Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu diploma töreninin resmi programı tamamlandıktan sonra mezun teğmenlerin tören kılıçlarıyla 2016 yılına kadar resmen okunan Subay Yemini’ni tekrar etmeleri ve Mustafa Kemal’e saygı gösterileri ile gelişen olay (!) henüz küllenmedi.
MSB, yaşananların "her yönüyle büyük bir titizlik ve hassasiyetle araştırılmakta ve incelenmekte" olduğunu duyurdu.
HANGİ SUÇ ?
Sayın Diyanet İşleri Başkanımız elinde kılıçla minbere çıktığında şaşıranlara “Kılıçla hutbe okunmasının Müslümanlar tarafından fethedilen yerlerde İslamiyet’in gücünü gösteren bir gelenek” açıklaması yapılmıştı.
Yeni mezun teğmenlerin de, sembolik tören kılıçlarıyla Mustafa Kemal'e olan saygılarını göstermeleri ve “Subay Yemini” etmeleri çok uzun yılların geleneği ve teamülünden başka bir şey değil.
Bir yemin töreninin resmi programı tamamlandıktan sonra Atatürk'e saygı gösterisi yapmak ve ordudaki bir teamülü gerçekleştirmek disiplin suçu veya adli suç teşkil eder mi?
Ortada zaten mevcut yemin prosedürünü reddetme veya buna alternatif bir yemin etme söz konusu değil. Kişilere veya kurumlara karşı en ufak bir saygısızlık yok.
Hukuken ortada suç var mı? Öncelikle teğmenlerin yemin metnine bakalım;
“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!”
Bu metinde yazılı olan ifadelerin hangisi yasal açıdan suç teşkil ediyor ?
Kılıç, orduda sadece subaylara özgü ve sembolik anlamları olan geleneksel bir donatımdan başka bir şey değildir. Erlerin, uzman çavuşların ve astsubayların kılıcı bulunmuyor.
Genç subaylar belli ki 2016 yılına kadar söyledikleri ve sadece kendilerine mahsus kılıçlı yemin metnini daha çok seviyorlar.
Teğmenlerin gelenekselleşmiş Subay Yemini sonrası, kendi okullarından yetişen Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin Başkomutanı’na ve Cumhuriyetimizin kurucu önderine “ Mustafa Kemal'in askerleriyiz !” diyerek seslenmelerinden daha doğal ne olabilir ki ?
AKLINIZ NEREDEYDİ ?
Emperyalizmin güdümündeki FETÖ/PDY gibi ihanet şebekelerinin yapılanma yöntemlerinden devletin tüm kurumlarının yeterince ders almış olması gerekir.
Bu genç teğmenler tam 5 yıldır Kara Harp Okulu’nda devletin gözetiminde hem oldukça disiplinli hem de üst düzey bir eğitim aldılar.
Resmi tören sonrası yaşananlarda, eğer bizim göremediğimiz bilemediğimiz bir tehdit unsuru ya da art niyetli bir yapılanma varsa 5 yıldır bu durumun çoktan ortaya çıkarılmış olması gerekirdi.
GÜNDEMİ DEĞİŞTİRMEK Mİ ?
Genç teğmenlerin resmi tören sonrası yaptıkları geleneksel mezuniyet sevinci üzerinden “günler sonra” yapılan açıklamalar oldukça düşündürücüdür.
Umarım, bu konudaki kaygılı açıklamaların, ekonomiden, adalet sistemine, eğitime kadar ciddi toplumsal sıkıntıların yaşandığı bir sürecin gündemini değiştirmeye yönelik olduğuna dair iddialar doğru değildir. Aksi takdirde, bu durum sağduyulu muhafazakarlar da dahil halkımızın içine sinmez.
Üstelik ,demokratik ve laik temeller üzerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, bölünmez bütünlüğüne olan bağlılık ile Atatürk İlke ve Devrimlerinin aydınlık yolunu izleme bağlamında vurguladığımız “ Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sözünü söylemek için harp okulundan mezun olmak da gerekmez…