Yerel seçimler tamamlanalı epey oldu, belediye başkanları, meclis üyeleri ve muhtarlar koltuklarına büyük bir keyifle oturdular.

Tebrik ziyareti için kapılarının önü dolup taştı, çok önemli bürokratik ve siyasi ziyaretlerin yanında, filan A.Ş’den tutun da “Boş İşlerle Uğraşanlar Derneği”ne kadar, gelen gidenin haddi hesabı yok.

Kazanan muhtarlar, ruhsatlı silahlarına ve maaşlarına kavuştular. Şimdi kılık kıyafeti biraz yenilemenin zamanı geldi. Sonra el âlem ne der, hep aynı elbise ile ortalıkta dolaşılmaz ki!’

Muhtar Maykıl bu telaşlar içinde iken, mahallede yeni bir hareketlenme başladı.

Yeni seçilen mahalle muhtarına tebrik ziyaretini, ilk önce mahallede çok fazla inşaat işi yapan Müteahhit Corç yapmalıydı, çünkü çok para döktü bu yolda. Gerçi her seçim döküyor ya parayı.

Corç, yerel seçimlerde adaylara yardım yapar, kazanacağından emin olduğu adaya 100, rakibine de genellikle 5, nadiren 25 altın yardımı yapardı. Bu her dönem böyle olurdu.

Genel seçimlerde ise tarifesi biraz farklı, iktidar rakamı kendi belirler, telefonla şuraya şu kadar yolla denir. Muhalefet ise ayağına kadar gider ve bir miktar o da yardım ister ve rica minnet alır, ama her zaman muhalefete bu kadar sıcak bakmaz.

Corç bu işleri rahmetli babası Buş’tan öğrenmiştir, her zaman “1 koyup 3 alma” projesi.

Yerel seçimler bitti, Müteahhit Corç ziyaretlere başlıyor.

Tabi önce kazanan muhtar Maykıl’a gitmek lazım, artık mühür onda.

Seçimi kazanacağı pek ihtimal verilmese de, seçim işleri hiç belli olmaz, ne olur ne olmaz diye el altından gizlice 5 altın yollamıştı.

Gerçi iktidara yakın ve kaybeden aday Turp’a daha çok maddi yardım yapmıştı ama neyse, o parayı başka yerden çıkartırız diyerek seçilen muhtarın yolunu tutuyor.

Seçilen muhtar Maykıl, tebrikleri kabul ediyor ve başı pek kalabalık, konu komşu, yardım alanlar yardım isteyenler vs.

Muhtarlığın önünde bir araba duruyor ve muhtar Maykıl bu arabayı hemen tanıyor.

Mahallenin müteahhitti Corç.

Şoförünün elinde bir saksı çiçeği; saksı üstünde kocaman bir yazı,

“Corç İnşaat”,

Muhtar Maykıl kapıda hazır ol da bekliyor kendisini,

Şoför, arabayı muhtarlığın tam kapısına çekiyor, arabadan iniyor ve Çorç’un kapısını açıyor.

Corç, insem mi, inmesem mi diye nazlanırken,

Muhtar Maykıl hemen kapıya koşup Çorç’a coşku ve mahcup bir tavırla,

-Hoş geldin Corç Ağam diyor,

Corç:

-Hoş bulduk muhtar Maykıl, hoş bulduk.

-Seni tebrik etmeye geldim,

-Ne demiştim sana?

-Ne demiştin Ağam?

-Ben ne dersem o olur. Ne dedim olummm ben sana?

-Ben desteklersem kazanırsın demedim mi?

-Kazandın mı?

-Sayende Ağam, kazandım.

-Tamam, iyi dinle;

Senin seçim masrafların için verdiğim borç parayı, borcundan siliyorum, borcun yok. Emmeee, mahallede benden habersiz bir inşaat olursa, o zaman külahları değişiriz. Biliyorsun bu mahallede bütün inşaatları ben yaparım, anladın sen! Anlaştık mı?

-Anlaştık Ağam…

Şoför saksı çiçeğini muhtar Maykıl’ın eline veriyor,

Muhtar Maykıl sırıtarak,

- Niye zahmet ettiniz,

Şoför,

-Corç Ağam’a teşekkür et, en pahalısından aldı,

Corç arabadan inmeden, şoförüne işaret ederek gidelim diyor,

Bunu gören muhtar Maykıl telaşla,

-Ağam bir kahvemi içseydiniz,

-Sonra muhtar, çok işim var, sen de işlerine bak, seni bekleyen bir sürü misafirin var.

Aslında muhtar Maykıl kendi imkânları ve her şeyi bilen “cin” azası, eş dostun yardımı ile seçimi kazanmıştı, Corç 5 altın yollamış, onu da seçmenlerine çakmak hediye etmek için harcamıştı. Zaten 5 altını da almasa Corç ağa kızar, seçimi kaybettirebilirdi diye biraz da korkudan almıştı 5 altını.

Corç, şoförüne, hızla kaybeden muhtar adayı Turp’un evine doğru sürmesini emredip, yoldaki ilk tekel bayide durmasını istiyor.

-Olum, bir şişe fiski(viski) ve pahalı bir çokolata (çikolata), kuruyemiş falan al.

-Ağam sen hacı oğlusun!

(hikayemizin devamı haytaya)