Önceki dönem Adalet Bakanı Seyfi Oktay geçen hafta Eskişehir’e gelerek hızlı ve sessiz bir ziyaret turu gerçekleştirdi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u makamında ziyaret eden Oktay, ‘Savunma-Adalet Bakanının Adalet Arayışı’ başlıklı kitabını da meslektaşına hediye ederek siyaset ve adalet deneyimlerini ellerine teslim etti.
*
Seyfi Oktay, Türkiye siyasi tarihinde derin izleri olan, çetin ve tuttuğunu koparan bir isim…
Sosyaldemokrat Halkçı Parti’nin kuruluşu, Deniz Baykal’la olan anlaşmazlığı nedeniyle CHP’den istifası, iki dönem üstlendiği Adalet Bakanlığı görevi ve özellikle MİT raporlarına da geçen Fethullah Gülen’in “Bu adamın çaktığı kazığı 40 yıl çıkaramam” sözleri adı duyulduğunda ilk akla gelenler…
Cumhuriyete ve demokrasiye olan inancını temel aldığını her yerde anlatan Oktay, Bakanlığı döneminde çıkarılan 73 kanunu Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurularla iptal ettirmiş, FETÖ’yü engellemek için büyük uğraşlar vermişti… Bu girişimleriyle de ‘Özal’ın belalısı’ olarak anılıyordu…
Hızla akan yüksek siyaset döneminden sonra köşesine çekildi…
*
Seyfi Oktay’ı Eskişehir’de görünce Kazım Kurt’la benzer dönüm noktaları yaşadıklarını fark ettim.
Her ikisi de Cumhuriyet’in sağladığı olanaklarla köyden çıkıp kendisini yetiştirmiş ve hukukçu olmayı tercih etmiş isimler. Başarıyla geçtikleri sınav sayesinde Haydarpaşa Lisesi’nde parasız yatılı okuyup Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan siyasetçilerimizin yollarının CHP’nin kapatıldığı baskı sürecinde SHP’de kesiştiğini duydum.
Jenerasyon farkı aralarında güzel bir dostluk gelişmesini engellememiş…
*
Her ikisinin de hikâyesi, Cumhuriyet’in fırsat eşitliğini birer ‘kişisel başarı öyküsü’ olmaktan çıkarıp ‘siyasal sorumluluk’ bilincine dönüştüren ortak payda taşıyor.
Seyfi Oktay’ın Ankara siyasetiyle başlayan adalet mücadelesiyle, Kazım Kurt’un Eskişehir’den yükselen halkçı belediyecilik anlayışı benzer tecrübelerin farklı dönemlerde siyaset zeminindeki yansımasını temsil ediyor.
Seyfi Oktay’ın Özal döneminde ‘otoriterleşmeye’ karşı verdiği hukuk mücadelesi neyse, Kazım Kurt’un bugünün siyasal atmosferinde ‘merkezden dayatılan belediyecilik’ anlayışına karşı sürdürdüğü direniş de odur.
Biri adaletin, diğeri demokrasinin mevziisini tutuyor.
*
Adalet ve demokrasiyi buluşturan Eskişehir’deki bu son bir araya gelişte de Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin üzerindeki siyasi baskıların konuşulduğuna şüphe yok…
Kim bilir, belki Seyfi Oktay, benzer siyasi anlayış ve deneyimleri olan Kazım Kurt’a ‘Adalet Bakanı’ deneyimiyle el vermiştir…
Parti içinde yol gösterici kimliğiyle bilinen Kazım Kurt’un yükselişi kimseyi şaşırtmaz.
Zorlu süreçlerin ardından güneş CHP’nin üzerinde doğarsa hukukçu ve demokrat kimliğiyle bilinen iki isim belki Ankara’da yeniden buluşur…