektir. Yapılan iyiliklerin ve yardımlarında sadece Ramazan ayında değil yılın her gününde devamlılığı esastır.

Ancak her ne hikmetse her Ramazan ayında olduğu gibi bir kısım oruç tutan ve ibadet edenlerin oruç tutmayanlara laf soktuğunu, oruçlu ağızları ile dahi gıybet yaptıklarını, başkalarının kusur ve ayıplarını ifşa ettiğini görüyoruz.

Aynı şekilde samimi bir niyetle ve inançla oruç tutup ibadet etmeye çalışanlara karşı saygısızlık yapan başka bir kitlede var bu ülkede.

'Oruçlu olan var, göstermeden yiyelim' diyen ile…. 'Lütfen yiyin, ben rahatsız olmam' diyenin gülümseyerek selamlaştığı bir ramazan mümkün değil mi

İslam dininde kural çok açık ve net. Başkalarının kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayacaksın, ifşa edip dedikodusunu yapmayacaksın!

Bir insanın işlediği günahı görebilirsin ama sen yokken, kimse yokken Rabbine dua edip tevbe ettiğini ve tevbesinin kabul edildiğini asla bilemezsin…

Başkasının kusurlarını araştırıp ifşa etmek şöyle dursun, gördüğünüz kusurları örtmek de islam ahlakının temel kaidelerindendir.

Bir hadisi şerifte 'Müslümanları üzmeyin, onları ayıplamayın ve onların kusurlarını araştırmayın. Sizden biriniz bir Müslüman kardeşinin ayıbını araştırır ve ortaya çıkarırsa, Allah da onun ayıbını ortaya çıkarır. Eğer Allah bir insanın ayıbını ortaya çıkarırsa, o insan evinde bile olsa rezil olur.'(Tirmizi) Buyurulmuştur.

Oruç sadece mide ile ifa edilen ve açlığın sınandığı bir ibadet değildir. Oruç hakkında herkes az çok bilgi sahibi. O yüzden bu konuyu anlatma gereği duymuyorum.

Mesele ibadetlerin usul ve esaslarından ziyade insanların niyetleri, davranış şekilleri, samimiyetleri ve ahlak kurallarıdır.

Yapılan ibadetlerin de iyiliklerin de gösterişten uzak, samimi ve karşılıksız olması esastır .Ancak gerek yazılı ve görsel basında gerekse sosyal medyada gerek ibadetlerin gerekse yapılan yardımlarının fotoğraf ve videolarının sürekli yayınladığı bir gerçek.

Ameller niyetlere göredir. Yapılan yardımların ve yardım yapılan muhtaç insanların fotoğraflarının paylaşılmasındaki amaç nedir?

Kendi partinize oy devşirmek mi, kendi dernek veya cemaatinize itibar kazandırıp toplum nezdinde kredi kazanmak mı?

Bir taraftan başkalarının kusurlarını ve özel hayatını araştıran, kişilik haklarına pervasızca saldırıp gerçek veya asılsız fotoğraf ve videolarını yayınlayanlar,

Bir taraftan halktan topladıkları paralar ile aldıkları bir poşet gıda ile boy boy fotoğraf çektirip reklam peşinde olanlar..

Tekvir suresi 26. Ayetinde Allah kullarına soruyor ' فَاَيْنَ تَذْهَبُونَۜ – Nereye gidiyorsunuz ? '

'Sakın boyun eğme'
Kuran'da şöyle buyurulur: 'Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme' (el-Kalem 68/14).

İnsanın işlemiş olduğu hata ve günahlar kul ile Allah arasındadır. Bunu kimsenin araştırmaya hakkı yoktur. Allah her şeyi görür ve bilir. Bu hususu Kuran-ı Kerim şöyle açıklar: 'Göklerdeki ve yerdeki her şeyi Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki dördüncüleri O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha az yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını kıyamet günü haber verecektir. Allah, her şeyi hakkıyla bilir' (el-Mücadele 58/7).

İslam kişinin elinde olmayan sebeplerle başkasının ayıp ve kusurlarına şahit olması durumunda dahi onları örtmesini öğütlemektedir. Peygamber Efendimiz (sav), 'Bir kul bir başka kulu(n ayıbını) dünyada örterse, Allah da kıyamet günü onu(n ayıbını) örter.' (Müslim, Birr, 72) buyurarak ayıpların üzerinin örtülerek gizli kalmasını tavsiye etmektedir. Çünkü ayıplar ve kusurlar kul ile Rabbi arasındadır. Allah kulunun pişmanlığı ve tevbesine göre dilerse o hatalarını affeder veya hak ettiği cezaya çarptırır.

Evleneceğiniz kişiyi, ticaret yapacağınız veya ortak olacağınız kişiyi veya yardım yapacağınız kişilerin mali sosyal durumlarını araştırmak işin gereğidir ve bu niyete matuf olmak kaydıyla sakıncası da yoktur.

Tabi ki kusur ve ayıpların kapatılması hususu, başkalarının maddi, manevi ve bedensel haklarına tecavüz edilmesi, genel ahlaka ve kamu düzenine aykırılık gibi durumları ve adaletin tecellisi için gerekli olan soruşturmaları kapsamayacaktır. Resmi görevlilerin yasalarda suç olarak tanımlanan söz fiil veya eylemlerle ilgili olarak işlem yaparken kişilerin mahremiyetine saygı çerçevesinde işlerini yapması da beklenir. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller bu nedenle hükme esas alınamaz.

Nice Ramazanlara sağlık ve mutlulukla erişmeniz dileğiyle…