Pilavlar geçmişten günümüze kültürümüzde yer alan geleneksel yemeklerdir.Bayramda, düğünde her türlü davet ve ikram sofralarının vazgeçilmez unsurlarındandır. Çorba, sebze yemeği, baklagiller ve her türlü et yemeğinin yanında sunulmaktadır. Pilav denince eskiden ilk akla gelen bulgurdan yapılanıydı, günümüzde ise pirinçten yapılanı öncelik almıştır. Pirinç pilavının en çok tercih edileni sadesi ve şehriyeli olsada domatesli, bezelyeli, patlıcanlı, bezelye-havuç birlikte, sade havuçlu, mantarlı, baklalı, enginarlı vb. gibi sebzelerle yapılanlarının yanı sıra nohut,bezelye, bakla, fasulye vb. baklagillerle karışık yapılanları, hamur işi ve yufka ile hazırlanan perde ve örgülü, etli, ciğerli ve hamsili gibi pek çok türü yapılmaktadır.
Pilavda kullanılan bazı pirinç çeşitleri çok nişastalı olup, taneler birbirine yapışarak pilavı lapa gibi yapacağı için,pirinç konulan suyun beyaz rengi bitene kadar yıkanmalıdır. Pilav pişirmede kavurma ve salma olmak üzere iki yöntem bulunmaktadır. Kavurma usulü pişirmede, yıkanan pirinç yağda kavrulup içine kaynar tuzlu su eklenmektedir.Salma usulünde, yıkanmış pirinç, yağlı tuzlu suyun içine bırakılarak pişirilmektedir. Kavurma yönteminde pirinçte B vitamini kayıpları olabilmektedir. Salma usulü daha sağlıklı bir yöntemdir. Pilavda pirincin cinsi, rengi, kokusu,çektiği su miktarı pilavın kalitesini belirlerken, kullanılan yağ, et ve tavuk suyu lezzetini etkilemektedir. Pirinç pilavında kullanılan pirinç çeşitleri ve bunların özellikleri birbirinden farklıdır. Baldo pirinç en çok tercih edilen pilavlık pirinç olup, bunu Osmancık izlemektedir.
Bunların her ikisi de beyaz, yani kepeği soyulmuş pirinçlerdir. Bunlardan başka daha kokulu kendine özgü tadı olan yasmin, kabukları soyulmamış olan kepekli vebasmati gibi çeşitler bulunmaktadır. Baldo ve Osmancık gibi beyaz pirinçlerin kan şekeri değerini etkileyen glisemik indeksi yüksek olup, kanşekerinin hızla yükselmesine neden olurlar. Fazla tüketilmesi ile, tip 2 diyabet (şeker hastalığı) arasında ilişki bulunduğu bildirilmiştir. Pirinç çeşitleri içinde en sağlıklısı basmati çeşidi bunu yasmin ve çoğunlukla kullanılan Baldo ve Osmancık izlemektedir. Pirinç karbonhidratçazengin olup,bunun çoğu nişastadır. Bu nedenle pilav vücuda yakıt sağlamakta, beynin işleyişine yardımcı olmakta, bağırsağa ulaşan sindirilmemiş nişasta ile oradaki faydalı bakterileri artırarak bağışıklığı güçlendirmekte, hücrelerin yenilenmesini sağlayarak yaşlanma sürecini yavaşlatmaktadır.
Pirinç çeşitlerinin hepsi glüten gibi alerjik bileşenleri bünyesinde bulundurmadığı için sindirim ve bağırsak sistemine olumsuz etkileri yoktur. Pilav kuru fasulye veya herhangi bir baklagil ilebirlikte tüketildiğinde çeşitli amino asitlerineksikliği giderilebilmektedir. Karbonhidrat yakımını sağlayıp, yorgunluğu, huzursuzluğu, iştahsızlığı, sindirim sistemi bozukluğunu ve alzaymır hastalığını önlemede etkili olan B1 ve B2 vitaminlerince zengin olan pilav, birlikte kullanılan sebzeler, baklagiller, ciğer ve etlerle diğer eksik olan B vitaminleri tamamlanmakta ve içine konan domates, yeşillikler vb.sebzelerle eksik olan C vitamini, diğer mineraller ve liflerin eksikliği giderilebilmektedir. Pilavın potasyum içeriği fazladır ve bu kalp-damar sağlığını korumada önemlidir. İçine konulan çeşitli gıdalarla eksik olan ve vücut için gerekli minerallerde sağlanabilmektedir. Pilavın sağlık için bir miktar sıkıntılı olmasının nedeni içindeki karbonhidrat türü olan nişastanın yüksek olmasıdır.
Bu karbonhidrattan zengin olan beyaz pirinç Osmancık ve Baldo ile yapılan pilav kanşekerin hızla yükselmesine neden olurken. Basmatiçeşidi kompleks karbonhidrat içerdiği için kan şekerini yükseltme hızı düşüktür. Pirinç pilavı tüketip, kan şekerini dengelemek için pilava vitamin ve mineralleri bol bol içeren sebze, haşlanmış baklagiller, protein kaynağı olan mantar, beyaz et eklenirse glisemik indeksdüşmektedir. Basmati pirinci ile yapılan pilavın glisemik indeksinin düşükolması, içerdiği nişastanın yapısında bulunan amilozun fazla olması ve dirençli nişasta oluşturmasıdır. Baldo ve Osmancık ile yapılan pilav az miktarda su ile pişirilip buzdolabında (+ 4 0C'de) 24 saat bekletilip, sonra eksik kalan su eklenerek pişmesi tamamlanırsa ilk başta 80-100 olan glisemik indeksin bu işlemden sonra 53'e düştüğü yapılan çeşitli araştırmalarla saptanmıştır. Pilavın içine konulan yağlarda nişastasının içindeki amiloz ile etkileşime girerek kan şekerinin yükselmesini engellemektedir.
Pirinci ıslatıp beklemek yerine yıkayıp, kısık ateş yerine yüksek ateşte biraz fazla su ile pişirmenin de kan şekerinin dengelenmesinde etkili olduğu bildirilmiştir. Pilavla birlikte turşu, kefir, ayran, vişne-erik hoşafı gibi asitliği yüksek ürünlerle tüketmenin de şekerin yükselmesini önlediği belirtilmiştir. 2 yemek kaşığı miktarı bir ekmek dilimine eşit olan pirinç pilavını haftada bir, sebze, baklagil, salata, turşu, kefir vb.ile birlikte ve az pişirip 24 saat dolapta beklettikten sonra tekrar pişirmeyi tamamlayarak tüketilirse,hem bu lezzetten mahrum kalınmayacak hem de faydalarından yararlanmasağlanacaktır.