Yılbaşıydı falan derken yeni bir yıla daha girdik.
Ne güzel kar yağdı yılın ilk gecesi.
Benimse canım yazı yazmak istedi kar yağarken.
Dayanılmaz bir istek. Gecenin bir yarısı hem de…
***
Daha önce de yeni bir yıla girmiştik.
Üstelik de tam tamına aynı şekilde.
Daha daha önce de…
Öyle olunca…
Çok da bir şey beklemeyin yeni yıldan.
Eskisinden ne gördük ki?
Bunların hepsi aynıdır.
Gelir, geldiği gibi de gider.
Geride acı, keder, hüzün…
***
Yeni yılda neler neler yaşayacağız, neler neler olacak acaba?
Dünya böyle olunca, kaynayan bir kazana dönünce dünya, insan biraz da yürek güpürtüsüyle giriyor yeni yıla.
Biraz aklınız başınızdaysa elbette.
Ve bir elinizde ayna bir elinizde cımbız yoksa.
Ne olacak acaba Ortadoğu'daki savaş 2016'da, diyorsunuz mesela.
Bize de sıçrar mı diyorsunuz.
İnsanlık IŞİD belasından biraz olsun kurtulabilecek mi, yeni yılda diyorsunuz.
Rusya kolladığı fırsatı ele geçirip de bir pislik yapar mı bize karşı, diyorsunuz.
Yaralı antilobu parçalamak için dört yandan harekete geçen timsahlar gibi Suriye'ye doğru harekete geçmiş devletler birbirine girip üçüncü dünya savaşını başlatır mı 2016'da diyorsunuz.
Yandık o zaman, diyorsunuz.
Yandık ki ne yandık.
Beşikteki çocuğumuz dahi.
Henüz daha doğmamış olan dahi…
Diğer taraftan, 2016'da kadın cinayetleri olur da hız keser mi, diyorsunuz.
Gerçekten biter mi, taşeronun insan sömürüsü yeni yılda diyorsunuz.
Ve daha adil bir gelir dağılımı olur mu diyorsunuz 2016'dan itibaren.
Güneydoğu'daki çatışmalar sona erer mi diyorsunuz.
Her türlü terör biter mi diyorsunuz.
***
Abartıyor muyum? Öyle olsun.
Bunlar değilse bile insan neler neler yaşıyor kendi içinde.
İnsanın başına ne zaman ne geleceği hiç mi hiç belli olmuyor.
Uyuyup uyanmamak da var kaderde.
Pek de umursamadığı ağrı nedeniyle hastaneye giden yakınınızın kanser olduğunu öğrenmek de.
***
Ne güzel yağıyor kar.
Benimse içimde bir keder, bir hüzün, bir karamsarlık.
Her şey daha iyi olamaz mı diyorum.
Daha iyi yaşanamaz mı dünyada?
Barış içinde, huzur içinde, sen ben kavgası olmadan.
İnsanlar ölmeden, öldürülmeden.
Oysa ne kadar da kısa insan ömrü.
'Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi şol göz açıp yummuş gibi'
Böyleyken…
Nasıl da acımazsın öldürülen, şehit edilen gencecik insanlara?
'Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi'

***
Ne korkunç yağıyor kar gecenin karanlığında, ne korkunç esiyor rüzgar, ne korkunç dönüyor dünya.