ABD Büyükelçisi TomBarrack’ın son dönemde Türkiye’nin iç ve dış politikasına dair yaptığı açıklamalar saygısız ve müdahaleci bir üslup taşıyor.

Büyükelçi, zamanının çoğunu Ankara dışında başta Suriye olmak üzere Orta Doğu ülkelerinde “emperyal planlar” yapmakla geçirdiği için “Fantom(Hayalet)” takma ismiyle anılıyor.

Bay Fantom’un(!),Osmanlı millet sistemini överek sürekli ulus devlet yapımıza saldırması hiç şaşırtıcı değil.Çünkü, Anadolu hayalleri yarım kalan emperyalizmin en çok sevdiği, bir ülkenin halkını etnik kökenlerine, din ve mezhep farklılıklarına göre bölerek zayıflatmaktır.

“Meşruiyet” kabalığı,Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılış tarihini tek taraflı bildirmesi(!), Kıbrıs’a yönelik ifadeleri; Tom’un egemenlik haklarımıza yaptığı saygısızlıklardan sadece bazıları…

BÖL, PARÇALA VE YÖNET!..

Tom’un tüm söylemlerinde çok açık“ulus devletleri bölme planları”var.

Ruhban Okulu iseayrı bir bahane.Aslında, ABD eliyle Patrikhane’yi güçlendirmeye, azınlık haklarını bahane ederek Lozan’ı delmeye ve egemenlik haklarımızı aşındırmaya çalışıyor.

Doğu Akdeniz’deki ekonomik akışların 1919 sonrası ulus devletleşme süreci ile kesintiye uğradığını söylemesi; 19 Mayıs1919’da başlatılan Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın emperyalizmin sömürü planlarını ne kadar bozduğunun ve mazlum milletlere örnek bir mücadele olduğunun tam bir kanıtı.

Elinde sopa ve havuçla(!) gezen Barrack, ABD’nin ve İsrail’in bölgesel çıkarlarını hayata geçirmek için her yolu deneyeceğinin işaretlerini en kaba şekilde gösteriyor. Normal koşullarda,ABD’nin sömürge valisi gibi Türkiye’ye roller biçen bu kişinin “PersonaNonGrata” yani istenmeyen kişi ilan edilip ülkesine gerigönderilmesi gerekir.

Fantom Tom’un bu pervasız uçuşlarına (!) baktığımda,bir başka ABD Büyükelçisi olanR.Commer’in,68’li Devrimcilerin gösterdikleri tepkisel eylemlerlebeş ayda ülkesine geri postalandığı günleri anımsadım…

HANÇO(KASAP) COMMER!..

ABD, 1968 yılının Aralık ayında Türkiye’ye yeni büyükelçi olarak daha önce Vietnam’da görev yapan CIA ajanı Robert Commer’i gönderdi.
Commer, Vietnam’da ABD’ye olan direnişi kırmak amaçlı pasifikasyon(sindirme) projesini uygulayan kişiydi vebu proje ile on binlerce masum Vietnamlının öldürülmesinden sorumlu tutuluyordu.
Bu yüzden Commer’e Vietnam halkı “Hanço (Kasap)” adını takmıştı.
Hanço’nun yeni görevi Türkiye’de, toplumsal meşruiyet kazanan ve yükselişe geçen sol hareketin bu yükselişini Vietnam usulü(!) kendi yöntemleri ile sindirmekti.

HANÇO’NUN GELİŞİNDEN İKİ AY SONRA
6 Ocak 1969 günü HançoCommer kocaman siyah cadillac otomobille ODTÜ’ye geldi ve Kemal Hoca’nın (Kurdaş) yanına çıktı.
Hanço’nun geldiği kısa sürede duyuldu. Öğrenciler Rektörlüğün önünde toplanarak YankeeGo Home (…Amerikalı Defol!..)sloganı atmaya başladılar.
Sinan, Hüseyin, Taylan, Yusuf, Ulaş, Halil, Tuncay ve diğerleri arabayı devirerek ters çevirdiler. Ters çevrilen arabakısa sürede yanarak hurdaya döndü.
Bu arada dönemin “Zehir Hafiye” unvanlı İçişleri Bakanı Faruk Sükan, yüzlerce toplum polisi ile ODTÜ’nün kapısına geldi.
Rektör,polisin içeri girmesine izin vermedi.

Öğrencilerin protesto eylemleri günlerce devam etti.
HançoCommer’in Türkiye macerası kısa sürdü. Beş ay sonra ülkesine dönmek zorunda kaldı.
YİNE “YANKEE GO HOME”!..
56 yıl sonra Asya’dan, Afrika’ya ezilen uluslar adına değişen bir şey olmadı.
Emperyalizm hala insana acımayan sömürü gücünü kanlı bir şekilde devam ettiriyor.

Ezilenler bilinçleneceğine emperyalizm daha akıllandı(!)…

Üstelik bazıları kendilerine özgürlük ve demokrasi getireceğine inandıkları ABD emperyalizminin kuyruğunatakıldılar…

Bu arada Hançoların, Fantomların ardı arkası hiç kesilmedi.

Acaba, 56 yıl önce “YankeeGo Home” sloganı atanlarıbugünlerde daha iyi anlamaya başlamış olabilir miyiz?