Kurban Bayramı…

“Ne kestiniz?” ile başlayan...

“Kaça aldınız?” ile…

“Kaç kilo et çıktı?” ile devam eden…

Kurbanın amacını aşan bıktırıcı…

Usandırıcı…

Biraz da can sıkıcı sorular...

“Bunlar da sorulmaz ki!” demeyin.

Soruluyor.

İnsanlar meraklı.

Sonra...

Sonra, bayram ziyareti şu bu derken…

Her yer de kapalı olunca…

İnsanlar bayramı fırsata çevirip tatile gittiği için olmalı, şehir de hayalet şehir gibi ıssız…

Sessiz…

Bomboş olunca…

İnsan bir anda boşluğa düşüyor.

Ne yapacaksın?

Bayramda da oturup kitap okuyamazsın ya!

Öyle olunca televizyon…

Sosyal medya…

Falan filan!

Televizyon kanallarında, sosyal medyada, her işten anlayan…

Her işten anlar da kasaplıktan anlamaz mı?

Anlar!

İşte o acemi kasapların ellerini ayaklarını, oralarını buralarını nasıl kestiklerini...

İnsanların, kaçan kurbanlık danaların arkasından ellerinde bıçakla, satırla nasıl koşturduklarını izleyerek bir bayram daha geçip gitti.

***

Televizyon ekranlarında, canını kurtarmak için çıldırmış gibi kaçan danaları izlerken, geçtiğimiz yıllarda, Trabzon’da kasabın elinden kaçıp kendini Karadeniz’in azgın sularına atan Ferdinand’ı anımsadım.

Hakkında haberler yapılmıştı.

Çevreciler, hayvan severler sahip çıkmıştı Ferdinand’a.

Hakkında yazılar, öyküler yazılmıştı.

Hakkında yazılan öyküleri İnci Gürbüzatik ile Dursaliye Şahan derlemişti.

Kitabı yazılmıştı Ferdinand’ın!

“Kahraman Ferdinand”

***

Az şey değildi Ferdinand’ın yaptığı.

Kurban Bayramının ilk günü kaçıp Karadeniz’in soğuk, dibi gözükmeyen karanlık sularına atmıştı kendini, cesurca.

Hiçbir şeyden korkmadan.

Yaşamak istiyordu Ferdinand.

Yaşamak!..

Dalgalarla mücadele ede ede dört gün boyunca yüzmüştü uçsuz bucaksız Karadeniz’de.

Dördüncü gün, bu işin bir sonunun olmadığını…

İnsanların elinden kurtulmanın yolunun bu olmadığını anlayıp dördüncü gün karaya çıkmıştı.

Hem de öyle bir yerden çıkmıştı ki karaya…

Trabzon’un kasap bıçaklarıyla ünlü Sürmene ilçesinden!

Neydi bize Ferdinand’ın anlatmak istediği?

İnsanlardan kaçmanın kurtuluş olmadığı mı?

E tabii!

Kaç kaç nereye kadar?

***

Ah Ferdinand!

Kahraman Ferdinand!

Keşke bu kadar kolay olsaydı insanlardan kurtulmak!

Ancak ölümle mümkündür insanlardan kurtulmak!

Bunu bilseydi Ferdinand…

Boş yere kendini Karadeniz’in soğuk sularına atar mıydı?