Türkiye’de 1981 yılından itibaren her 24 Kasım günü, Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor.
Bu gün elbette tesadüfen belirlenmedi. 24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.
24 Kasım gününün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararının 12 Eylül 1980 faşist darbesini yapanların döneminde kabul edilmesi, 24 Kasım gününü tartışmalı hale getirdi. 12 Eylül faşizminin yarattığı yıkımı ve acıları unutmuş değiliz. Ancak, 24 Kasım 1928 tarihinin, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’ni kazanarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslaşma sürecinde gerçekleştirilen Aydınlanma Devrimlerinin en önemli basamaklarından birinin simge günü olduğu gerçeği de unutulmamalıdır.
HARF DEVRİMİ…
24 Kasım’a giden yol Harf Devrimi ile başlar. Cumhuriyet tarihinde “malum” çevrelerin en çok eleştirdiği konuların başında Harf Devrimi gelmektedir. Harf Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beş yıl sonra, 1 Kasım 1928 tarihinde Yeni Türk harflerinin ve yeni Türk Alfabesi’nin geliştirilip benimsenme sürecidir.
Harf Devrimini başlatan yasanın kabulü ile Arap harfleri kullanılarak oluşturulan alfabenin kullanımı sona erdi ve yerine Latin harfleri temel alınan Türk Alfabesi kullanılmaya başlandı.
Osmanlı’da yaşayan dinsel ve yönetsel elitlerin kullandığı Osmanlıca, saray ve medrese çevresinde gelişmişti. Osmanlıca ile Anadolu’daki halkın konuştuğu Türkçe arasında uçurumlar vardı. Yazı dili olarak Arap alfabesini, konuşma dili olarak Arapça-Farsça-Türkçe karışımını içeren bu yapay dili, ancak ayrıcalıklı kesimler öğrenebiliyordu.
Cumhuriyet kurulduğunda 12 milyonluk ülke nüfusunun ancak yüzde 10’u okur-yazardı. Bu oran kadınlarda çok daha düşük düzeydeydi. Arap harflerinden yeni harf sistemine geçilmesi, okur-yazarlığı kısa sürede artırmayı amaçlıyordu.
MİLLET MEKTEPLERİ VE “BAŞÖĞRETMEN”
Türk Harflerinin yürürlüğe girmesinden sonra tüm vatandaşlara yeni harflerle okuma-yazma öğretmek amacıyla geniş kapsamlı bir halk eğitimi programı uygulandı. Daha önce açılmış bulunan Halk Mektepleri Millet Mektepleri adı altında yeniden örgütlendi. Atatürk’ün kendisi de vatandaşlara yeni harflerin öğretilmesi çalışmalarına aktif olarak katıldı. Bu çalışmaların sonucunda,1935 yılında okuryazarlık oranı %20’nin üzerine yükseldi.
Harf Devrimi, kolay okuyup yazma için yeni bir yazı tekniği oluşturmasının yanı sıra, Latin alfabesinden alınan Türk harfleri ile çağdaş uygarlığa katılımı kolaylaştıran ve Türk kültürünün gelişimini sağlayan büyük bir devrimdir.
KUTLANMALIDIR…
Cumhuriyet döneminin en saygın mesleklerinden olan öğretmenlik mesleğinin saygınlığı günümüzde maalesef giderek gerilemektedir. Eğitim sistemi ve niteliğinde yaşanan bozulmanın sorumlusu öğretmenler değil, yıllardır piyasacı, gerici politikaları yaşama geçirmekte ısrar edenler ve kamusal öncelikli, laik, bilimsel nitelikli eğitimi ihmal edenlerdir.
Öğretmenleri “kamu tarafından fonlandırılanlar” olarak tanımlayanlar tarafından yönetilen eğitim emekçileri, sürekli değiştirilen eğitim politikaları ile görevlerini istikrarsız ve güvensiz ortamlarda sürdürüyorlar. Baskı, tehdit ve şiddet olayları karşısından yalnız bırakılan eğitimcilerde tükenmişlik duygusu artıyor, çalışma azimleri azalıyor.
Bir yandan ekonomik sorunlarla boğuşan öğretmenler, bir yandan da sürekli değiştirilen örtük amaçlı müfredatlar, sayıları giderek artan liyakatsiz atamalarla uğraşıyor; nitelikli niteliksiz diye ayrılan okullardaki farklılıkları çocuklara yansıtmadan görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
Yaşadıkları tüm zorluklara rağmen kendilerini öğrencilerine adayan tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyor, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aramızdan ayrılan öğretmenlerimizi saygı, özlem ve rahmetle anıyorum.