Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen ile yaptığımız söyleşiye devam ediyoruz.

BY: Sayın Başkan, genel olarak bakarsak; emeklilerin sendikalarda örgütlenme çalışmaları ne durumda?

ZAE: Emeklilerin insanca yaşam arzu ve isteği, alışılagelmiş bir iki basın toplantısı ile gündem yapılamayacağı gibi, emekli kitlesini temsilen birkaç görüşme veya oy devşirmek için yemek davetlerinde yapılan ‘’güzellemeler’’ ile bir yere varılamaz. Emekli mücadelesi koltuk kavgası ile de yürütülemez. En önemlisi de emekli mücadelesi; farklı siyasi hesaplar, popülist sendikal politikalar, kariyerist kaygılar ve hizipçilik gibi liberalist eğilimlerle iç tartışmalara boğmakla hiç gelişemez.

Henüz gelişme seyrini tamamlamamış emekli sendikal hareketi, kendi safralarında kurtularak yol alabilir. Özellikle kendi sendikal sürecimiz birçok barikatı, bu kararlılıkla aşmasını bildi. Sendikal faaliyetlerimizin sürdürülmesini sabote eden bilinçli veya bilinçsiz arka plan hesaplarını bertaraf etmede tereddüt etmeden yol almalıyız. Zaman zaman ortaya çıkan sendikal süreci geliştirmeye yönelik eleştirilerle, sendikamızı eksen kaymasına itmeyi amaçlayan eleştirilerin ayrımını doğru analiz etmeliyiz. Her zaman iğneyi kendimize batırarak düşünmeyi ihmal etmemeliyiz. Sendikal anlayış ve mücadele pratiğimiz hem üyelerimizin hem genel olarak emekliler hem de emek örgütleri ve demokrasiden yana siyaset kurumları tarafından sahiplenilmesi son derece önemlidir. Bunun emareleri görülmektedir. Bu başarı, bütün şube ve temsilciliklerimizindir.

BY: Emeklilerin sendika hakkı için bundan sonraki yol haritası nasıl olmalıdır?

ZAE: Emekli yapıları, örgütlenme ve mücadele anlayışlarını somut koşulların somut tahlilini yapıp, ona göre kendilerini yeniden yapılandırmaları şarttır. Bugün için sendikal örgütlenme bütün hukuksal ve ekonomik imkânsızlıklara rağmen sürdürülmeye devam ediliyor. Sonuna kadar sendikal hakkın tanınması zorlanıyor. Zorlamaya da devam edilmelidir. Bu sürecin tıkanması halinde yollar bir şekilde bulunur. Bulunmasa da yeni bir yol yapılır.

Tüm Emeklilerin Sendikası ilk kurulan emekli sendikası değildir. Ancak ülkede emeklileri alan mücadelesine çeken ve eylemsellik içinde örgütleyen, emeklilerin taleplerini toplumsallaştıran emekli sendikalarının en başına yazılacak sendika olduğu tartışılmazdır. Ortaya koyulan sendikal anlayış ve mücadele pratiğiyle kamuoyunun, emek ve demokrasi güçlerinin birleşik bir muhalefet hareketinin çimentosu olmaya aday bir sendikadır. Gücümüzün farkına varmalıyız. Artık siyasal iktidara giden yol emekliler olmadan olamaz. Bu gerçeği bilen bir yerden sendikal örgütlenme güçlendirilmelidir. Daha çok kitleselleşme düşünülmelidir. Ortaya koyduğumuz sendikal anlayışımız yaygınlaştırmalı ve mücadele pratiğimiz mümkün olduğunca kitleselleştirilmelidir. Demokrasi güçleri ile güç birlikleri olabildiğince yapılmalıdır. Bunlardan çekinilmemelidir. Birleşik bir muhalefetin örülmesinde gereken neyse yapılmalıdır.

2. Genel kurulumuzda da belirttiğimiz gibi gelecek mücadelemizde kimi paradigma değişikliklerine gitmemiz kaçınılmazdır. Özellikle 19 Mart’ta ortaya çıkan durum karşısında aldığımız pozisyon ve öteden beri ortaya koyduğumuz sendikal siyaset tarzımızın üyelerimiz tarafından içselleştirmesi sağlanmalıdır. Ortaya koyduğumuz paradigma değişikliği tüm emek ve demokrasi güçleri paylaşılmalı ve eleştiriye açık olmalıdır.

Bu kapsamda, son gelişmeler göstermiştir ki; emeklilerin ve emek güçlerinin hak talepleri mevcut siyasi iktidar tarafından hiç dikkate alınmıyor. Kurulan mafya-çete-yandaş ve sermaye ittifakı, din istismarıyla toplum üzerine bir karabasan gibi çöreklenmiştir. En büyük sorunları olası bir iktidar kaybıdır. Çünkü olası iktidar kaybında hesap veremeyeceklerini biliyorlar.

Bu nedenle bütün güçleri ile iktidarlarının ömrünü uzatmaya çalışıyorlar. Bu doğrultuda kendilerine rakip olabilecek tüm potansiyelleri elinde bulundurduğu devlet gücüyle yok etmeye çalışıyorlar. Bu iktidar bütün devlet kurumlarını ele geçirmiş, kurumları parti çıkarlarına göre işleten bir iktidardır. Geniş halk kitlelerinin ekonomik taleplerinin anlamı, kendi iktidarının bekası ile doğru orantılıdır. Yani halk umurunda değildir. Devlet olanaklarını kullanarak, ‘’sadakalarla beslediği’’ bir yandaş taban oluşturmuş ve bu kesimi merkeze koyarak hesap yapmaktadır.

-sürecek-