Sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda çalışan emekçiler, pandemi ve deprem gibi kolektif hayatı etkileyen afetler başta olmak üzere her türlü zorlukta aklımıza geliyor. Ancak ne yazık ki afet halleri haricinde sağlık emekçilerinin sorunlarına bütünlüklü ve yapısal bir çözüm arayışı olduğunu görmüyoruz.

Pandemi döneminde her akşam balkonlarımızdan alkışladığımız sağlık emekçileri, salgının normalleşmesinin ardından yine görünmez bir hale geldi. Hekim, hemşire, hasta bakıcı, tıbbi sekreter, temizlik, yemek ve güvenlik görevlisi gibi alanlardaki birçok sağlık emekçisi, tâbi oldukları mevzuat hükümlerinin sınırlandırdığı koşullar altında yaşam kavgası veriyorlar.

Devlet Memurları Kanunu, İş Kanunu, YÖK Kanunu ve yönetmelikler çerçevesinde birçok farklı statü bulunan sağlık işkolunda, işgücü ne yazık ki mesleki veya statü tabakalaşmalara bağlı olarak parçalanmış durumda. Üstelik aynı işi yerine getiren iki kişi, farklı mevzuatlara tâbi olmaları nedeniyle farklı işlem görüyor. Kimisi sözleşmeli olmanın sancısını yaşıyor kimisi de İş Kanunu’na tâbi olduğu için amirleri tarafından ötekileştiriliyor.

Aynı işi yapanların birçoğu farklı meslek kodlarında tanımlanıyor. Bu nedenle de sosyal güvenlik ve çalışma mevzuatı açısından kayıplar yaşanabiliyor. Tayin ve becayiş hakkı, memur statüsünde çalışan bir sağlık emekçisine verilirken, sürekli işçi kadrosunda çalışanlar bu hakka sahip değil.

Sağlıkta şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi sorunlar ise işkolundaki tüm kadrolarda istihdam edilenleri ilgilendiriyor.

Bunun gibi birçok somut sorun, sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda mevcut. Bu listeyi uzatmaya kalksak sanırım gazetemizin bir yıllık sayısı yetmeyecektir.

Her an her şartta ihtiyaç duyduğumuz, hayatımızın olmazsa olmazı sağlık emekçilerinin bu ve benzer tüm sorunlarının çözümü, bütün bir toplum olarak sorumluluğumuz.

Üniversite, devlet, özel fark etmeksizin tüm sektörlerdeki sağlık emekçilerinin örgütlenmesinde destek olmak, onların sorunlarının çözümü için tavır almak zorundayız.

Antalya Şehir Hastanesi Emekçilerine Sonsuz Teşekkür

Sağlık emekçilerinin değerini, bireysel olarak geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde yeniden deneyimledim. Antalya’da geçirdiğim bir yüksekten düşme (yaklaşık 3-4 metre) vakası sonucu kıskıvrak Kumluca Devlet Hastanesi’ne kaldırıldım. Oradan ambulansla Antalya Şehir Hastanesi’ne sevk edildim.

Orada yapılan testler sonucunda sol kaburga kemiklerimde ve kürek kemiğimde bir hayli kırık tespit edildi. Bununla birlikte kırılan kemiklerin bir kısmı akciğerimde kanamaya ve hasara yol açtı. Bunun üzerine acilen ameliyata alındım.

Gerçekleştirilen ameliyatla kanama durduruldu ve hayati riski atlattım. Ardından hastanede bir süre gözlem altında tutuldum. Tüp aracılığıyla akciğerim takip edildi. Son noktada ise iç organlarımla ilgili riskler bertaraf oldu ve ortopedik tedavi süreci başladı.

Şimdiyse evde istirahat halindeyim. Ancak ne şartta olursa olsun bir teşekkürü açıkça dile getirmek için sabırsızlanıyorum.

Tedavimin ilk gününden bugüne kadar her anı takip eden Antalya Şehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi ekibinin tamamına, Doç. Dr. Cenk Balta şahsında değerli hekim hocalarıma, aynı zamanda Eskişehirli hemşehrim olan Neslihan Hanım’a ve tüm hemşirelerimize, bütün temizlik, güvenlik, yemek görevlilerine, tıbbi sekreterlere ve tüm hastane yönetimi ve bileşenlerine sonsuz teşekkür ediyorum.

Bu kadar zor bir işi güler yüzle ve samimiyetle yerine getiren ve hastane şartlarını mükemmel hale getirebilen tüm emekçilere minnettarım. İşlerinde hepsine kolaylık diliyorum.

Gerek aynı koridorda birlikte tedavi gördüğüm komşularıma gerekse dünyada derdine deva bekleyen tüm hastalara acil şifalar diliyorum.

Son olarak zor anlarımda yalnız bırakmayan aileme, ilk andan itibaren refakatçilik yapan fedakar arkadaşım Ali Can Tonka’ya, dekanım Prof. Dr. Ender Coşkun ve bölüm başkanım Prof. Dr. Oğuz Karadeniz şahsında tüm hocalarıma, mesai arkadaşlarıma, meslektaşlarıma ve öğrencilerime, sendika yöneticilerine, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından arayan-soran herkese, her gün ziyaretime gelen Liman-İş Sendikası Antalya Bölge Yönetimi’ne ve Evrensel Gazetesi ile Emek Partisi’nin Denizli, Antalya ve Eskişehir örgütlerine ne kadar teşekkür etsem azdır.