Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü tarafından geçtiğimiz cuma gecesi 00.00’da başlayan su kesintisi planlandığı ve duyurulduğu gibi cumartesi günü sabah 08.00’de gelmeyince onarım çalışmaları krize dönüştü.
Aşağı yukarı 2 güne yakın süren çalışmalarda Tepebaşı ilçesinin büyük kesiminde yaşanan kesinti hafta sonunu dört gözle bekleyen vatandaşı da mağdur etti.
Su medeniyettir!
Tarihi Mezopotamya’ya kadar dayanan bu söz bize uygarlığın insanlık tecrübesiyle yüzyıllar içinde nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Sularımız kesilince medeniyetle olan bağlantılarımız da kesildi… Panikledik, açıklama bekledik ve isyan ettik! Halk normal davrandı çünkü ESKİ beklenen açıklamaların hiçbirini yapmadı…
*
Kötü yönetilen 2 günlük sürece rağmen ben Eskişehir’de vatandaşın sitemleri dışında ciddi bir eleştiri yapıldığını görmedim. AK Parti tarafından doğru düzgün konunun üzerine bile gidilmedi.
Bu onarım çalışmalarının ucunun Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’ye ulaşmasını da kanıksayamıyorum. Neticede ESKİ’den sorumlu bir Genel Müdürümüz var; Oğuzhan Özen.
Kendisinin şu ana kadar konuyla ilgili herhangi bir açıklaması yok. Bütün süreç ESKİ Basın Birimi tarafından yapılan yazılı açıklamalarla yürütüldü. İşte asıl kriz buydu. En son pazartesi günü yapılan açıklama aslında hafta sonuna yayılarak; sağlıklı ve şeffaf şekilde sürecin paylaşılması gereken açıklamaydı.
*
Bugün dönüp baktığımızda hataları görmek kolay elbette. Fakat işin uzmanları da bu yüzden var. Suyun kesilmesi ve geri verilmesinin neredeyse 8 saat sürdüğü, onarım çalışması sırasında yaşanan eksen kayıklığı sorunun çözülmesi ve birçok teknik konu ESKİ dışında hiçbirimizi ilgilendirmiyor. Bizim ilgilendiğimiz asıl mevzu su ve hizmet. Çünkü halk her zaman hizmet bekler ve her zaman en iyi hizmeti hak eder!
Oğuzhan Özen, beklenildiği gibi çıkıp lafı eğip bükmeden ne süreci anlattı ne de mağduriyeti giderecek adımlarıyla gündem oldu. İletişimci kimliği teknik bilgi ve yönetim kabiliyeti gerektiren ‘mühendis genel müdür’ olmayışıyla değil; iletişimsizliğiyle sınıfta kaldı.
Hafta sonu su krizi hafta içine ‘özür krizi’ olarak devredildi. Pazartesi gününe de özrü sonuna iliştirilmiş su krizinin yeni bir yazılı açıklamasıyla başladık. Okuduk ve geçtik…Özür başlıkta, kriz ise hafta sonunda kaldı.
*
ESKİ üzerine düşünmeye başladık. Çünkü bu ilk yıl sonu krizi değildi!
Vatandaştan gelen şikayetleri de baz alacak olursak ESKİ, Eskişehir’de kolay ulaşılabilir ve kolay hizmet alınabilir bir kurum değil! Sadece kriz anlarında değil, bir hata ve hizmet sırasında meydana gelen durumlarla ilgili de şimdiye kadar hiçbir şekilde açıklama yapmadı.
Sıkıntı bu tavrın kronik olmasında.
Suyun pahalılığı ve bütçe üzerinden açılan konular ve Büyükşehir Meclisi dışında Oğuzhan Özen’i doğrudan açıklama yaparken görmüyoruz. Bunu yapmamak sorumluluk da almamaktır.
Hatta ve hatta sorumluluğu, tüm Büyükşehir Belediye yöneticileriyle sessizce paylaşmaktır. Gördük ki halk bir süre sonra suçlayıcı konuma geldiğinde bildiği tüm isimleri bu sorumsuzluğun içinde sayıp döktü! Yani fatura tüm belediyeye ve CHP yönetimine kesildi!
*

Geldiğimiz noktada meselenin ne bir boru arızası ne de teknik bir aksaklık olmadığını görüyoruz. Asıl mesele krizi yönetemeyen, Eskişehir halkıyla temas kuramayan ve sorumluluğu basın bültenlerine havale eden bir yönetim anlayışı.
ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, bu süreçte hem kurumu hem de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni kamuoyu önünde yalnız bıraktı. Açıklama yapmamak bir tercihse, bu tercih sorumluluk almamaktan geçiyor.
Şunu görmezden gelemeyiz ki; kriz anı suskunluğu krizi büyüttü.
Bu nedenle Eskişehir’in su yönetiminde yaşanan ağır iletişim ve yönetim zaafının bedeli ödenmeli. Oğuzhan Özen’in görevini sürdürmesi, uzun zamandır devam eden bu anlayışın normalleştirilmesi anlamına gelir.
İstifa bir gereklilik, su medeniyettir.
Medeniyet ise günümüzde krizi yönetebilmektir!