Eskişehirspor’un efsane isimleri Prof. Dr. Fethi Heper ve Amigo Orhan, kısa bir süre içinde aramızdan ayrıldı.
Her iki efsanemizin de ışıklar içinde uyumasını diliyorum. Aileleri başta olmak üzere tüm Eskişehirspor ve Türk futbolu camiasının başı sağ olsun.
Eskişehirli olmanın insana kazandırdığı bazı nitelikler var. Bunların en başında ülkenin veya dünyanın neresine giderseniz Eskişehirsporlu kimliğiniz. Yaşadığım ve bulunduğum tüm şehirlerde Eskişehirsporlu olmanın haklı gururunu yaşadım. Eminim tüm hemşehrilerimiz de benimle aynı duyguları yaşıyordur…
Ülkenin diğer tüm şehirlerine göre o kadar büyük bir ayrıcalığa sahibiz ki kentimizin takımı bize çok önemli bir aidiyet kazandırıyor. Ankara’da öğrenci olduğum dönemde tüm arkadaş çevrem Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş taraftarıydı. Oysa ben Ankara Eses grubuyla birlikte, takımımız hangi ligde olursa olsun maçları takip ederdim. Biz grup olarak her birlikte sevinir ya da üzülürdük.
Aynı hisleri, şu anda Denizli’de de yaşıyorum. Burada da insanların büyük çoğunluğu İstanbul hegemonyasına boyun eğmiş durumda! Ama Eskişehir, göç alan bir sanayi kenti olmasına rağmen halen Eskişehirsporla özdeşleşmeye devam ediyor.
Son yıllarda üzüntülerimiz çok oldu. Kulübümüz Bölgesel Amatör Lig’e kadar düştü. Ancak biz yine de Eskişehirspor sevdamızdan vazgeçmedik. Hala daha Ankara Eses grubuyla ortak platformda varlık sürdürüyoruz.
Eskişehirsporluluk öyle bir bilinç kaynağı ve kimlik ki şehirlerarası yollarda dahi birbirimizi bularak sevincimizi ya da üzüntümüzü paylaşabiliyoruz. Bir gün şehirlerarası bir yolda trafik kazası nedeniyle yol kapalıydı ve uzaktan gördüğüm Eses bayraklı bir arabaya yaklaştım. Arabadaki arkadaşla tanıştık, kaynaştık. Tam da o gün deplasmanda kaybettiğimiz Akşehirspor maçı vardı. Maçın üzüntüsüyle de olsa o gün tanıştığımız arkadaşım, beni Güney Ege ve Marmaris Eses gruplarına dahil etti.
Takımımız bölgesel amatör ligde olmasına rağmen, dünyanın neresinde olursak olalım tüm bu platformlardan paylaşımlarda bulunmaya devam ediyoruz. İşte bize bu aidiyeti kazandıran çok önemli bir nokta var: İstanbul hegemonyasına karşı Anadolu’daki ilk ve en samimi başkaldırı!
Gerçekten de 1960’lı yılların ikinci yarısından itibaren Türkiye’nin dört bir yanında yanmaya başlayan meşalenin fitilini biz ateşledik. Üstelik bugün de bu meşaleye en samimi ve yürekten bir biçimde sahip çıkan da yine biziz.
İşte bu noktada da görkemli mazimize çok ciddi bir borcumuz var: bu mazinin tüm platformlarda gösterilmesini sağlamak. Edebiyat, sanat ve bilimsel eserlerle bu mazinin görünürlüğünü arttırmak gerekiyor. Bununla birlikte kentimize gelen turistlerin Eskişehirspor’u daha fazla görmesi için etkinliklerin ve müzelerin arttırılması gerektiği kanaatindeyim.
Tüm efsanelerimizin aziz hatıralarına saygıyla ve minnetle…