Geçenlerde kitaplıktaki kitapları karıştırırkenHasan Pulur’un “Olaylar ve İnsanlar” kitaplarından biri geldi elime.

Kitaplığın raflarına düzgünce dizdiğim...
Sultan’a sorarsan istiflediğim kitaplarımın arasında, yaşım ilerledikçe daha çok eşelenmeye başladım.

Kimi kitapları okuyalı yıllar olmuş.

Alıp, daha önce okumamışım gibi yeniden okuyorum bazılarını.

Bazılarını da öylesine karıştırıp orasından burasından okuyorum.

Hasan Pulur’un kitabını da kitaplığa omzumu dayayıp öylesine karıştırırken kitaptaki yazılardan birini okudum.

Eşekler üzerine yazılmış bir yazıydı.

İnsanların eşeklikleri üzerine yazılmış bir yazı da diyebiliriz.

Şöyle yazmış Hasan Pulur:

Adamın biri Kayseriliye;

“Bir eşeği boyamak için kaç kilo boya gerekir,” diye sormuş.

Kayserili de adamı baştan ayağa süzdükten sonra,

“Senin boydaki bir eşek için iki kilo boya yeter;” demiş.

***

Ne güzel yazılar yazıyordu eskiler.
Hasan Pulur...
Çetin Altan...
Bekir Coşkun...
Yazıya aşkla bağlıydılar.
Yazıyı güç, çıkar elde etme aracı olarak değil, bir sanat olarak görüyorlardı.
***
Bir eşekli yazı da biz yazalım, bakalım Hasan Pulur kadar başarılı olabilecek miyiz?
Eşek ormanda gezinirken ölü bir kurt görmüş.
Kurdun derisini yüzmüş.
Postunu sırtına geçirmiş.
Sırtında kurdun postu...
Köye inmiş.
İnsanlar bu garip görünüşlü...
Orman kaçkını...
Devasa kurdu görünce sağa sola kaçmış.
Kendisini küçümseyen, aşağılayan insanlara korku, dehşet saçtıkça eşek keyfe gelmiş.
“Bir de nara atayım şöyle, yeri göğü inleten sesimle,” demiş.
Anırıverince nara atacağım diye...
Olan olmuş.
Köylüler yakalayıp bunu...
Eşek sudan gelinceye kadar dövmüş.
***
Ne çok söz, yazı, anlatı vardır eşekler üzerine.
Bunların en ünlüsü Şeyhi’nin Eşekname’sidir.
Harname’si yani.
“Ger tonuzlara olmaya buyruk
Âh gitdi kulağ ile kuyruk”

Yani,
“Ay gibi boynuz isterken kulaktan kuyruktan da olduk” diyor eşek.
Tımar sahibi olmayı isterken, elindekinden avcundakinden de olan Şeyhi, Harname’de, herkesin anlayacağı şekilde söyleyecek olursak…

“Eşeklik bizde,” demektedir.

***
Şeyhi’ye gelinceye kadar...
Ne eşekler var içimizde.
Mesela?
Mesela, geçenlerde televizyon haberlerinde izledim.
Adamın biri, sokak ortasında, ayrıldığı eski eşini dövüyor.

Yerlerde sürüklüyor.

Öldürmekle tehdit ediyor.

Adamın biri dedik ama…

İnsan değil bu!

Bildiğin eşek!

İki ayaklı eşek!