Ayşe Ünlüce, 2024 yerel seçimlerinde Ahmet Ataç mı, Kazım Kurt mu Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in yerini devralacak çelişkilerinin arasında Eskişehir’de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak koltuğa oturan isim.
Öncesinde Büyükşehir Belediyesi’nde ve kentteki sivil toplum örgütlerinde hizmet etmiş olsa da siyasetle değil, daha çok kırsaldaki hizmetlerle yüzünü tanıdık…
*
Bugün artık, 18 aydır üstlendiği görevinde kendi siyasi ve hizmet tarzını belirlemiş bir aktör olarak kabul ediliyor. Adaylığı açıklandığı günden beri Eskişehir halkının onu bağrına bastığını, Cumhuriyet Halk Partisi’nde topluma dönük kadın siyasetçi açığını doldurduğunu görüyoruz.
Ayşe Ünlüce’yi Eskişehir çok seviyor…
Sevilirken bir yandan da eleştiriliyor!
AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak ile kentin tıkanmış sorunlarına ‘imza’lı çözüm bularak attığı uzlaşı adımları hem partisindeki siyasi aktörler hem de muhalif seçmen tarafından tepki topluyor. Meclis kürsüsünden “Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır” diyerek yaptığı savunma bir süre suskunluk sağlasa da eleştirilerin önünü tam anlamıyla kesebilmiş değil.
Ama, neden?
‘Neden eleştiriliyor’u biraz açtık, ‘neden eleştiriler kesilmiyor’ sorusunu da tartışalım…
*
Cumhuriyet Halk Partisi denildiğinde Eskişehir’de aklımıza Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt geliyor. Sert çıkışları, politik tavırları bazen partisinden ayrı düşse de yaptığı çarpıcı açıklamalarıyla Kazım Kurt Eskişehir’in ötesinde Türkiye’de de siyaseti iyi okuyabiliyor. Haliyle iktidar/muhalefet gerilimlerinde önce kendisinin yorumları merak ediliyor.
Büyükerşen’in siyaset sahnesinden inmesiyle ağırlığının arttığı, önünün açıldığı da bir gerçek… Hatta seçildiği günden bu yana yıldızı giderek parlayan İl Başkanı Talat Yalaz’ın da uslubu zaman zaman Kazım Kurt’a benzetiliyor.
Eskişehir’de CHP siyasetini Kazım Kurt yapıyor. Biz de CHP’yi Eskişehir’de aslında Kazım Kurt üzerinden yorumluyoruz. Siyasette kim başarılı, kim değil bu okuma üzerinden karar veriyoruz…
*
Ayşe Ünlüce ile ‘uzlaşan’ AK Partili siyasetçiler çoğu zaman Kazım Kurt’u hedef alıyor. AK Parti’nin aktöre ve bölgeye göre değişen uzlaşı/kavga iklimlerinin oluşturduğu dost/düşman algoritması CHP Örgütü’nde huzursuzluğa neden oluyor. Suni huzursuzluğun kaynağı dış etkenler olsa da bu tuzağa düşen iç etkenler de az değil!.. Ya da içeride mi, dışarı da mı olduğu belli olmayanlar!
*
Buradaki asıl belirsizliğin Ayşe Ünlüce’nin siyaset ve hizmet tarzının gerçekte anlaşılmadığından kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü, bence, seçimlerle birlikte CHP rozeti takan Ünlüce’nin Kazım Kurt gibi siyaset yapması, bazen de Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen tarzıyla hizmet etmesi bekleniyor!
Ünlüce, yerel halka hizmette temel organlardan biri olan belediyenin şehir hakkını ve şehir yurttaşını savunurken hizmetlerinin politik olduğunu sessizce vurguluyor.
Ayşe Ünlüce sessiz bir politika, Kazım Kurt görünür bir politika yapmayı tercih ediyor! Ünlüce’nin belediyeciliği temel alarak belirlediği siyasi tarzı da sert politika yapan Kazım Kurt’un uslubuna benzemediği için siyaset yapmadığı düşünülüyor.
Halbuki Başkan Ünlüce, açık ve net söylüyor: En iyi hizmet siyasettir! Ve her hizmet ideolojik temelinde siyaset bulundurur…
*
Ayşe Ünlüce’nin, adaylık sürecinde sinyalini verdiği hizmet siyasetinin Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın 5 dönemdir uyguladığı belediyecilik anlayışının üzerinden inşa ettiğini düşünüyorum.
Ahmet Ataç, beşinci döneminde halkın arasında var olabilen güler yüzlü ‘abi’ profiliyle partiyi geride projelerini ön planda tutarak Eskişehir’e hizmet ediyor. Konuştuğunda çok sert olabilirken vatandaşın arasında ılımlı yanıyla biliniyor ve kurduğu duygusal bağlarıyla Tepebaşı’nı yönetiyor. Bu yönüyle de belli ki Ayşe Ünlüce’ye ilham kaynağı oluyor…
Ünlüce de bu ilhamla siyasi gündemin yıprattığı vatandaşa sürekli siyasetten bahsetmeyerek hizmetlerle nefes aldırmaya çalışmasının arkasında belediyecilik başarısı ve tecrübesinin yattığını, bu nedenle politik bir yapı olan belediyenin sağladığı hizmetlerin zaten siyaset barındırdığını dile getirmeden vurguluyor.
*
Eskişehir’de, CHP’de siyasette yeni aktör olan Ayşe Ünlüce’yi sevdi ama bence tam olarak anlayamadı. Çünkü yanlış yerden baktı. Uzun yıllar kentte başarı sağlayan Büyükerşen–Kurt–Ataç üçlüsünden devredilen siyasal mirasın Ünlüce’de nasıl şekillendiğini doğru yorumlayamadı.
Özünde fikir özgürlüğü bulunduran demokrasinin güçlendirdiği siyasi zemin bizim ülkemizde ancak birbirine yakın söylemleri sindirebiliyor. Hele ki Eskişehir gibi küçük şehirlerde… Bunun en büyük handikabı aynı hedef için bir araya gelinse de demokrasiyi içselleştirememek.
Sadece CHP için değil, aynı şey AK Parti için de geçerli…
*
Yılmaz Büyükerşen, Büyükşehir Belediye Başkanı iken de şimdi bu görevi Ayşe Ünlüce devralmışken de Eskişehir merkezde CHP’den siyaset yapan üç başkan da birbirine benzemiyor, benzemeyecek… Beklentiyi ‘aynılık’ üzerinden değil çok seslilik üzerinden kurduğumuzda anlamak daha kolay.
Belki de Ünlüce’nin sırrı, siyaseti sert tartışmalarda değil, gündelik hizmetin içinde sessizce inşa etmesinde saklıdır.
Ben bu sert siyasi iklimde bunalan vatandaşın sesi olurken cesaret gösteren aktörlerin yüceleceğini düşünenlerdenim!