Bu satırları, biçare bir şekilde yeryüzünde bir dönüşüm çağrısı yapmanın, toplumsal bilinci canlandırmanın ve umudu tesis etmenin bir nişanesi olarak kaleme alıyorum.
Dünyamızın ve medeniyetimizin geldiği noktada yaşanan insanlık dramlarıyla acı çeken ruhumun derin bir çığlıkla haykırdığı bu yazıda, her ne kadar imkânsız olsa da, yaralı bir zamanın ardından umuda doğru yürümenin yolu üzerinde bir ışık olmayı diliyorum. Türkiye'den dünya geneline uzanan depremler, orman yangınları, savaşların acısı ve insanlık dramı; tüm bu olaylar, içimdeki küresel adalet arayışını daha da güçlendirdi. Ancak, bu yazıda sadece savaşları ve afetleri değil, aynı zamanda bu savaşların ve afetlerin ardından filizlenen umudu konuşmak, üzerimize düşen sorumluluğu hatırlatmak ve birlikte bir değişim yaratma çağrısında bulunmak istiyorum. Bu yazım, acı çeken ruhumun bu çağrısını taşıyan, hep birlikte umut dolu bir geleceği inşa etme çabasına bir davettir.
Bir yılı daha uğurlarken, ardımızda bıraktığımız 2023'ün yaraları hala tazeliğini koruyor. Doğanın hiddeti, savaşın acısı ve insanlık dramıyla dolu geçmiş yılı geride bırakmanın eşiğinde, her birimizin hissettiği bu yorgunluğun, bir araya gelerek, sevgiyle ve umutla sarılabileceğimiz bir geleceğe dönüşmesini diliyorum. Geçmişin bıraktığı izlerle dolu 2023 yılı, insanlığı birçok sınavdan geçirdi. Ancak şimdi, içsel bir dönüşümün ve yeniden doğuşun hikayesini yazma vakti geldi.
Ülkemizde yaşanan depremler, orman yangınları ve seller, toplumumuzu sarsan afetlerdi. Türkiye'de yaşanan depremler, orman yangınları ve seller, toplumumuzun dayanışma gücünü ortaya çıkardı. Evlerimizin duvarları sarsılsa da, kalplerimiz birbirine daha da yaklaştı. Bu afetler, güçlü dayanışma örnekleriyle, insanlığın içindeki iyiliğin ve sevginin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Dünya genelindeki savaşlar ve özellikle Gazze'de yaşanan insanlık dramı, vicdanlarımızı yaraladı. Dünya genelindeki savaşlar ve Gazze'de yaşanan insanlık dramı, tüm insanlığı sarsarak küresel bir uyanışa yol açtı. Artık, dünya genelinde barışa olan ihtiyacın kaçınılmaz bir gerçek olduğunu biliyoruz. Bu bilinçle, sınırları aşan bir dayanışma ruhuyla, bir araya gelip, barışı inşa etme yolunda kararlı adımlar atmaya hazırız.
2023 yılındaki bu zor anlar bize gösterdi ki, acılarımızı paylaştıkça, dayanışmayla, birbirimize destek olarak aşabiliriz. Şimdi, yaralarımızı sararak, geleceğe daha güçlü ve birlikte yürüyeceğimiz bir temel oluşturmak için zamanı geldi. Bu acı dolu dönemde bile, umutla daha iyi bir gelecek için çaba göstererek 2024'e adım atma gücümüzü göstermeliyiz. Bu çaba, özümüze ve değerlerimize dönmemize olan ihtiyacı ve birlikte hareket etme gerekliğimizi getiriyor; çünkü bir araya geldiğimizde, sevgi ve hoşgörüyle dünya genelinde değişim yaratabiliriz.
İşte, bu zorlu yolda, toplumumuzun gösterdiği dayanışma ve dünya genelinde yükselen barış çağrıları, umudun filizlenmeye başladığını gösteriyor. Bunun, bir dönüşümün ve yeniden doğuşun hikayesi olmasını sağlamak, yaralarımızı dayanışma içinde sararak, birbirimize destek olarak, daha güçlü ve ortak şekilde daha iyi bir geleceğe yürüme kararlılığı göstererek mümkün olabilir. Geçmişin bize öğrettikleriyle donanmış olarak, daha adil, daha sevgi dolu bir dünya için birlikte çalışmalıyız. Böylece 2024, bu umut dolu gelişmenin taçlandırılacağı bir yıl olabilir; insanlık, bu zorlu dönemden güçlenmiş olarak çıkabilir ve birlikte yazdığımız bu yeni hikâye, umutla dolu günlerin habercisi olabilir.
Şimdi, yaralı bir zamanın ardından umuda doğru adımlar atma vakti geldi. 2024, geçmişin bize öğrettiklerini kullanarak, daha güçlü, daha anlayışlı ve daha sevgi dolu bir toplum olma şansını sunuyor. Umutla dolu bir geleceği birlikte inşa etmek, her birimizin sorumluluğunda yatıyor. Yaralı bir dönemi geride bırakıp umuda doğru yürümek, bizlere her anlamda bir fırsat sunuyor. Umutlu bir geleceğin temeli, birlikte daha güçlü olmak, sevgiyle kucaklaşmak ve geçmişin bize öğrettikleriyle daha bilinçli bir şekilde ilerlemektir.
Umarım, 2024, hep birlikte yazacağımız bu yeni hikâyenin başlangıcı olur ve umarım, bu yeni yıl, birbirimize el uzatarak, sevgiyle kucaklaşarak, geçmişin gölgesinden sıyrılma ve umut dolu bir geleceğe adım atma fırsatını bize sunar.
Bu satırları, 2023 yılında yaşanan ölümler ve acılar karşısında acı çeken bir ruhun dindirilemeyen çığlıklarıyla noktalıyorum. Her kayıp, bir uyarıdır ve bu acılar bize, insanlık olarak daha insancıl, daha adil bir dünya inşa etme sorumluluğunu hatırlatmalıdır. Toplum olarak, yaşadığımız her kayıptan ders çıkarmak ve bu dersleri eyleme dönüştürmek zorundayız. Geçmişteki hataların tekrarı yerine, birbirimize daha çok destek olmalı, doğanın kıymetini bilmeli, barışa ve sevgiye daha fazla odaklanmalıyız. Unutmayalım ki, her birimiz küçük birer değişim yaratıcı olarak, daha aydınlık bir yarınlara katkıda bulunabiliriz. Yaşanan ölümler, acılar, hepimize insanlığın kırılganlığını ve birbirimize olan ihtiyacımızı hatırlatıyor. Bu dersleri görmek ve yaşamak, önümüzdeki yıllarda daha sağlam adımlarla yürümek için bir fırsattır. Umarım, birlikte yaşadığımız bu dünyayı daha güzel, daha sevgi dolu bir yer haline getirmek için, bu acıların ardından daha güçlü ve bilinçli bir şekilde ilerleriz.
2024 yılının eşiğinde yaralı bir zamanın ardından doğan umuda sarılmak dileğiyle, sevgi ve sağlıkla kalın.