Yaşamak dediğin nedir ki sevgili okur, parmaklarının arasından akıp giden zamandan başka!
Nereden çıktı şimdi, yeniden yazı yazmaya başlamak?
Hemen anlatayım.
***
Çehov tarzı hikayenin bizdeki temsilcisi, cumhuriyet dönemi modern hikayenin kurucusu Sait Faik yazmakla yazmamak arasında epey tereddüt yaşamış olmalı ki şöyle yazmıştı:
'Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Yapamadım. Koştum tütüncüye, kalem kağıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.'
***
Bizde hırsın o kadarı yok.
'Yazmasam deli olacaktım' diyecek kadarı.
Bizim yazı yazmamız yazan insanlara hayranlığımıza ve yazıya saygımıza...
Biraz da rastlantılara bağlı.
***
İşte ne olduysa bu rastlantılardan biriyle oldu.
Uzunca bir zaman önce, akşam vakti yorgun argın eve dönerken yolda Ayhan AYDINER'e rastladım.
Hani şu birbirinizin kulağına 'Şöyle şöyle olmuş, Ayhan AYDINER yazmış... Daha fazla üstüme gelirlerse Ayhan AYDINER'i arayıp anlatacağım… Haksızlığın bu kadarı da fazla, Ayhan AYDINER'e şikayet etmek lazım bunları…' dediğiniz Ayhan AYDINER'e…
Pek sır tutmaması dışında, yani 'sır küpü!' olmaması dışında iyi insandır Ayhan AYDINER.
Yeniden yazmam konusunda bana umut ve cesaret verdi.
***
Yine de, her şeye rağmen, yeniden yazmaya başlasam mı, başlamasam mı, deyip dururken...
17.Yüzyıl hiciv şairi Nef-i'nin rubai vadisinin yoluna ayak basması gibi, bugün, bu yazıyla, köşe yazısı vadisinin yoluna bir kez daha ayak bastık.
Hadi hayırlısı.
Bakalım yolumuz nereye çıkacak.
'İnci Küpeli Kız'da, 'efendinin fırçası kalbinin derinliklerine girebildi mi' diyordu.
Bakalım, kalemimizin ucu, insanların kalplerinin derinliklerine girebilecek mi?
***
Nef'i demişken, yeniden yazmaya, onun dua niteliğindeki şu beytiyle başlamak yerinde olacak:
'Ya Rab dilimi sehv ü hatadan sakla
Endişemi tezvîr ü riyadan sakla'
(Ya Rab! Dilimi kusur ve hatadan koru
Düşüncemi yalan ve ikiyüzlülükten koru)
***
Son sözüm şudur ki, kaderde ne varsa o olur.
Görünen de şu ki, yazmak alın yazımız, bundan kaçış yok gibi gözüküyor; anlaşılan kaderimiz yazıyla şekillenecek.