Özgür kadın, özgür toplumun aynasıdır. Kadına yöneltilen baskılar, aslında bütün bir ülkenin geleceğine atılan gölgedir.

Sormak istiyorum:

Bu toplum ne zaman kadının nasıl giyindiğini tartışmaktan vazgeçip, neden öldürüldüğünü tartışmaya başlayacak?

Ne zaman kadınların ne giydiğinden çok neden öldürüldüğünün üstünde duracak?

Bir müzik grubunun sahnede dans etmesi mi bu ülkenin en büyük problemi? Yoksa her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında sessizce gömülen kadın cinayetleri mi?

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da sahneye çıkan Manifest grubuna “hayasızca hareketler” ve “teşhircilik” iddialarıyla soruşturma açıldı. Sahnedeki dansları “iffete ve edebe aykırı” bulanlar, hemen harekete geçti. Ne garip değil mi?

Kadının kıyafeti, sahnedeki bedeni, şarkının ritmi bu kadar hızlı soruşturma konusu olurken; öldürülen kadınların, sokak ortasında dövülenlerin, susturulanların hesabını sormak bu kadar acil gelmiyor kimseye.

Bir düşünelim:

Kadınlar hâlâ sırf ayrılmak istediği için öldürülüyor.

Tacizciler ve tecavüzcüler elini kolunu sallayarak dolaşabiliyor.

Kadınlar iş yerlerinde, sokaklarda, evlerinde baskı altında yaşıyor.

Ama mesele haline getirilen sahneye çıkan altı genç kadının dansı oluyor.

Keşke bu soruşturmalar, öldürülen kadınların katillerine de açılsa. Keşke tacizciler, şiddet failleri de aynı hızla gündeme otursa.

Yaşam haklarını ellerinden alanlara da aynı öfke, aynı kararlılık gösterilse.

O zaman belki de bu ülkede kadın olmak, bu kadar zor bir sınav gibi hissettirmezdi.

Bir toplum, kadınlarını sürekli hedef göstererek, onları susturarak, utandırarak ilerleyebilir mi?

Kadının sanatını, müziğini, dansını bastırmak isteyen bir zihniyet, aslında kendi geleceğini de karartıyor.

Çünkü sanat özgürlük ister. Kadın özgürlük ister. Ve özgürlüğün olmadığı yerde gerçek bir gelişmeden söz edilemez.

Bugün ülkenin asıl gündemi olması gereken şey; kadınların ne giydiği değil, neden öldürüldüğü. Asıl sorulması gereken soru şu: Her yıl yüzlerce kadın öldürülürken, biz neden buna aynı kararlılıkla “soruşturma” açmıyoruz?

Bu ülkenin kılık kıyafetten önce çözmesi gereken binlerce meselesi var. Ekonomiden eğitime, işsizlikten adalete kadar… Ama belli ki en kolay görülen hedef yine kadın oluyor.

gündem değiştirmek için de yeni moda haline getirdikleri kolay hedef haline getirdikleri kadınlar, hakaret ölçüsünde bir üslupla tekrar, tekrar ve tekrar hedef gösteriliyor.