'Haziranda ölmek zor' demişti, Hasan Hüseyin Korkmazgil.
***
3 Haziran 1963'te, 61 yaşında ölen Nazım Hikmet'in ölümü üzerine yazmıştı Hasan Hüseyin, 'Haziranda Ölmek Zor' şiirini.
'Orhan Kemal'in güzel anısına' diye başlayıp…
'işten çıktım
sokaktayım
elim yüzüm üstüm başım gazete' diye devam etmişti.
***
3 Haziran sabahı, her sabah olduğu gibi, yedi otuzda kalkıp posta kutusuna bakmak için aşağı inmişti Nazım Hikmet.
Gelen mektupları, gazeteleri alıp yukarı çıkarken birden dizlerinin üzerine düşmüştü.
Kalp krizi geçirmişti.
Vera, onu merdivenlerde öylece bulmuştu.
Yorgun, bitkin…
Ama mavi gözleri hala pırıl pırıl…
Son bir umutla cankurtaran çağırsa da…
'yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden,
teper ha babam teper
paralanmaz
teper taşlı yolları' dediği yüreği durmuştu.
'Bir vapur geçer Varna önünden,
uy Karadeniz`in gümüş telleri,
bir vapur geçer Boğaz'a doğru.
Nazım usulcacık okşar vapuru,
yanar elleri.'
Yanmıştı elleri!
***
Hasan Hüseyin bunu, Nazım Hikmet'in
'yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden,
teper ha babam teper' dediği yüreğinin duruşunu,
'yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü' diye anlatmıştı 'Haziranda Ölmek Zor' şiirinde.
***
Neden durmuştu Nazım Hikmet'in yüreği?
Çünkü Nazım Hikmet'in yüreğinin ha babam teptiği yollar, taşlı yollardı.
1925'ten itibaren şiirleri ve yazıları nedeniyle sayısız kez yargılanmıştı.
1938 yılında, orduyu isyana teşvik ettiği gerekçesiyle yirmi sekiz yıl dört ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yatmıştı.
Yürek ne desin buna!
'teper ha babam teper
paralanmaz
teper taşlı yolları'
***
Haziranda ölmek zor!
Sadece Nazım Hikmet de değil haziranda ölen.
Edebiyatın üç çınarı da haziranda öldü.
Nazım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmed Arif...
Nazım Hikmet 3 Haziran 1963, Orhan Kemal 2 Haziran 1970, Ahmed Arif 2 Haziran 1991'de öldü.
***
Ölümlerinden üzüntü duyulacak insanlar…
Nazım Hikmet de karısı Münevver'in ağzından yazdığı, 'Karımın İstanbul'dan Yazdığı Mektup' şiirinde, İren Jolio Küri'nin ölümünden duyduğu üzüntüyü yazmıştı.
Acımıştı İren Küri'ye, öldüğü için.
Ama!... Ama daha çok dünyaya acımıştı.
'Acıyorsun İren Küri'ye,' diye yazmıştı.
'Acıyorsun İren Küri'ye,
çocuklarını düşünüyorsun, kocasını,
ama daha çok dünyaya acıyorsun,
büyük bir insan öldü diye.'
Acıyor insan dünyaya, büyük insanlar öldü diye.
Çünkü dünyaya; yüz yılda, belki de bin yılda bir gelir büyük insanlar.