İlimizin çeşitli yerlerinde kışlık tahıl ekilişleri devam ederken benim de farklı yerlerdeki gözlemlerim sürüyor. Üretim uygulamalarının türüne ve bu uygulamaların zamanına göre yazdığım yazılarda veya makalelerde çeşitli öneriler sunar, yapılmaması büyük önem taşıyan yanlışlara yer verir ve bunların nedenlerini açıklamaya çalışırım. Bunu yaparken sıkça tekrarladığım, uyarıda bulunduğum konular arasında, üretilecek bitki cinsi ve türü hangisi olursa olsun, bunlara ait çeşidin veya çeşitlerin doğru seçilmesinin önemini belirtirim.
Doğru çeşit seçiminde birinci öncelik, çeşidin üretileceği yörede hakim olan iklim koşullarına uygun olmasıdır. Tahıllarda mutlak kışlık, mutlak yazlık ve bu ikisinin arasında ve birine daha yakın özelliklerde olan, alternatif yapıda denen çeşitler vardır. Mutlak kışlık olanlar, çeşide göre değişebilen bir süre çok düşük sıcaklık geçirmezlerse sapa kalkamaz, kalkabilen olursa başak veya tane vermezler, ot gibi kalırlar. O nedenle bunlar kışı yumuşak geçen yerlerde ekilmezler. Mutlak yazlık olanlar ise soğuktan çok etkilenen ve çabuk üşüyen çeşitler olduklarından, bunlar da kışı sert geçen soğuk yerlerde ekilmezler, yoksa kavrulup giderler. Bunların yetiştirileceği bölgeler hiç don zararı görmeyen bölgeler olmalıdır.
Ülkemizde üretilen tahıl çeşitlerinin büyük çoğunluğu alternatif yapıdadır. Bunlardan kışlık alternatif olanlar, kışı soğuk geçiren bölgelerde yetiştirilirken, yazlık alternatif olanlar kışı ılıman olan sahil bölgelerinde, Marmara'da ve Güneydoğu Anadolu'da yetiştirilir. Eskişehir, ekolojik olarak birbirinden çok farklı özellikte yörelere sahiptir. Genelinde kara iklimi görülürken, Sakarya vadisinde Akdeniz ardı iklim özellikleri, İnönü'de kısmen Marmara iklim özellikleri görülür. Sakarya vadisinde yazlık alternatif tipte tahıl yetiştirme olanağı varken, Sivrihisarda, Seyitgazi'de, Mahmudiye'de, Çifteler'de kışlık tipte çeşitler yetiştirilmesi gerekir.
Bazı yıllar kış ayları alışılmışın dışında yumuşak geçmektedir. Hatta bu durumun ard arda bir kaç yıl bile yaşandığı olmaktadır. Bu gibi yıllarda daha önceden ekmediği yeni bir çeşidi kışa ve/veya soğuğa ne kadar dayanacağını bilmeden, bir uzmana danışmadan, sadece çeşidi satanın ifadesine güvenerek alan üreticiler, tesadüfen o yılın iyi gidişi dolayısıyla hiç zarar görmeyebilir ve iyi bir verim de alabilirler. Bu durum bir iki yıl böyle gidebilir, ancak iklim koşulları, özellikle de kış, o yörenin normal seyrine döndüğü yıl çok büyük zarar görebilirler. Bu durumda yanlış çeşit sadece üreticiye zarar vermekle kalmaz, bu çeşidi satan kuruluş, şirket veya bayi de bundan nasibini alır. Üretici bir yandan çeşit aleyhinde konuşurken diğer taraftan onu kendisine satanı suçlayacak, bir daha ona güvenmeyecek ve belki bir daha alış-veriş yapmayacaktır. Çeşidi satan bayi ise müşteri kaybetme korkusu ile suçu çeşidin asıl sahibi olan şirket veya kuruluşun üzerine atacak ve şirket uzmanlarının kendisine verdiği bilgiye güvendiğini söyleyecektir. Bayilerin bu söylemleri çoğu kez doğrudur çünkü onların bir kısmı bu konularda yeterince bilgi ve tecrübe sahibi değildir, bir kısmı da zaten tarım eğitimi almış değildir.
Çeşit seçimi gibi, tür seçiminde de yanlışlık yapmak ciddi zararlara neden olabilir. Türler kendilerine uygun ekolojilerde verimli olurlar ve kaliteli ürün verirler. Uygun olmayan ekolojilerde ise düşük verimli olurlar ve/veya düşük kalitede ürün verirler. Makarnalık buğdaylar buna güzel bir örnektir. Bunlar her yerde istenen kalite özelliklerine sahip ürün veremezler. Verim potansiyeli yüksek olan çeşitler bulunmakla birlikte, ekmeklik buğdaylara göre kışa ve soğuğa dayanımları biraz daha azdır, şiddetli soğuklarda epey yüksek oranda zarar görebilmektedirler. Yüksek yağış alındığında veya aşırıya kaçan sulamalarda, gereken dozda azot verilmemiş olan ya da geç gelen yağışlara maruz kalmış ürünlerin tanelerinde yüksek oranda dönme meydana geleceğinden makarnalık fiyatıyla değil, vasıfsız (yemlik) fiyatıyla satılabilirler.
Bu ve çeşitli başka nedenlerle Eskişehir'de kaliteli ve verimli bir makarnalık buğday üretimi yapılabilecek alanlar dardır. Makarna, bulgur, irmik işleyen tesislerin olmaması nedeniyle pazarlama bakımından da yeterince avantajlı olmayan ve TMO dışında fazla bir alıcı bulamayan makarnalık buğdayların ilimizde tohum pazarlayan firma, kuruluş veya bayilerce satılmaya çalışılması ve bunun eksik bilgilendirmelerle yapılması üreticiye de, Eskişehir ekonomisine de, kendilerine de zarar verecektir.
Üretilecek tür ve/veya çeşit üreticisine de, pazarlayıcısına da yarar veya zarar verebileceğinden, iki tarafı keskin bir bıçak gibidir.